GEREKÇE: Dava, kişisel mal niteliğinde bulunan ziynet eşyalarının aynen ya da bedelinin iadesi istemine (TMK m. 220,226) ilişkin olup, ilk derece mahkemesi kararı taraflarca istinaf edilmiştir. Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK.m. 6). Kural olarak ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkarak tarafa aittir (HMK m.190/1)....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının müşterek konutu terk ederken yanında ziynet eşyalarını da götürdüğünü, ayrıca evdeki ortak eşyaları da götürdüğünü buna dair müvekkilinin Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığında şikayetinin bulunduğunu, müvekkilinin hiç bir zaman altınları ne ev ne araba alırken kullanmadığını, davacının, altınlarını kardeşlerine verdiğini bunu müvekkiline davacının kardeşlerinin söylediğini, belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, ziynet eşyalarının zorla kendisinden alındığını ispat yükü altında olduğunu ancak dosya kapsamına göre; davacı taraf, dava konusu ziynet eşyalarının davalı tarafından alınarak bozdurulduğunu ispatlayamadığını, dosyadaki davacı tanıklarının beyanları da görgüye dayalı olmadığını dolayısıyla davacı davasını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiştir....
Bu haliyle davacının ziynet eşyasının iadesi davasının ispatlanamadığı kabul edilerek davasının reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.." şeklindeki gerekçe ile " 1- Davacının davasının KABULÜ ile; tarafların BOŞANMALARINA, 2- Müşterek çocuk 19/02/2014 Ortahisar doğumlu AZRA NİLSU ÖZER'in velayetinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, 750,00.-TL yoksulluk nafakasının ve 500,00.-TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak velayeten davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 10.000,00.-TL maddi 20.000,00.-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 9- Davacının ziynet eşyalarının iadesi davasının REDDİNE" karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : CİHANBEYLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/04/2015 NUMARASI : 2011/339-2015/177 Uyuşmazlık; gayriresmi birliktelik (evlilik) sebebiyle verilen ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi talebine ilişkindir. Karı-koca (resmi evlilik) arasında açılmış olan çeyiz eşyasının iadesi talebi bulunmadığından talep; menkul eşyalara ilişkin alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 01.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır....
Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının, davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, davacı kadının ispatlaması gerekir....
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki kişisel eşyanın iadesi davasına dair ... 1. Aile Mahkemesinden verilen 14/12/2015 günlü ve 2014/1407 E. - 2015/1752 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 06.12.2017 günlü ve 2016/6995 E. - 2017/17096 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 19/11/2020 NUMARASI : 2019/266 ESAS-2020/580 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;tarafların 31/07/2013 tarihinde evlendiğini, düğünde 12 adet her biri 10'ar gr bilezik ziynet eşyası takıldığını, boşanma davasının ilk açıldığında müvekkilinin ortak konuttan polis marifetiyle ayrılarak ailesinin evine yerleştiğini ve yanına sadece kıyafetlerini aldığını, düğünde takılan ziynetlerini ise davalı eski eşiyle ortak yaşadığı konutta bırakmak zorunda kaldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla müvekkiline ait olan 12 adet 10'ar gram düz bilezik ziynet eşyasının tarafına aynen iadesi ve teslimine olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kişisel Eşyaların İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm ziynet ve kişisel eşyaların iadesi istemine ilişkin olup, ... Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 tarihli 2011/1 sayılı kararı gereğince inceleme görevi... 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli... 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 06.10.2011 (prş)...
Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Kadının ziynet eşyalarının varlığını ve evde kaldığını ya da erkek tarafından elinden alındığını kanıtlaması halinde ziynetlerin kadına iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının erkek tarafından kanıtlanması halinde, erkek ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davacı, ziynetlerin varlığını ve davalı tarafından rızası dışında alınıp iade edilmediğini ispat yükü altındadır....