Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı da kiralanandaki restorasyon çalışmalarını 24.8.2004 tarihinde bitirerek kiracı olarak kullanmaya başlamıştır. Ancak kiracılık süreci içinde davacı kiracının kiralananı akde aykırı kullanması ve kira paralarını ödememesi nedeniyle davalı kiralayan 2.9.2010 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğini ve kiralananın yedi gün içinde teslim edilmesini bildirmiştir. Bu bildirim üzerine de davacı kiralananı 8.9.2010 tarihli tutanakla davalı kiralayana teslim etmiştir....

    Kiralanan işyerine ruhsat verilmemesi ya da konut veya işyeri olarak kiralanan yerin iskân izninin bulunmaması uygulamada en çok karşılaşılan hukukî ayıp türleridir. 28. Kiracının, kira sözleşmesini yapma amacını gerçekleştirmeyi engelleyen her türlü teslim, ayıp olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle kira konusunun ayıpsız tesliminden söz edilebilmesi için, kiracı sözleşmeyi hangi amaçla akdetmişse kira konusunun o amacı gerçekleştirmeye yönelik tarzda teslim edilmesi gerekir. 29. Kira sözleşmesinde, kiraya verenin borcu, kiralananı kullanmaya elverişli olarak teslim etmesiyle sona ermemektedir. Kiraya veren, kira sözleşmesi süresince de kiralananı kullanmaya elverişli hâlde bulundurmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün ihlal edilmesiyle kiralananda sonradan meydana gelen ayıp türü ortaya çıkmaktadır. 30. Kiralanandaki ayıp açık veya gizli ayıp olabilir....

      Davaya konu ayıplı mal satışı nedeniyle davacı şirketin itibarının sarsıldığına dair dosyada delil bulunmadığı, dinlenen davacı tanığının sadece olayın basına yansıdığını beyan ettiği, mal varlığı zararının meydana gelmesinin tek başına manevi tazminat için yeterli olmadığı, olayda manevi tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar kısa kararda sehven "davacı ve davacın vekilinin yüzüne karşı" ibaresi kullanılmışsa da, duruşma zaptından da görüleceği üzere karar duruşmasına sadece davalı katıldığından, söz konusu maddi hata gerekçeli kararda düzeltilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Söz konusu sosyal tesislerin yapılmamış olması, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle satıcının alıcıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, bu sosyal tesislerin yapılmamış olması “açık ayıp” olarak nitelendirilmiş ise de, dava konusu olayda 4077 sayılı yasada düzenlenen “ayıplı ifa” değil “eksik ifa” söz konusudur. Ayrıca, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda; davacı alıcı tarafından açıkça konut durum tespit – teslim formunda belirtilen ayıpların, açık yada gizli ayıp olup olmadığı, bu ayıpların giderilmiş olup olmadığı, dava dilekçesinde belirtilen ayıpların niteliğinin ne olduğu, “açık ayıp” ve “gizli ayıp” yönünden yasal süresi içinde ayıp ihbarından bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği ve değer düşüklüğü hesabında denetime esas olmayacak şekilde nasafet indirimi uygulandığı anlaşılmaktadır....

          Davacı vekilinin istinafı;ayıp oranında indirim bedelinin usulünce hesaplanmadığı ve manevi tazminat koşullarının oluşmuş olmasına rağmen bu yöndeki taleplerinin haksız yere reddedildiği iddialarıyla sınırlıdır. Dava konusu araçtaki gizli ayıp nedeniyle, ayıp oranında indirim bedelinin hüküm kurmaya elverişli yeterlilikte bulunan, konusunda uzman bilirkişi heyetinden alınan 24/10/2019 tarihli ek raporda Yargıtay içtihatlarına uygun olarak nispi metot esas alınmak suretiyle usulünce hesaplanmış olması karşısında davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları haksız ve yersizdir....

          Bu açıklamalar çerçevesinde satıcı olan davalının ayıp nedeniyle sorumlu olması için davacının süresinde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunması gerekmekte olup davacı ise hidrolik pompada bulunan arızayı 30.03.2022 tarihinde öğrenmiş olup sonrasında 04.04.2022 tarihinde arızalı olan hidrolik pompanın tamirini gerçekleştirdikten sonra 06/04/2022 tarihinde ayıp ihbarında bulunarak seçimlik hakkını kullanmıştır. Bu nedenle davacının ayıp ihbarını arızalanan malda parça değişimi yapılmadan satıcıya bildirmediği, arızalanan ürünün tamiri gerçekleştikten sonra yapması nedeniyle ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın REDDİNE 2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 179,90 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL’den mahsubu ile noksan kalan 99,2TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına 3....

            Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ayıbın gizli ayıp olduğu, ayıp ortaya çıktıktan hemen sonra ayıp ihbarının yapıldığı, davalı tarafa verilen 170.000,00 ve 100.000,00 TL bedelli çekler nedeniyle davacının davalıya toplamda 65.534,46 TL borçlu olduğu, reddedilen miktar üzerinden davalı lehine hükmedilebilecek tazminat yönünden verilen ihtiyati tedbirin çeklerin ödenmemesi şeklinde verildiği, bu şekildeki tedbirin 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi kapsamında bir tedbir olmaması nedeniyle davalı lehine tazminata hükmedilmeyeceği, kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine hükmedilebilecek tazminat yönünden ise, davalının kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne, davacının toplam 270.000,00 TL'lik borcunun, 65.534,46 TL'yi aşan miktar yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, şartları...

              Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Nitekim somut olayda da kiralanandaki yıpranmaların olağan kullanımdan kaynaklı olduğu anlaşıldığına göre bu kusurların giderilmesi için gerekli olan 15 güne ilişkin kira bedelinin tazmin edilmesi gereken zarara dahil edilmesi ve davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir. 3-) Davacının faize yönelik temyiz taleplerinin incelenmesine gelince; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 19/1. maddesinde "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar davacılar ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacılar, 15.10.2001 başlangıç tarihli 5 yıl süreli yazılı kira sözleşmesi ile motel vasfındaki kiralananın davalı ... Tur Tic.İnş.Mim.Ltd.Şti.'...

                  Birleşen davada davacı vekili, davalıdan satın alınan ürünlerin % 20 oranında arızalı çıkması nedeniyle kardan yoksun kaldığını, tamir ve nakliye masrafları ödediğini, müşteri memnuniyetsizliği nedeniyle itibar kaybı yaşadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 134.689.-USD.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı vekili, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, bedeli ödememek için gerekçe oluşturmaya çalıştığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının orijinal muhafazasıyla satın aldığı bilgisayar ürünlerini ambalajını bozmadan müşterilerine satmak zorunda olması nedeniyle ayıbın ancak müşterilerinden gelen şikayetler neticesinde öğrenebileceği, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu ve defalarca davacıya bildirildiği, ayıp ihbarının süresinde olduğu, davalının 134.689.50.-USD.onarım alacağından davacının tespit edilen 111.655.50....

                    UYAP Entegrasyonu