WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder. Davacı, 23/02/2010 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde, yenilenen 2006 yılı Eylül ayından 2009 yılı Mart ayına kadar olan dönemi kira parası olarak 7150 TL asıl alacak ve 1367,60 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8517,60 TL'nin tahsilini istemiş, davalı itirazında kiralananı tahliye ettiğini, kira borcu bulunmadığını bildirmiştir. Kiralananın tahliye edilerek anahtarın kiralayana teslim edildiğini davalının kanıtlaması gerekir. Davalı kiracı anahtar teslimini yazılı belge ile kanıtlayamamış ise de delillerin arasında "yemin" deliline de dayandığına göre, mahkemece davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak işin esasının incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir....

    Davalı borçlu, anahtar teslimini yazılı belge ile kanıtlayamadığına göre davacı alacaklı tarafından bildirilen tarih tahliye tarihi olarak kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 03.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece gerçek zararın belirtilen şekilde tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16/032016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacı kira dönemi sona ermeden kiralananı tahliye etmiş, davalının zarar görmesine sebebiyet vermiştir. Kimse kendi kusuruna dayanarak bundan bir hak talep edemez kuralı hukukun genel ilkelerindendir. Mahkemece kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul süre iki ay olarak kabul edilmiş olmakla, 5.000 TL depozito alacağından iki aylık makul süre kira bedeli 5.000 TL nin mahsubu sonucu davacının alacağı kalmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde TBK.nun 325/2 fıkrasına farklı anlam yüklenerek karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur. Direnme Kararı 9. İstanbul Anadolu 12....

          Davalı, davanın reddini savunmuştur. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacının makul süre kira alacağına ve tespit giderlerine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Taraflar arasındaki 15.08.2006 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesinin özel şartlar 10. maddesinde;" kiracının, kiralananı tahliye etmek istediğinde mal sahibine veya vekiline iki ay öncesinden yazılı olarak bildirmek zorunda olduğu, hükmüne yer verilmiştir. Davalı, kiralananı, ihbar koşuluna uymadan tahliye ettiğine göre bu durumda mahkemece yeniden kiraya vermek için gereken makul süre iki ay kabul edilerek iki aylık kira bedeli üzerinden makul süre kira tazminatına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde 15 günlük kira alacağına hükmedilmesi hatalıdır....

            (BK 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. (BK 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak, kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Mahkemece, sözleşme hükmü ve bahsedilen Kanun maddeleri gereğince, inceleme ve değerlendirme yapılarak; tahliye sonrası kiraya veren tarafından iade edilmesi gereken depozito bedelinin de hesaplanacak alacak miktarından mahsubu ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir....

              Bu durumda, mahkemece elektrik bedeline ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek reddine karar verilmesi doğru değildir. 3-Davacı- karşı davalının yoksun kaldığı kâra ilişkin temyiz itirazına gelince: davacı dava konusu kiralananı oto yıkama amacı ile kiralamıştır. Sözleşmenin özel şartlarında su parasının kira bedeline dahil olduğu kararlaştırılmıştır. Borçlar kanunu 250. Maddesi hükmü uyarınca kiralayan kiralananı kira müddeti devam ettiği sürece akitte amaçlanan biçimde kullanılmak üzere hazır bulundurmakla yükümlüdür. Oysa davalının oto yıkama işi için kiralanan dükkanda en önemli unsur olan ve kira bedeline dahil olarak kararlaştırılan suyun kesilmesi ile bu yükümlülüklerini yerine getirmediği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı, kural olarak suyun kesilmesinden tahliye tarihine kadar gerçekleşmesi beklenen kârdan yoksun kalma nedeniyle tazminat isteyebilir....

                Tic.Ltd.Şti. kiralananı 24/05/2013 tarihinde satın almış olup kiralananı olduğu haliyle görerek satın almıştır. Adı geçen davalı yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken esastan red kararı verilmesi doğru değildir. 3-)Davacının yapmış olduğu faydalı ve zorunlu masraflara ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı kiracı kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu giderlerden alıp götürülmesi mümkün olmayan ve davalı kiraya veren tarafından benimsenenlerin yapıldıkları tarihler itibariyle bedellerini vekaletsiz iş görme hükümlerine göre isteyebilir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları, kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek değeri isteme hakkı olduğu yönündedir. Kural olarak bu gibi zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir....

                  Sulh Hukuk Mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar Dairemizin 24.01.2013 gün ve 2012/17285 Esas, 2013/887 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş, bu kararın tashihen tetkiki davacı tarafından süresi içinde istenilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili, 01.01.2011 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olan davalının 01.10.2011 tarihinde imzaladığı taahhütname ile kiralananı 01.11.2011 tarihinde tahliye edeceğini bildirmesine rağmen kiralananı boşaltmadığını belirterek tahliye taahhüdü nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir....

                    Kiralananda mevcut açık nitelikteki bozukluklara karşın kiracının uzun bir süre kiralananı mevcut hali ile kullanması ve bu konuda uyuşmazlık çıkartmaması, kiracının kiralananı mevcut hali ile kabul ettiği şeklinde yorumlanabilir. Böylesi bir durumda kiraya veren ayıptan sorumlu tutulamaz. Hükümden de anlaşılacağı üzere; kiraya veren, kiralananı sözleşmenin amacına uygun surette kullanmaya ve işletmeye elverişli bir şekilde teslime ve kira süresince de kiralananı bu halde tutmaya mecburdur. Eş söyleyişle, kira sözleşmeleri iki taraflı borç doğuran ivazlı sözleşmelerdendir. O nedenle kiraya veren davalı, kiralananı başlangıçtan itibaren sözleşmeden maksut kullanmaya salih bir halde, her türlü ayıptan salim olarak kiracıya teslim ve sözleşmenin devamı süresince de bu amacı sağlamak zorundadır....

                    UYAP Entegrasyonu