"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Devre mülk satış sözleşmesinden cayma hakkının kullandırılmaması nedeniyle uğramış olunan maddi zararın tazmini istemine ilişkin olarak açılan davada ... 1. Tüketici ile ... 7. Asliye Hukuk Mahkemelerinin ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, devre mülk satış sözleşmesinden cayma hakkının kullandırılmaması nedeniyle uğramış olunan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. ...1....
İSTİNAF SEBEBİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerin yerine getirildiğini, tesis için 20/04/2015 tarihinden itibaren yapı kullanım izin belgesinin var ve tesisin kullanıma hazır olduğunu, benzer davalarda kendileri lehine karar verildiği, bunun dikkate alınmasını, caymanın süresinde olmadığını, davacı tarafa mülkü teslim almak üzere 14 defa çağrı yapıldığını, ayrıca dava taşınmazın aynından kaynaklandığından HMK 362.1.b uyarınca temyiz yolu açık olarak karar verilmesi gerektiğini beyanla istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, TMK 706, TBK 213, Tapu Kanunu 26 ve Noterlik Kanunu 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersiz olup, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesi de tapulu taşınmazın satışına ilişkin olduğundan geçersizdir. Geçersiz sözleşmeye dayanarak davacı, fesih ve ödediği bedelin iadesini her zaman talep hakkına sahiptir. Kaldı ki davacı tarafından süresi içerisinde cayma hakkı da kullanılmıştır. Cayma süresinin söz tarihi itibariyle değil, hizmetten faydalandığı tarihten itibaren başlayacağı, somut olayda hizmet olmadığı ve davacının cayma hakkını dava tarihi itibariyle süresinde kullandığından davanın kabulü ile, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine, söz konusu sözleşme nedeniyle davacı tarafından ödenen bedelin iadesine karar verilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ön ödemeli konut sözleşmesinin feshi, ödenen bedelin iadesi ve sözleşme kapsamında verilen senetlerin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un "Temel ilkeler" başlıklı 4 üncü maddesi. 2. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un "Ön ödemeli konut satış sözleşmeleri" başlıklı 40 ıncı maddesi. 3. Aynı Kanun'un "Şekil şartı" başlıklı 41 inci maddesi 4. Aynı Kanun'un "Cayma hakkı" başlıklı 43 üncü maddesi. 5. Aynı Kanun'un "Sözleşmeden dönme" başlıklı 45 inci maddesi. 6. Aynı Kanun'un "Tüketici Mahkemeleri" başlıklı 73 üncü maddesi. 7. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 21.09.2023 tarihli ve 2023/685 E., 2023/2372 K. sayılı ilamı. 3.Değerlendirme Dava dosyasının incelenmesinde; davacı ile davalı Yücesoy Mühendislik Ltd....
Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan, cayma hakkı ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup, bu süre içinde sözleşme askıdadır. Davacının sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre, bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup, davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Ayrıca sözleşmede kararlaştırılan tesislerin 31.12.2014 tarihinde hizmete sokulmadığı ve tüketicinin değişim hakkını da kullanmadığı mahkemenin de kabulündedir. Bu nedenle, mahkemece sözleşmenin feshi ile sözleşme gereği ödenen tüm bedelin, 31.12.2014 tarihi öncesi ve sonrasında ödenmiş olması ayrımına gidilmeden, iadesine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile davanın sadece bu tarihten sonraki ödemelere ilişkin bölüm yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
İSTİNAF SEBEBİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerin yerine getirildiğini, tesis için 20/04/2015 tarihinden itibaren yapı kullanım izin belgesinin var ve tesisin kullanıma hazır olduğunu, benzer davalarda kendileri lehine karar verildiği, bunun dikkate alınmasını, caymanın süresinde olmadığını, ayrıca dava taşınmazın aynından kaynaklandığından HMK 362.1.b uyarınca temyiz yolu açık olarak karar verilmesi gerektiğini beyanla istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Dava, cayma hakkının kullanılmış olmasına rağmen sözleşme bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takip nedeniyle ödenmiş olan bedelin istirdadı talebine ilişkindir. Mahkemece, davalı tarafça, cayma bildirimi yapılmasına rağmen taraflar arasında imza altına alınmış sözleşmeye dayanılarak icra takibi başlatıldığı ve bu icra takibi nedeniyle davacının 4.000,00 TL ödeme yaptığı, davacının ödediği bu bedelin davacıya iadesine karar vermek gerektiği kanaatine varılmış olması sebebiyle davanın kabulü ile sadece 4.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde davalı tarafından kendisine teslim edilen kitapları davalıya iade ettiğini beyan etmiş ise de buna ilişkin herhangi bir belge ibraz etmemiştir. O halde, mahkemece, kitapların iade edilip edilmediği hususları araştırılarak, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Davacının, sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Hal böyle iken; mahkemece, süresinde cayma hakkının kullanıldığı değerlendirilerek sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREKÇE : Taraflar arasında Yalova Termal Saray hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi yapıldığı, satış sözleşmesine konu hissenin tapudan gelen cevabi yazıya göre davacı adına tescil edildiği hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının sözleşmeden cayma hakkının bulunup bulunmadığı sözleşmenin feshi sebebiyle ödediği bedelin iadesini, talep edip edemeyeceği hususundadır. İlk derece mahkemesince taraflar arasındaki sözleşme tapu kaydı dosya arasına alınmıştır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshine ve ödenen bedelin Şifa Tur ... Ltd. Şti.'nden alınarak davacıya iadesine, diğer davalı yönünden de husumet yokluğu nedeniyle red kararı verildiği anlaşılmıştır. Dosyadaki Termal Tapu Müdürlüğünden gelen cevabi yazıda 424 ada, 26 parsel, 2 numaralı mesken kat irtifaklı taşınmazın Merve Berberoğulları adına kayıtlı olduğu ve buna ilişkin tapu kaydının gönderildiği görülmüştür....
Dava, harici gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklı bedel iadesi ve faiz talebine ilişkindir....