Aynı maddenin beşinci fıkrasına göre ise sendikal sebeple iş sözleşmesinin feshi halinde işçi, 4857 sayılı Kanun’un 18., 20. ve 21. madde hükümlerine göre dava açabilir ve iş sözleşmesinin sendikal sebeple feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir....
Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.Somut olayda, davacı davalı işyerinde çalışmakta iken 2014 yılı eylül ve ekim ayı ücretlerinin hiç ödenmediğini, şifahen yapılan başvuruların sonuçsuz kalması üzerine 18.11.2014 tarihli ihtarname ile ödenmeyen ücret alacağı nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin bildirildiğini, ancak ihtarnamenin çekilmesinden önce iş akdinin davalı tarafından Kod 04 "Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinin İşveren Tarafından Haklı Sebep Bildirilmeden Feshi" bildirilmek kaydıyla sonlandırıldığını, bu durumun işten ayrılış bildirgesi ile sabit olduğunu, bu nedenle her ne kadar iş sözleşmesinin haklı nedenle sonlandırıldığına ilişkin ihtarname davalı şirkete gönderilmiş ise de, davalının ihtarname tarihinden önce iş sözleşmesini haksız ve bildirimsiz feshetmesi nedeni ile ihbar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebep olmaksızın feshedildiğini ... sürerek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir....
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin, son olarak takım lideri görevinde çalışmakta iken müvekkili şirkete karşı sadakat borcuna aykırı davranarak kasa yönetimi ve nakit para hareketleri hakkında bilgi sahibi olması ve işleyişten sorumlu olmasına rağmen prosedürlere aykırı olarak üçüncü kişiler tarafından mağaza kasasından alınarak kişisel menfaatleri için kullanılan ve bu sebeple mağaza kasalarında fiziksel olarak bulunmayan tutarda parayı mağaza kasasında mevcut olarak gösterip şirketi zarara uğratması ve güveni kötüye kullanması nedeniyle haklı olarak feshedildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı işverenin iş sözleşmesini haklı bir neden yokken feshettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı vekili temyiz etmiştir....
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı nedenle feshedildiğinin kanıtlanamadığının ve işten çıkış bildirgesinde (04) koduyla iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi olarak belirtildiğinin anlaşılmasına göre davalının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibarı ile doğru olan hükmün bu gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 16/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davacının veznede çalıştırıldığı, olay günü davacının kasa gişe yetkilisi olmasına rağmen döviz efektiflerini müşterinin bankasına yatırması kendisine söylendiği halde yatıramayacağını, olayı bilmediğini amirine iletmesi nedeniyle amiri tarafından telefonda nasıl yapılması gerektiği hatırlatılıp görevini yapmasının istediği, ancak buna rağmen görevini yapmadığı, telefonu amirinin yüzüne kapattığı, yanına gelen amiri ile görevi yapması konusunda tartışma yaşandığı, davacının gişe içerisinde yüksek sesle bağırarak amirlerine ve işyerine karşı saygılı olmayan tavrı nedeniyle 4857 sayılı Kanun'un 25/2 d-h maddeleri gereğince iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davalı işveren tarafından temyiz edilmiştir. İşçinin geçerli bir feshe neden olabilecek davranışları 4857 sayılı Kanun'un 25. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı nedenlerden farklıdır....
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, haklı sebeple şirketin feshi nedenlerinin ispatlanamamış olmasına, haklı sebeplerle şirketten çıkma isteğine ilişkin talep bakımından başkaca haklı olgulara dayanılmamış ve dayanılan olgular bakımından da davacının daha ziyade kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 08.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Konut AŞ'den almış olduğu ev için anlaşmalı banka olan Asya Katılım Bankası hesabından konut kredisi için ödemelerin yapıldığının anlaşıldığı, davacı tanıklarının bildikleri kadarıyla davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile bağlantısı olmadığı, bu yönde kendilerinde şüphe oluşmadığı yönünde beyanda bulundukları, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile bağlantısı, irtibat ve iltisakı konusunda şüpheyi haklı kılacak güçte somut delillerin bulunmadığı, ... Cumhuriyet Başsavcılığının davacı hakkında vermiş olduğu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar da nazara alınarak yapılan feshin geçerli ve haklı nedene dayanmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile feshin geçersizliğine karar verilmiştir. G)Temyiz başvurusu : Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur....
İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. Yargılama sırasında bu sebeplerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar....
İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Şarta bağlı istifa ise kural olarak geçerli değildir. Somut olayda davacı, işverenin baskısı ile istifa dilekçesi imzalamak zorunda kaldığını iddia etmiş, davalı işveren davacının kendi el yazısı ile yazıp imzaladığı istifa dilekçesi üzerine iş sözleşmesinin sona erdiğini savunmuştur. Söz konusu istifa dilekçesine dair beyanı sırasında davacının anılan belgeyi baskı ile imzaladığı ve iradesinin fesada uğratıldığını beyan ettiği, Mahkemece imzası davacı tarafından inkar edilmeyen istifa dilekçesine iradesi sakatlandığı gerekçesi ile değer verilmeyerek iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiğinin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Davacı asil istifa dilekçesindeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiştir....