WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; hayatın olağan akışına ve Yargıtay kararlarına göre ziynet eşyalarının taşınabilir eşyalardan olduğu, kadının zilyetliğinde olduğuna dair karine bulunduğu, davacının karinenin aksini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir. Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. 4787 Sayılı Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabındaki üçüncü kısım hariç olmak üzere, TMK’nun 118-395 maddelerinden kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkin olup, bu talep kişisel malların iadesi kapsamındadır....

    Mahkemece; takip dayanağı ilamın boşanma ve ziynet eşyasının iadesine ilişkin olduğu, takibin ziynet eşyasının iadesi kararına dayalı olarak yapıldığı sonuç itibari ile tarafların malvarlığını etkileyen ve boşanma ilamlarının fer'i niteliğinde olmayan, ondan bağımsız ilam nedeni ile takip yapıldığı ve kesinleşmesine gerek olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; HMK'nun Geçici .... maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK'nun 443/.... (HMK'nun 367/....) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemezler. Ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik kısımları da aynı kurala tabidir....

      Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 1- Davacının davalıya yönelik davasının Kısmen Kabulüne ve Kısmen Reddine, A-Davacının davalıya yönelik ziynet eşyası isteminin REDDİ ile, B-Davacının davalıya yönelik çeyiz eşyası isteminin KABULÜ ile çeyiz eşyalarının İADESİNE, aynen iade mümkün olmadığı takdirde 15/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen eşyaların bedeli olan 3.650,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından ziynet eşyaları yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; kişisel eşya niteliğinde olan çeyiz eşyaları ve ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir....

      Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalı tarafından harcandığını ileri sürmüş, davalı koca ise ziynetlerin davacı tarafından evden götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. . Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı, kişisel harcamalar vs.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur....

        Söz konusu ziynet eşyasının (altın vs.) evlenme sebebiyle gerek ailelerce ve gerek yakınlarca kadına geleceğinin güvencesi olarak takıldığı kabul edildiğinden emaneten (geçici olarak) takıldığı konusunda kadının bir kabulü olmadığı sürece genel kural kabul edilecektir. Artık, ziynetlerin geri istenmemek üzere verildiği iddia ve ispat edilmedikçe, bunları alan iade etmekle yükümlüdür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13/04/2021 tarihli ve 2017/3- 1038 Esas ve 2021/458 Karar sayılı kararında ve 04.03.2020 tarihli ve 2017/3- 1040 Esas, 2020/240 Karar sayılı kararında aynı ilke çerçevesinde kadına özgü olan ziynet eşyalarının erkeğe takılsa dahi kadına ait olduğu benimsenmiştir. Olağan olan kadının kişisel malı olduğu kabul edilen ziynet eşyalarının kadın eşin himayesinde bulunmasıdır. Bunun aksini iddia eden kadın eş iddiasını ispatla mükelleftir....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/11/2013 NUMARASI : 2012/249-2013/824 Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı eski eşi A.. İ.. aleyhine fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile 77 adet çeyrek altın, 12 adet yarım altın, her biri 15 gr. olan 16 bilezik ve l adet de 2,5 gr. ağırlığında bilezikten oluşan ziynet eşyalarının aynen iadesine, bu mümkün olmadığı taktirde bedeli olan 38.600,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, istemiyle 4721 sayılı TMK nun 220/1-2 ve 226/1 maddesine dayalı ziynet eşyasının iadesi davası açmıştır....

          Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı, davalı yanda olduğu şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır. Tarafların iddia ve savunması uyarınca; davaya konu ziynet eşyasının var olduğu, her iki tarafında bu ziynet eşyasının diğerinde olduğunu ileri sürdükleri, dinlenen tanık anlatımları uyarınca davalı-karşı davacı kadının davaya konu bileziği kullandığı, kendisinde olduğu, evinden tüm eşyalarını alarak ayrıldığı saptanmıştır. Davalı-karşı davacı kadın davaya konu ziynet eşyasının davacı-karşı davalı erkekte olduğunu ispat edememiştir. İlk derece mahkemesinin davalı-karşı davacının ziynet eşyasına ilişkin talebinin reddi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

          Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, düğün sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir....

          Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Somut olayda; Davacı vekili dava dilekçesinde davacının evlendikten sonra Avustralya' da yaşamaya başladığını, kayın validesinin ziynet eşyalarını müvekkilinden istediğini, müvekkili vermek istemeyince, kayın pederinin davacının üzerine yürüyerek ziynet eşyalarını alarak evde bulunan kasaya koyduğunu iddia ettiği, ancak dinlenen tanıkların ziynet eşyaları ile ilgili görgüye ya da bizzat karşı taraflardan duyuma dayalı bilgilerinin olmadığı, yine davacı vekili her ne kadar delil listesinde yemin deliline dayanmış ise de, daha sonra verdiği dilekçe ile yemin teklifinden vazgeçtiği, dolayısıyla davacının davasını ispat edemediği anlaşılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu