Davalı F...A.Ş.vekili, davaya konu aracın ticari satım nedeniyle satın alındığını, bu durumda ayıba karşı sorumluluğun diğer davalı olan satıcıya yöneltilmesi gerektiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, araçta meydana gelen yangınla ilgili itfaiye raporunun ihtimale dayalı ve uzman olmayan kişilerce hazırlandığını, araçtaki yangının araçta var olan ve üretimden kaynaklanan ayıp nedeniyle oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir . Davalı O.. A.Ş vekili, yangın sonrası yapılan inceleme sonucu araçta üretimden kaynaklanan ayıp tespit edilemediğini, hasara neden olan yangının araçta var olan ve üretimden kaynaklanan ayıp nedeniyle meydana geldiğinin davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini, davacının ve itfaiyenin zararın artmasında müterafik kusuru bulunduğunu, aracın hurda bedelinin tazminat miktarından düşülmesi ya da aracın iadesine karar verilmesi gerektiğini savurarak, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmeden dönme-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalılardan Tan Oto Şti ve Ford Otom.A.Ş vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalılardan aldığı 2 adet "0" km aracın arka tablalarında gizli ayıp olduğunu, bu durumu yetkili servislere ve noter ihtarıyla davalılara bildirip sözleşmeyi feshedip bedelin iadesini talep ettiğini, davalıların cevap vermediğini, araçlardaki gizli ayıp nedeniyle araç bedellerinin ve yani araç alınması halinde fazla ödenecek miktar nedeniyle uğrayacakları munzam zararın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Söz konusu sosyal tesislerin yapılmamış olması, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle satıcının alıcıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, bu sosyal tesislerin yapılmamış olması “açık ayıp” olarak nitelendirilmiş ise de, dava konusu olayda 4077 sayılı yasada düzenlenen “ayıplı ifa” değil “eksik ifa” söz konusudur. Ayrıca, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda; davacı alıcılar tarafından açıkça konut durum tespit – teslim formunda belirtilen ayıpların, açık yada gizli ayıp olup olmadığı, bu ayıpların giderilmiş olup olmadığı, dava dilekçesinde belirtilen ayıpların niteliğinin ne olduğu, “açık ayıp” ve “gizli ayıp” yönünden yasal süresi içinde ayıp ihbarından bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği ve değer düşüklüğü hesabında denetime esas olmayacak şekilde nasafet indirimi uygulandığı anlaşılmaktadır....
Söz konusu sosyal tesislerin yapılmamış olması, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle satıcının alıcıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, bu sosyal tesislerin yapılmamış olması “açık ayıp” olarak nitelendirilmiş ise de, dava konusu olayda 4077 sayılı yasada düzenlenen “ayıplı ifa” değil “eksik ifa” söz konusudur. Ayrıca, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda; davacı alıcı tarafından açıkça konut durum tespit – teslim formunda belirtilen ayıpların, açık yada gizli ayıp olup olmadığı, bu ayıpların giderilmiş olup olmadığı, dava dilekçesinde belirtilen ayıpların niteliğinin ne olduğu, “açık ayıp” ve “gizli ayıp” yönünden yasal süresi içinde ayıp ihbarından bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği ve değer düşüklüğü hesabında denetime esas olmayacak şekilde nasafet indirimi uygulandığı anlaşılmaktadır....
