Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kişisel Eşyaların İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm ziynet ve kişisel eşyaların iadesi istemine ilişkin olup, ... Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 tarihli 2011/1 sayılı kararı gereğince inceleme görevi... 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli... 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 06.10.2011 (prş)...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 1- Davacının davalıya yönelik davasının Kısmen Kabulüne ve Kısmen Reddine, A-Davacının davalıya yönelik ziynet eşyası isteminin REDDİ ile, B-Davacının davalıya yönelik çeyiz eşyası isteminin KABULÜ ile çeyiz eşyalarının İADESİNE, aynen iade mümkün olmadığı takdirde 15/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen eşyaların bedeli olan 3.650,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından ziynet eşyaları yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; kişisel eşya niteliğinde olan çeyiz eşyaları ve ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir....

    Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Somut olayda; Davacı vekili dava dilekçesinde davacının evlendikten sonra Avustralya' da yaşamaya başladığını, kayın validesinin ziynet eşyalarını müvekkilinden istediğini, müvekkili vermek istemeyince, kayın pederinin davacının üzerine yürüyerek ziynet eşyalarını alarak evde bulunan kasaya koyduğunu iddia ettiği, ancak dinlenen tanıkların ziynet eşyaları ile ilgili görgüye ya da bizzat karşı taraflardan duyuma dayalı bilgilerinin olmadığı, yine davacı vekili her ne kadar delil listesinde yemin deliline dayanmış ise de, daha sonra verdiği dilekçe ile yemin teklifinden vazgeçtiği, dolayısıyla davacının davasını ispat edemediği anlaşılmıştır....

    Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, düğün sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir....

    Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı, davalı yanda olduğu şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır. Tarafların iddia ve savunması uyarınca; davaya konu ziynet eşyasının var olduğu, her iki tarafında bu ziynet eşyasının diğerinde olduğunu ileri sürdükleri, dinlenen tanık anlatımları uyarınca davalı-karşı davacı kadının davaya konu bileziği kullandığı, kendisinde olduğu, evinden tüm eşyalarını alarak ayrıldığı saptanmıştır. Davalı-karşı davacı kadın davaya konu ziynet eşyasının davacı-karşı davalı erkekte olduğunu ispat edememiştir. İlk derece mahkemesinin davalı-karşı davacının ziynet eşyasına ilişkin talebinin reddi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    GEREKÇE: Dava, kişisel mal niteliğinde bulunan ziynet eşyalarının aynen ya da bedelinin iadesi istemine (TMK m. 220,226) ilişkin olup, ilk derece mahkemesi kararı taraflarca istinaf edilmiştir. Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK.m. 6). Kural olarak ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkarak tarafa aittir (HMK m.190/1)....

    Bu haliyle davacının ziynet eşyasının iadesi davasının ispatlanamadığı kabul edilerek davasının reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.." şeklindeki gerekçe ile " 1- Davacının davasının KABULÜ ile; tarafların BOŞANMALARINA, 2- Müşterek çocuk 19/02/2014 Ortahisar doğumlu AZRA NİLSU ÖZER'in velayetinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, 750,00.-TL yoksulluk nafakasının ve 500,00.-TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak velayeten davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 10.000,00.-TL maddi 20.000,00.-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 9- Davacının ziynet eşyalarının iadesi davasının REDDİNE" karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istenilmiştir. Davalı taraf, süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş, sonradan verdiği 24.03.2016 tarihli dilekçesiyle, boşanma davasına verilen cevap dilekçesinde eşya alacağına ilişkin cevaplarınında sunulduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının müşterek konutu terk ederken yanında ziynet eşyalarını da götürdüğünü, ayrıca evdeki ortak eşyaları da götürdüğünü buna dair müvekkilinin Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığında şikayetinin bulunduğunu, müvekkilinin hiç bir zaman altınları ne ev ne araba alırken kullanmadığını, davacının, altınlarını kardeşlerine verdiğini bunu müvekkiline davacının kardeşlerinin söylediğini, belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, ziynet eşyalarının zorla kendisinden alındığını ispat yükü altında olduğunu ancak dosya kapsamına göre; davacı taraf, dava konusu ziynet eşyalarının davalı tarafından alınarak bozdurulduğunu ispatlayamadığını, dosyadaki davacı tanıklarının beyanları da görgüye dayalı olmadığını dolayısıyla davacı davasını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel eşyanın iadesi, ziynet alacağı ve tazminat ... ile ... aralarındaki kişisel eşyanın iadesi, ziynet alacağı ve tazminat davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Göbze 1. Aile Mahkemesi'nden verilen 08.05.2013 gün ve 462/576 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

        UYAP Entegrasyonu