(B.K.’nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. (B.K.’nun266.) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur.Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur....
e karşı açıldığından birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekir. Birleşen davada talep edilen depozito bedeli, takas ve mahsup talebini de içerdiğinden asıl dava yönünden mahkemece, depozito alacağının mevcut alacaktan düşülerek varsa kalan kısım üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle asıl ve birleşen dava yönünden bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 22/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
kârın belirlenmesi ve hakim tarafından belirlenen bu mahrum kalınan kâr üzerinden davacı kiracının bu yeri işletmemesi nedeniyle uğrayabileceği risklerden uzak kalması nedeniyle hakkaniyete uygun bir indirim yapılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar değerlendirilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle, Mahkeme kararı bozulmuştur....
.; ... yerini kullanılabilir bir şekilde davacıya kiraladığını, davacının ... potansiyelini tutturmaması üzerine izin almadan yaptığı işlerin karşılığını almak istediğini, yapılan tadilatlarla yaklaşık bir yıl taşınmazı kullanıp kiralanandan faydalandığını, taşınmazı satması nedeniyle hak ve borçların taşınmazı devralan diğer davalıya geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir. 2. Davalı ...; ... yeri ihtiyacı nedeniyle taşınmazın tahliyesi için davacıya ihtarname gönderdiğini, davacının taşınmazdan ... yeri ruhsatı almadığı için değil ihtiyacından dolayı tahliye ettiğini, yapılan masrafların kiraya verenin muvafakati olmaksızın davacının kendi isteği çerçevesinde yapıldığını, malzemeleri ve yaptığı tadilatları tahliye ederken söküp götürdüğünü ve kiralananı kullanılamaz hale getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir. III....
O halde İlk Derece Mahkemesince; davalı kiracı tarafından tek taraflı olarak davacı kiraya verene gönderilen fesih ihtarının haklı nedene dayanmadığı, diğer bir anlatımla kiralananı süre bitmeden tek taraflı olarak tahliye etme hak ve yetkisi tanınmamasına rağmen, davalı kiracının, davacı kiraya verenin rızası olmaksızın ve haklı bir nedene de dayanmaksızın sözleşmeyi feshederek kiralananı tahliye etmiş olmasının sözleşmeye aykırı davranış teşkil ettiği, bu nedenle davalı kiracının anahtarı teslim ettiği tarihe kadar olan kira bedeli ile bu tarihten itibaren kiralananın aynı şartlarda kiraya verilebileceği makul süre kira bedelinden sorumlu olduğu kabul edilmek suretiyle davalının sorumlu olduğu kira bedellerinin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1....
Kiralananı tahliye ettiğini ileri süren davalı anahtarı kiralayana teslim ettiğini kanıtlayamamıştır. Anahtar teslimi kanıtlanamadığına göre kira ilişkisinin devam ettiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece istemin kabulü ile itirazın iptali ve tahliye kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 8.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sözleşmede tarafların makul süreyi 1 ay olarak belirlediği ve davalı kiracı ihbar koşuluna uymadan taşınmazı tahliye ettiğine göre, tahliye tarihinden itibaren sözleşmede kararlaştırılan 1 aylık makul süre tazminatına karar verilmesi gerekirken eksik değerlendirme ile yazılı şekilde 2 aylık makul süre tazminatı üzerinden hüküm tesisi doğru değildir. 3-Davalı tarafın hasar bedeline yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 6098 Sayılı TBK' nun 316. maddesi hükmü uyarınca, kiracı, kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanun'un 334. maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak, kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davacının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur....
Ancak kiralananı süre bitmeden tek taraflı olarak tahliye etme hak ve yetkisi kendisine tanınmayan kiracının, kiraya verenin bilgisi ve rızası olmaksızın, haklı bir nedene de dayanmaksızın, kira süresinin bitiminden önce kiralananı tahliye etmesi sözleşmeye aykırı davranış (haksız fesih) sayılır; böylesi bir durumda kiracı, kiraya verenin bu yüzden uğradığı zararı tazminle sorumludur. Ne var ki, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 114. maddesi (mülga 818 Sayılı BK.nun 98.maddesi) göndermesi ile aynı Kanunun 52.maddesi (mülga BK.nun 44. maddesi) uyarınca, kiraya veren de, kiralananı aynı koşullarla yeniden kiraya vermek konusunda gereken çabayı göstermeli ve böylece zararın artmasına sebebiyet vermemelidir. Aksi takdirde, artmasına sebep olduğu zarar tutarını kiracıdan isteyemez. Bu durumda, davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir....
Bu itibarla, mahkemece 2009 yılı Mayıs ayı için 13 günlük kira parası, erken tahliye nedeniyle 14.05.2009 'dan yeniden kiraya verildiği 15.07.2009 tarihine kadar olan makul süre kira parası ve kalan bir aylık makul süre kadar düşük bedel ile kiralamadan doğan zarardan davalı tarafın sorumlu olduğu kabul edilerek, davalı tarafça yapıldığı belirtilen ödemeler de araştırılıp değerlendirilerek, bulunacak miktara karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine 05/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/84 D.İş sayılı tespit dosyası getirtilerek tahliye tarihi tespit edilmeli ve taraflar arasındaki icra dosyaları da getirtilerek, tahliye tarihine kadar kira, aidat bedelleri ile taşınmazın eski hale getirme ve hor kullanma bedelleri yönünden davacı kiracının sorumluluğunun da devam ettiği dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....