Davacı, davalıdan satın aldığı çatı kaplama malzemesini döşemiş olduğu dava dışı müşterinin kendisi aleyhine ayıp nedeniyle dava açıp kazandığını, bu nedenle dava dışı müşteriye tazminat ödemek zorunda kaldığını, bunun sorumluluğunun ayıplı malzemeyi satan davacı şirkete ait olduğunu iddia etmiştir. Davalı ise, dava dışı müşteriyle davacı arasındaki davanın kendisine ihbar edilmediğini, ayrıca süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını savunmuştur. Gerçekten davacı ile dava dışı müşterisi arasındaki daha önce görülüp sonuçlanan davanın davalıya ihbar edilmediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Öte yandan ayıba dayalı olarak açılıp sonuçlanan o davada alınan ilama dayanılarak davacı aleyhine 07.06.2004 tarihinde icra takibine girişilmiş, 17.05.2005 tarihli noter ihtarnamesiyle de ayıp ihbarında bulunulmuştur. Taraflar tacir olup, ayıplı mal satışından kaynaklanan uyuşmazlıklarda TTK.nun 25/3. maddesinde öngörülen sürelerde ayıp ihbarında bulunulması zorunludur....
Davacı da kiralanandaki restorasyon çalışmalarını 24.8.2004 tarihinde bitirerek kiracı olarak kullanmaya başlamıştır. Ancak kiracılık süreci içinde davacı kiracının kiralananı akde aykırı kullanması ve kira paralarını ödememesi nedeniyle davalı kiralayan 2.9.2010 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğini ve kiralananın yedi gün içinde teslim edilmesini bildirmiştir. Bu bildirim üzerine de davacı kiralananı 8.9.2010 tarihli tutanakla davalı kiralayana teslim etmiştir....
Kiralanan işyerine ruhsat verilmemesi ya da konut veya işyeri olarak kiralanan yerin iskân izninin bulunmaması uygulamada en çok karşılaşılan hukukî ayıp türleridir. 28. Kiracının, kira sözleşmesini yapma amacını gerçekleştirmeyi engelleyen her türlü teslim, ayıp olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle kira konusunun ayıpsız tesliminden söz edilebilmesi için, kiracı sözleşmeyi hangi amaçla akdetmişse kira konusunun o amacı gerçekleştirmeye yönelik tarzda teslim edilmesi gerekir. 29. Kira sözleşmesinde, kiraya verenin borcu, kiralananı kullanmaya elverişli olarak teslim etmesiyle sona ermemektedir. Kiraya veren, kira sözleşmesi süresince de kiralananı kullanmaya elverişli hâlde bulundurmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün ihlal edilmesiyle kiralananda sonradan meydana gelen ayıp türü ortaya çıkmaktadır. 30. Kiralanandaki ayıp açık veya gizli ayıp olabilir....
Davaya konu ayıplı mal satışı nedeniyle davacı şirketin itibarının sarsıldığına dair dosyada delil bulunmadığı, dinlenen davacı tanığının sadece olayın basına yansıdığını beyan ettiği, mal varlığı zararının meydana gelmesinin tek başına manevi tazminat için yeterli olmadığı, olayda manevi tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar kısa kararda sehven "davacı ve davacın vekilinin yüzüne karşı" ibaresi kullanılmışsa da, duruşma zaptından da görüleceği üzere karar duruşmasına sadece davalı katıldığından, söz konusu maddi hata gerekçeli kararda düzeltilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 19/07/2013 NUMARASI : 2010/371-2013/971 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar Dairemizin 21.04.2015 gün ve 2014/8102-2015/4079 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
Söz konusu sosyal tesislerin yapılmamış olması, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle satıcının alıcıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, bu sosyal tesislerin yapılmamış olması “açık ayıp” olarak nitelendirilmiş ise de, dava konusu olayda 4077 sayılı yasada düzenlenen “ayıplı ifa” değil “eksik ifa” söz konusudur. Ayrıca, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda; davacı alıcı tarafından açıkça konut durum tespit – teslim formunda belirtilen ayıpların, açık yada gizli ayıp olup olmadığı, bu ayıpların giderilmiş olup olmadığı, dava dilekçesinde belirtilen ayıpların niteliğinin ne olduğu, “açık ayıp” ve “gizli ayıp” yönünden yasal süresi içinde ayıp ihbarından bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği ve değer düşüklüğü hesabında denetime esas olmayacak şekilde nasafet indirimi uygulandığı anlaşılmaktadır....