Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davalı şirket yöneticisi hakkında her ikisi de kaçak akaryakıt satmak suçundan olan davalardan ilkine ait suç tarihinin 24.07.2008 karar tarihinin 08.09.2009 olduğu, ikinci kamu davasındaki suç tarihinin 09.02.2009 olduğu, kiralayan olan eski malikin ve kiralananı sonradan iktisap eden davacının söz konusu davalardan haberdar oldukları uzunca bir süre beklenildikten sonra dava açılmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında 01.06.2005 başlangıç 31.12.2007 bitiş tarihli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taşınmaz davalıya akaryakıt istasyonu, market, elektrik ve lastik tamir binası olarak kiraya verilmiştir. Davacı kiralananı 15.09.2008 tarihinde eski malikten satın almıştır. Dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayıl Borçlar Kanunun 256.madde hükmüne göre kiracı kiralananı kullanırken tam bir özen içinde hareket etmek, kiralanana zarar vermemekle yükümlüdür....

    Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 252/1 maddesinde; "Kiracı, kendi kusurundan yahut şahsından hadis olan mücbir bir sebepten dolayı kiralananı kullanamadığı yahut mahdut surette kullandığı takdirde, kiralayan kiralananı akit dairesinde kullanmağa hazır bulundurmuş oldukça, kiracı, kiranın tamanını vermekle mükellef olur. " hükmü öngörüldüğünden; kira sözleşmesinin, mahkemenin gerekçesinde belirtildiği şekilde fahiş kira parası istenmesi nedeniyle fesih, haklı nedenle fesih olarak kabul edilemez. Kiracının, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak fesih ederek, kiralananı tahliye etmesi durumunda, kural olarak kiracı kira süresinin sonuna kadar kiraya verenin uğradığı tüm zararı ödemekle yükümlüdür. Ancak, Borçlar Kanununun 98/2. maddesi göndermesi ile, aynı Kanun'un 44.maddesi uyarınca kiraya verenin de zararın artmasına neden olmaması gerekir....

      Toplanan delillerden davacı, kiracı bir yıllık süre dolmadan önce kiralananı kiralayan davalıya teslim ettiği anlaşılmamaktadır. Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 197.95 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 7.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Sözlemenin 14. maddesi “Kiracılar dönem sonunda kiralananı tahliye etmek isterlerse, bu isteklerini, dönem sonundan en az bir ay önce kiraya verene yazılı olarak bildirecektir. Kiracı dönem sonundan evvel kiralananı tahliye etmek isterse, kiraya veren mal sahibi bu yerini, kiranın bitiş tarihine kadar kiraya veremezse kiracı geçen bütün ayların kiralarını ödemek mecburiyetindedir" hükmünü içermektedir. Bu nedenle davalının akdin feshinden sonraki döneme ilişkin kira parasından da sorumluluğu gerekir. Ancak sözleşmede kiracının sorumluluğunun sınırı davacının taşınmazı yeniden kiraya verebileceği süre ile sınırlanmış olup, davacının bu nedenle zararın artmasına sebep olmaması gerekir. Mahkemece alınan 17.01.2011 havale tarihli bilirkişi raporunda, davacının kiralananı 3 ay içerisinde kiraya verebileceğinin belirtilmiş olmasına göre, davalının sorumluğunun bu süre ile sınırlı tutulması gerekir....

          Kiracının, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda kural olarak, kiracı kira süresinin sonuna kadar kiralayanın uğradığı tüm zararı ödemekle yükümlüdür. Ancak, 6098 Sayılı TBK.'nun 114/2. maddesi (mülga 818 Sayılı BK.nun 98/2.maddesi) göndermesi ile aynı Kanunun 52.maddesi (mülga BK.nun 44. maddesi) uyarınca kiraya verenin de zararın artmasına neden olmaması gerekir. Bu durumda, davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir. Kiracı, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak fesh ederek kiralananı tahliye ettiğine göre, anahtar teslim tarihine kadar işleyen kira bedelinden, anahtar tesliminden sonra ise makul süre kirasından sorumludur....

            Dava dilekçesinde iktisap tarihine dayanılarak dava açıldığının açıklandığına göre tapudaki iktisap tarihinden itibaren altı aylık süre dolmadan açılan davanın süresinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esas hakkında bir karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Davacı 29.04.2008 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde yenilenen 01.11.2007-31.10.2008 dönemi kira parası olarak 16.548 TL ve 616,13 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.164,13 TL'nin tahsilini istemiş, davalı itirazında kiralananı tahliye ettiğini, kira borcu bulunmadığını bildirmiştir. Kiralananın tahliye edilerek anahtarın kiralayana teslim edildiğini davalının kanıtlaması gerekir. Kiralananın davalı tarafından tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için kiralananın boşaltılarak anahtarın kiralayana usulüne uygun olarak teslim edilmesi zorunludur. Bu da tevdi mahalli tayini veya notere anahtarın teslimi ile olur. Kiralananı tahliye ettiğini ileri süren davalı, anahtarı kiralayana teslim ettiğini kanıtlayamadığına ve kiracılık ilişkisi devam ettiğine göre, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....

                Davanın konusuz kalması halinde, yargılamaya devam olunarak, taraf delilleri toplanmalı, davalının dava açılmasına sebebiyet verip vermediği araştırılarak, ortaya çıkacak sonuca göre, yargılama gideri ve vekalet ücreti hakkında karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin eksik soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hüküm, bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Somut olayda, davacı kiralananı 28.12.2010 tarihinde satın alarak, 31.12.2010 tarihinde tebliğ edilen ihtarnamesinde, 01.08.2009 tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi ile davalının kiracı bulunduğu taşınmazı satın aldığını, kira sözleşmesinin 01.08.2011 tarihinde sona ereceğini ve yenilemeyeceklerini belirterek bu tarihte kiralananın tahliyesini talep etmiştir. 6570 Sayılı Yasanın 7/d maddesi gereğince iktisaptan itibaren 6 ay içinde kiralananın tahliyesi ihtar edilmemiştir. Bu durumda davacı kiralanın tahliyesini ancak sözleşme sonu olan 01.08.2011 tarihinden sonra talep edebilir. Davacı tarafından kiralananın sözleşme sonunda tahliye edilmesi ihtar edildiği halde, tahliye davasının bu süreden önce 07.07.2011 tarihinde açılmış olmasına göre davanın süresinde açılmadığından reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

                    O halde davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu konudaki istemin de kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının ikinci maddesinin çıkartılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu