Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; davacı tarafından açılan ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesi davasına ilişkindir. Ziynet eşyası alacağı bakımından, Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları ispatlaması gerekir. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

Kadına özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir (TMK md. 1, 6, 220/1- 1, 222/1, HMK md. 190, YHGK 04.03.2020 tarih, 2017/ 3- 1040 Esas ve 2020/240 Karar). Aksi halde, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır (TMK md. 222/2). Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Bu bağlamda davacı kadın; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür....

Aile mahkemesinin 2019/103 Esas 2019/377 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, söz konusu kararın istinaf edilmeden 29.07.2019 tarihinde kesinleştiğini, davacı kadının dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş olup, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunduğunu, davacı müşterek konutu ailesinin refakatinde ve bütün kişisel eşyalarını alarak terk ettiğini, boşanma dava dosyası, tanık beyanları ve davacı ikrarı ile sabit olduğunu, davacının Ziynet eşyalarını almasına ve götürmesine engel teşkil edebilecek hiçbir durum söz konusu olmadığını, zira dilekçemiz ekinde sunmuş olduğumuz davacının ailesi tarafından müvekkile verilen 10.12.2018 tarihli belgede davacının müvekkil uhdesinde hiçbir eşyasının kalmadığı, tamamını teslim aldıklarına ilişkin beyanları sabit oldğunu, müvekkilin bir fabrikada işçi olarak çalıştığını, evlilik birliği kurulduğu dönemde ve şuan asgari ücret ile geçimini sağladığını, davacı tarafından iddia edilen ziynetleri alabildiğini...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyasının aynen, mümkün olmazsa bedelinin iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın ziynet eşyasının aynen iade isteminin reddine, alacak isteminin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 570.00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi...

    Somut olayda, tarafların dava tarihi olan 12/03/2013 tarihinden sonra 26/02/2015 tarihli mahkeme kararı ile boşandıkları, davacı tarafından, kendisine ... sırasında takılan ziynet eşyasının iadesinin istendiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında, TMK uyarınca kurulmuş bir evlilik birliği bulunduğu, iadesi istenen ziynet eşyasının, ... törenlerinde ve müşteki çocuk için takıldığı anlaşılmakla, 4787 sayılı Kanunun 1-4 ve TMK'nın aile hukuku ve mal rejimine ilişkin hükümlerinin tatbiki gerektiğinden, davada görevli mahkeme aile mahkemesidir. Bu durumda, uyuşmazlığın aile mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 23/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/06/2020 NUMARASI : 2017/911 ESAS - 2020/259 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma, Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası takdirine, kişisel eşya, çeyiz eşyaları ve ziynet eşyalarının müvekkiline iadesine, müvekkili lehine 8.000,00 TL maddi, 80.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili bila tarihli ıslah dilekçesi ile, ziynet eşyası alacaklarını 33.370,00 TL'ye, çeyiz eşyası alacaklarını şimdilik 1.500,00 TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir....

      Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet eşyaları ve kişisel eşyanın iadesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet eşyaları ve kişisel eşyanın iadesi davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına, 22/05/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Somut olayda; Taraflar arasındaki ihtilaflı konu ziynet eşyalarının davalı Hasan'ın kardeşi Hakan'ın düğününden sonra davacı tarafından müşterek haneye götürülüp götürülmediği ve davacı kadına takılan 30 adet yarım altının davacının ailesi tarafından sarraftan emanet olarak alınıp alınmadığıdır....

          Mahkemece, davacı kadının evden ayrılırken tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce götürme fırsatını elde edemediğini tanık beyanları ile ispat edemediğini, yemin deliline dayanmış olan davacıya yemin teklif etme hakkı olduğunun hatırlatıldığı, davacı tarafın yemin teklif ettiği, davalının yemin etmesi üzerine ispatlanamayan ziynet eşyaları yönünden davanın reddine, yargılama sırasında davalı tarafından davacıya iade edilen ziynet eşyaları dışındaki çeyiz eşyaları yönünden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm tesis edilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....

            UYAP Entegrasyonu