gerekirken, hükme yeterli olmayan gerçek zararı ortaya koymayan sadece varsayıma dayalı bilirkişi esas alınarak eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir....
Davalı cevap dilekçesinde, kiralananı 30.05.2013 tarihinde tahliye ettiğini ve bu durumu kiraya verene bildirdiğini, kira sözleşmesinin 8. maddesinde 1 aylık feshi ihbar süresinin belirlendiğini bu kapsamda olan Haziran 2013 ayına ait kira bedelinin de ödendiğini kira borcunun kalmadığını belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiştir. Taraflar arasında, 10.10.2012 başlangıç tarihli, 12 ay süreli, aylık 900TL bedelli kira sözleşmesi ile kiralananın 30.05.2013 tarihinde tahliye edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünde yer alan 8. maddesinde; “Kiracı kiralananı boşaltmak istediğinde en az bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmeyi taahhüt eder” şeklinde düzenlemeye yer verildiği anlaşılmaktadır....
Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere veya notere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder. Davalı kiralananı tahliye ederek anahtarı teslim ettiğini ileri sürdüğüne göre bu durumu davalının kanıtlaması gerekir. Davacı vekili taşınmazın 2014 ekim ayında tahliye edildiğini iddia ederek tahliye anına kadar ödenmeyen 2014 Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayı kira alacakları yönünden takip yapmıştır....
Davalı kiracının kiralananı işyeri olarak kullandığı iddia edilmiş ise de davacı tarafından davalıya kiralananın kiralama amacına uygun olarak kullanılması konusunda süreli bir ihtarname gönderilmediği anlaşılmıştır. Davacı ihtar şartını yerine getirmediğinden davanın açılmasında haklı sayılamaz. Bu durumda davacının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 13.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalının erken tahliye tazminatının hangi süreye kadar olacağına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiralananda 06.11.2005 tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, kira dönemi sonunu beklemeden kiralananı 26.03.2009 tarihinde tahliye ettiğini, taşınmazın yeniden ancak 03.05.2009 tarihinde kiraya verilebildiğini, bu nedenle 2400 TL’nin tahsili için icra takibi yaptıklarını, davalının haksız itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....
Kiralayan durumunda bulunan malik, kiralananı satarken yeni malike ödenmemiş kira alacaklarını temlik edebilir. Bu durumda alacağın temliki ile birlikte buna ilişkin dava hakkı da devredilmiş olur. Kiralayan malik kiracı hakkında kira alacağının tahsili ve temerrüt sebebiyle tahliye davası açtıktan sonra kiralananı satarsa henüz hüküm altına alınmamış olan kira alacaklarını da yeni malike temlik edebilir. Bu durumda kiralananı devralan kişi davaya devam eder. Tahliye isteme hakkı alacak hakkından ayrı olarak temlik edilemez. Buna karşılık sadece alacağın temliki mümkündür. Olayımıza gelince; davacı alacaklılar tarafından 12.08.2013 tarihinde başlatılan icra takibinde; aylık 700,00 TL den ödenmeyen 2013 yılı 4. İla 8. Aylar arası 7 aylık kira bedeli toplamı 3.500,00 TL nin faiziyle birlikte tahsili istenmiştir....
Yukarıda izah edilen husus dikkate alınarak işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 04/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı dava dilekçesinde, davalının tahliyesi ile kiralananın eski hale getirilmesi talebinde bulunmuş ise de kiralananın henüz tahliye edilmediği iade borcu doğmadan eski hale getirme istenemeyeceğinden, Mahkemece davacının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
'da kuyumculuk işini yapıp yapmadığı, eğer yapıyor ise dava konusu taşınmazın kuyumculuk işine uygun olup olmadığı araştırılarak ve tanıklar etraflıca dinlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 30/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece gerçek zararın belirtilen şekilde tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ;Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....