WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin davalıya ait mecurda kiracı iken davalı tarafından ihtiyaç nedeni ile tahliye istemi ile gönderilen ihtarname üzerine kiralananı tahliye ettiğini, Müvekkilinin kiralananı tahliye etmesinden sonra davalının taşınmazı 3. Kişiye kiraladığını bu sebeple müvekkilinin zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 18.684,20 TL maddi tazminatın tahliye tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

    Bahsi geçen sözleşmelerin 16. maddelerinde "......, kiralanan yeri idareden izin almadan kullandıramaz veya yerin bir kısmını veya tamamını başkasına devredemez, hiç bir nedenle kiralananı kısmen veya tamamen başkasına işgal ettiremez, iş ortağı veya kar ortağı alamaz." düzenlemesi mevcut olduğu halde davaya konu ......ların davalı şirket tarafından kullanıldığı davalı ......ların da kabulündedir. Akde aykırılık nedenine dayalı açılan kiralananın tahliyesi davalarında ihtarın yazılı yapılması yeterlidir. Davacı tarafından akde aykırılığın giderilmesi hususunda davalı ......lara gönderilen ihtarnamelerde, ihtarların tebliğinden itibaren 30 gün içinde akde aykırılığın giderilmesi aksi halde dava açılacağının belirtilmiş olduğu, bu itibarla davacı tahliye davası açma hakkını kazandığı tartışmasızdır....

      Yasal anahtar teslimi bizzat anahtarı kiralayana verilmesi suretiyle veya tevdi mahalli tayini suretiyle yapılır.Davalı kiracı, kiralananı tahliye ettiğini bildirmiş ise de somut olayda usule uygun anahtar teslimi bulunmadığından mahkemece tahliye kararı verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle tahliye isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Sözleşmede, kiralananı süre bitmeden tek taraflı olarak tahliye etme hak ve yetkisi kendisine tanınmayan kiracının, kiraya verenin bilgisi ve rızası olmaksızın ve haklı bir nedene de dayanmaksızın, kira süresinin bitiminden önce kiralananı tahliye etmesi sözleşmeye aykırı davranış (haksız fesih) sayılır; böylesi bir durumda kiracı, kiraya verenin bu yüzden uğradığı zararı tazminle sorumludur. Ne var ki, BK’nın 98. maddesi yollamasıyla sözleşmelerde de uygulanması gereken 44. maddesi uyarınca, kiraya veren de, kiralananı aynı koşullarla yeniden kiraya vermek konusunda gereken çabayı göstermeli ve böylece zararın artmasına sebebiyet vermemelidir. Aksi takdirde, artmasına sebep olduğu zarar tutarını kiracıdan isteyemez. 53. Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir; anahtarın da kiraya verene teslim edilmesi gerekir....

          Davacı vekili, davalının 1.6.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, sözleşmenin 4.maddesinde özel düzenleme ve 1.6.2005 tarihli protokol yapıldığını, sözleşmede izin verilmediği halde davalının tekstil ürünleri ticaretine başlaması üzerine 7.5.2008 tarihinde ihtarname gönderdiklerini, 12.6.2008 tarihinde yapılan tespitte akde aykırılığın giderilmediğinin belirlendiğini ileri sürerek davalının tahliyesini istemiştir. Davalı vekili, akdin başından beri zemin katın tekstil mağazası olarak kullanıldığını, iki ay kadar davacının onayı ile dönercilik yapıldığını, davacının bunu bildiğini şirket ünvanında tekstil olması nedeniyle 4.maddenin hükümsüz olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Borçlar Kanununun 256.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır....

            Davalı kiraya veren vekili asıl ve birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde; davacının tacir olduğunu, sözleşmede izin süresi sonunda veya izin sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde yapı ve tesislerin eksiksiz ve bedelsiz olarak kiraya verene teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, davacının izin aldığı sahayı kullandığını, kötüniyetli olduğunu savunarak davaların reddini istemiştir. 2. Birleşen 2018/154 E. sayılı davada davalı kiracı vekili; kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, tazminat davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, kiralananın tam ve eksiksiz teslim edilmediğini, haklı fesih karşısında kira bedeli talep edilemeyeceğini savunarak, birleşen davanın reddini istemiştir. III....

              Ancak, delil listesinde yemin deliline de dayandığından davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                “Kiralananın kira sözleşmesinin bitiminden önce geri verilmesi” başlıklı TBK 325. maddesinde; “Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulması hâlinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer....

                  Mahkemece,istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili,dava dilekçesinde, davacıya ait arsa üzerinde bulunan dükkanı davalılara kiraya verdiğini, aylık kira parasının 500 TL olduğunu, davalıların 2009 yılı Ocak ayı ile 2010 yılı haziran ayı arasındaki 18 aylık kira parasını ödemeden kiralananı terk edip gittiklerini, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalıların itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, cevap dilekçesinde, takip konusu dönemde kiracı olmadıklarını,aralarındaki sözlü kira sözleşmesinin sona erdiğini, kiralananı tahliye ettiklerini, borçları olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece davacının davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir....

                    Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalıya ait işyerinde kullanım amacına uygun imalatlar yaptığını ancak, taşınmazın yapı kullanma izin belgesinin bulunmaması sebebiyle işyeri açma ruhsatı alamadığını ve işyerinin belediye tarafından mühürlenerek kapatıldığını, kiralayanın kiralananı ayıpsız teslim yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kiralananda yapılan imalat bedellerinin İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/198 Değişik İş sayılı dosyasına tespit edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL imalat bedelinin tahsilini istemiştir. Davalılar vekili kiralananın Belediye tarafından yıkıldığı, ancak yıkımdan önce davacının taşınmazı yapı kullanma izin belgesi olmadığını bilerek kiraladığını, kiralananın boşaltılması için Belediye tarafından davacıya süre verildiğini ve davacının yapmış olduğu imalatlardan sökülebilir nitelikte olanları yıkımdan önce yeni işyerine götürdüğünü savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu