Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI ESAS NO : 2015/14651 KARAR NO : 2016/976 Y A R G I T A Y İ L A M I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SARAYKÖY ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 10/07/2015 NUMARASI : 2015/216-2015/288 Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasının bozma ilamı üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili boşanma dosyasından tefrik olunan ziynet eşyası istemli dilekçesinde tarafların 2010 yılında evlendiklerini, davalının düğün yaparken 30.000,00 TL borçlandığını, paraya ihtiyacı olduğunu iddia ederek nişan ve düğün sırasında takılan tüm ziynet eşyalarını geri vermek vaadiyle müvekkilinden aldığını, ancak ziynetleri bozdurarak bir kısmı ile kız kardeşine kalan kısmı ile ağabeyine araba almaları için verdiğini...

    Davalı - karşı davacı tarafça karşılıklı boşanma davalarına yönelik istinaf başvurusu yönünden istinaf harçları yatırıldığı, ziynet, çeyiz ve kişisel eşyaların iadesi davaları yönünden istinaf harçları yatırılmadığı halde, sadece ziynet, çeyiz ve kişisel eşyaların iadesi davaları yönünden istinaf isteminin HMK'nın 344. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekirken, karşılıklı boşanma davalarına yönelik istinaf isteminin de reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir. O halde, ilk derece mahkemesinin davalının karşılıklı boşanma davalarına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair 17/05/2021 tarihli Ek Kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Ziynet, çeyiz ve kişisel eşyaların iadesi davaları yönünden verilen Ek Kararın isabetli olduğu anlaşılmış, bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir....

    Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ziynet Eşyasının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm ziynet alacağı istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 29.01.2007 tarihli kararının 2. maddesi gereğince inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 13.09.2010 (pzt.)...

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 21/09/2021 NUMARASI : 2019/710 ESAS-2021/505 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline düğünde takılan 22 ayar 5'li burma bilezik (100 gr), 1 kelepçe (10 gram), 1 zinci kolye (100 gram), gerdanlık, yüzük küpe müvekkil tarafından borç alınarak satıldığını, sonrasında bu bilezikleri iade etmediğini, müvekkile düğünde takılan tüm ziynet eşyalarının iadesi mümkün olmadığı takdirde bedeli bilirkişi raporunda belirlendiğinde artırmak kaydı ile 500 TL'nin müvekkile iadesine, fazlaya ilişkin haklarının mahfuz tutarak karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının evlilik birliği içinde davalılar tarafından alıkonulduğunu, evi terk ederken kendisine verilmediğini ileri sürmüş, davalılar ise altınları almadıklarını, davacı tarafından götürüldüğünü savunmuşlardır. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalıların zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Olayda, davacı kadın dava konusu ettiği ziynet eşyalarının davalılar tarafından alı konularak kendisine iade edilmediğini dinlettiği tanık beyanları ile kanıtlayabilmiş değildir....

          Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalı tarafından rızası dışında alınarak bozdurulduğunu ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğünü iddia etmiştir. Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde davacıdan rızası dışında alındığı iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, ziynet eşyalarının davalı tarafından rızası dışında alınarak bozdurulduğu iddiasını ispat için tanık deliline dayanmıştır. İş bu dosyada ve boşanma dosyasında dinlenen tanıklar davacıya düğünde takılan altınları davalının aldığını beyan etmişlerdir. Davacının dinlettiği tanıkların beyanları somut ve görgüye dayalıdır. Davacıdan aktarılmış değildir. Ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunun davacı tarafça ispatlanmıştır. Bu durumda davada ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyasının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür....

            (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet ve ev eşyasının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkiline şiddet uyguladığı ve evden kovduğunu, konutta bulunan bir kısım eşyaların tespit edildiği ve tarafına verildiğini; ... adet no frost buzdolabı, iki takım koltuk takımı, ... adet çekyat, ... adet masa-sandalyeleri, ... adet orta sehba, ... adet zigon sehpa ve ... adet fiskos sehba olan çeyiz eşyası ile ... adet 60 gr ... ayar altın kelepçe, ... adet her biri ... gr ... ayar altın düz bilezik, ... adet her biri 25-30 gr arası ... burma bileziğin tarafına verilmediğini belirterek, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu bağlamda davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alınıp, bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kime takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

              iadesi olmadığı takdirde bedeline hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu