Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan cayma hakkı, ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup bu süre içinde sözleşme askıdadır. Davacının, sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Açıklanan nedenle sözleşmenin 9.A.2. maddesinin uygulanması imkanı yoktur. Hal böyle iken; mahkemece, sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
A.Ş. vekili istinaf dilekçesiyle; sözleşmenin yanlış nitelendirildiğini, tapu devriyle sözleşmenin geçerli hale geldiğini, dava açılmasının iyiniyet kaideleriyle bağdaşmadığını, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, davacıya konaklama için davet yapıldığını, ödemelerin somut delillerle ispatlanması gerektiğini, cayma hakkının kullanılamayacağını, cayma süresinin sözleşme tarihinden itibaren başlayacağını, cayma süresinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süreninde dolduğunu, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinde de maddi hata yapıldığını belirterek, verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE : Davacı, taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesi gereğince cayma hakkına dayalı olarak sözleşmenin iptali ile sözleşme gereğince ödenen bedelin iadesi talebinde bulunmuştur. Taraflar arasında 18/10/2017 tarih, VG01- 0167 sayılı devre mülk satış vaadi sözleşmesi imzalandığı taraflar arasında çekişmesizdir....
Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 11/02/2022 NUMARASI : 2021/547 Esas - 2022/115 Karar DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Dava konusu uyuşmazlık; davacı tarafından kefil sıfatı ile imzalanan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı icra takip dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin istirdadı talebine ilişkindir. Yerel mahkemece 11/02/2022 tarihli kararla, "(...)...
Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan, cayma hakkı ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup, bu süre içinde sözleşme askıdadır. Davacı henüz tatil hakkını kullanmadığını belirtmiş olup, davalı da bunun aksini ispat edememiştir. Bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup, davacının 13.9.2011 tarihli ihtarla cayma hakkını kullanması mümkündür. O halde mahkemece sözleşmenin iptali ile ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şirketi hakkında açılan DAVANIN KABULÜ ile taraflar arasında yapılan... hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi, YLV2720 sözleşme numaralı 14/07/2013 tarihli sözleşmenin süresinde davacı tarafça cayma hakkı kullanıldığından İPTALİNE, Davacı tarafça ödenen 15.100,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ..., tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava, davacı tarafından imzalanan devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir. Taraflar arasındaki 14.07.2013 tarihli devremülk satış sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşme incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. Davalı söz konusu tapunun davacıya verildiğini iddia etmektedir. Mahkemece, tapunun devredilip devredilmediği araştırılmaksızın davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuştur....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 24.03.2011 gün ve 588-177 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık gayrimenkul satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin istirdadı ve manevi tazminat isteminden kaynaklandığından kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 28.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı tarafından davacı adına düzenlenen------ bedelli faturalar davacı tarafından ödenmiştir Bu faturaların incelenmesinde; ---Fatura; --- tarih --- bu fatura içeriğinde ---bedelin iletişim ücretleri bedeli olduğu, --- bedelin ise "diğer ücretler" olarak gösterildiği, --Fatura; --- tarih --- olduğu, bu fatura içeriğinde ---- bedelin iletişim ücretleri bedeli olduğu, ---- bedelin ise "diğer ücretler" olarak gösterildiği, bu duruma göre davacının ödemesi gereken cayma bedelinin; ---.Fatura; ----Fatura: -----olduğu, ---bildirilen cayma bedeli ------ olup, dava konusu olay yukanda tüm detaylarıyla açıklanmış olup davalı tarafından davacı adına düzenlenmiş olan iki faturadan dolayı davacının fazladan yapmış olduğu ödemenin ---- olduğu, belirtilmiştir....
Maddeleri gereği satışın kapıdan satış olarak kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca kanunda belirtildiği haliyle malın tüketiciye teslimi halinde cayma hakkı süresinin başlayacağını, sözleşmelerin bu aşamada askıda olduğunu, 02/07/2002 günlü sözleşmenin feshi, davalıya ödenen 5.500,00,USD'nin fiili ödeme gününden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıya ödenen 6.850,00TL bakım aidatının ödeme gününden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu 02/07/2002 günlü sözleşmeden 14 yıl sonra davanın açıldığını, M.K'nun 2....
aracın müvekkili tarafından davacıya devredileceği bildirilmesine rağmen davacı tarafça aracın alınmadığının, bu nedenle cayma parası olarak ödenen bedelin iadesinin talep edilemeyeceğinin savunulduğu, davalı tarafça alıcının temerrüdüne ilişkin savunmaya yönelik olarak, yani aracın davacı tarafça teslim alınmadığına ilişkin savunmanın yazılı deliller ile ispat edilemediği, cayma parasına yönelik savunmaları açısından ise, taraflar arasındaki harici araç satış sözleşmesinin yukarıda izah edildiği üzere geçersiz olduğu gibi TBK'nın 178 maddesi gereğince cayma parasının taraflar arasında kararlaştırılmış olması gerektiği, hem sözleşmenin geçersiz olması, hem de cayma parası kararlaştırıldığına dair yazılı delil sunulmaması karşısında, davacı tarafça ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında davacıya iadesi gerektiğinden, icra takibine konu asıl alacak açısından takibe itirazın iptali koşullarının gerçekleştiği kanaatine varılmış olup, sebepsiz zenginleşme halinde karşı tarafın...
talep ve dava etmiş, daha sonra verdiği ıslah dilekçesiyle toplam 54.800,00 TL ödemenin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkiline iadesine, davalının sözleşmeden cayması nedeniyle 105.000,00 TL sözleşmeden cayma bedelinin taşınmazın 3.kişiye satış ve devir tarihi olan 29/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, 50.000,00 TL müspet zararın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....