Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesince davacının dava dilekçesinde kullandığı ibareler ve davalıya çektikleri uyarı bir bütün olarak değerlendirildiğinde her ne kadar “kira” ibaresi kullanılmış ise de; davalının beyanlarının kira sözleşmesinin varlığını kabul biçiminde olmadığının açık olduğu, davalının savunmasında kira ilişkisinin bulunduğunu reddettiği, taraflar arasında mevcut bir kira ilişkisinin varlığının kanıtlanmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 1....

    Üçüncü kişi, taşınmazı işgal etmekte haklı bulunduğunu, hacizden (ya da ipotekten) önce yapılmış resmi bir belge ile örneğin; kiracı olduğunu hacizden (ya da ipotekten) önce tapuya şerh verilmiş bir kira sözleşmesi ya da hacizden (ya da ipotekten) önce noterde düzenlenmiş veya onaylanmış bir kira sözleşmesi ile ispat ederse, icra mahkemesi, tahliye emrinin iptaline karar verir.(Hukuk Genel Kurulu'nun 23.05.2007 tarih ve 2007/12­297 esas, 2007/287 karar sayılı kararı). Davaya konu tahliyesi istenilen taşınmazlar üzerinde alacaklı lehine olan ipoteklerin 27.07.2017 ve 16/11.2017 tarihinde konulduğu, davacı 3. kişinin sunduğu Engin Aydın ile kendi arasındaki kira sözleşmesinin 01/06/2019 tarihinde yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Kira sözleşmesinin noter tarafından düzenlenmiş veya onaylanmış resmi nitelikte bir belge olmayıp, adi yazılı kira sözleşmesi olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeplerle davacı tarafından sunulan kira sözleşmesi İİK'nun 135/2.maddesi kapsamındaki belgelerden değildir....

    Davalı vekili, taraflar arasında 01.02.1993 tarihli 15 yıl süreli kira sözleşmesi ve aynı tarihli işletme sözleşmesi imzalandığını, müvekkiline ait akaryakıt istasyonunun davacı tarafından kiralandığını ve bu yerin sözleşme hükmü gereğince işletilmesi için ayrıca işletme sözleşmesi imzalandığını, müvekkilince fesih tarihine kadar sorunsuz olarak sözleşme hükümlerinin yerine getirildiğini taraflar arasındaki kira sözleşmesinin tapu siciline şerh edildiğini ve 01.02.2008 tarihinde sona erdiğini, işletme sözleşmesinin 22. maddesi gereğince kira sözleşmesi sona erdiğinde işletme sözleşmesinin de münfesih olduğunu hal böyle olunca müvekkilinin 25.1.2008 tarihli fesih ihtarının haklı olduğunu, davacının rekabet kurumunun tebliğ hükümlerini uygulama adı altında sözleşmenin esaslı hükümlerinde kendi lehine tek taraflı değişiklikler yapamayacağını, davanın yerinde olmadığını belirterek reddini istemiştir....

      Birleşen dosyada Orman Yönetimi, tapu kaydında ... lehine yer alan kira şerhinin iptalini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, krokide (A)=643 m2'lik kısmın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, P.2 ile gösterilen 1397 m2'lik kısmın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline, (B) bölüme yönelik davanın reddine, taşınmaz üzerinde ... lehine verilen kira şerhinin iptaline karar verilmiş, hüküm müdahil Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir....

        Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın iyi niyetli olarak üzerinde kayıt, şerh veya takyidat bulunmayan dava konusu taşınmaz üzerinde tapu siciline itimat ederek, kredinin teminatını teşkil etmek üzere kredi kullandırdığını ve taşınmaz üzerine banka lehine ipotek tesis edildiğini, tapuya şerh edilmeyen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi veya kat karşılığı inşaat sözleşmesinin, iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyecek olup sadece sözleşmenin diğer tarafına karşı ileri sürülebileceğini, söz konusu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin müvekkili bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini, tapuya şerh edilmediğinden sözleşmenin tarihinin önce veya sonra olmasının önemi olmayıp işlemlerden haberdar olmayan bankanın kötü niyetli kabul edilemeyeceğini, ihtiyati tedbir kararının bankanın taşınmaz ipoteğinden kaynaklanan haklarını kullanmasını engelleyecek nitelikte olduğunu belirterek, yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Kural olarak, kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti davacıya, davalı tarafından kabul edilen kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise davalıya düşer. Davacının talep ettiği yıllık kira miktarı HMK'nın 200. maddesi uyarınca belirlenecek senetle ispat sınırının üzerinde ise davacı kira bedelini yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Yazılı delille kanıtlanmadığı takdirde ise davalının kabulünde olan miktar esas alınmalıdır. Yine davalı da aynı koşullar altında yıllık kira bedelinin senetle ispat sınırının üzerinde olması durumunda kira borcunun ödendiğini yazılı belge ile ispat etmelidir. (Yargıtay 3. HD 23/10/2019 tarih ve 2018/221 E ve 2019/8290 K. ) Kiraya verenin sözleşmeye konu şeyin maliki olması zorunlu değildir. Kira sözleşmesi feshedilmediği veya sözleşmenin iptali davası açılmadığı sürece geçerlidir....

        Kural olarak, kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti davacıya, davalı tarafından kabul edilen kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise davalıya düşer. Davacının talep ettiği yıllık kira miktarı HMK'nın 200. maddesi uyarınca belirlenecek senetle ispat sınırının üzerinde ise davacı kira bedelini yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Yazılı delille kanıtlanmadığı takdirde ise davalının kabulünde olan miktar esas alınmalıdır. Yine davalı da aynı koşullar altında yıllık kira bedelinin senetle ispat sınırının üzerinde olması durumunda kira borcunun ödendiğini yazılı belge ile ispat etmelidir. (Yargıtay 3. HD 23/10/2019 tarih ve 2018/221 E ve 2019/8290 K. ) Kiraya verenin sözleşmeye konu şeyin maliki olması zorunlu değildir. Kira sözleşmesi feshedilmediği veya sözleşmenin iptali davası açılmadığı sürece geçerlidir....

        Kural olarak, kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti davacıya, davalı tarafından kabul edilen kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise davalıya düşer. Davacının talep ettiği yıllık kira miktarı HMK'nın 200. maddesi uyarınca belirlenecek senetle ispat sınırının üzerinde ise davacı kira bedelini yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Yazılı delille kanıtlanmadığı takdirde ise davalının kabulünde olan miktar esas alınmalıdır. Yine davalı da aynı koşullar altında yıllık kira bedelinin senetle ispat sınırının üzerinde olması durumunda kira borcunun ödendiğini yazılı belge ile ispat etmelidir. (Yargıtay 3. HD 23/10/2019 tarih ve 2018/221 E ve 2019/8290 K. ) Kiraya verenin sözleşmeye konu şeyin maliki olması zorunlu değildir. Kira sözleşmesi feshedilmediği veya sözleşmenin iptali davası açılmadığı sürece geçerlidir....

        İcra dosyası arasında mevcut olan davacı tarafça sunulan kira sözleşmesi aslının incelenmesinde ise; Kiraya verenin T1, kiralayanın T3 olduğu, aylık kira bedelinin 6.000,00 TL, yıllık kira bedelinin 72.000,00 TL olduğu, kiranın yıllık peşin olarak ödeneceği, kira süresinin 5 yıl olduğu, kira başlangıç tarihinin 01/02/2018 olduğu ancak bu kısma "yapı kullanım belgesi alınana kadar ertelenmiş" şeklinde şerh düşüldüğü, kira sözleşmesinin kiraya veren ve kiralayan tarafından imzalandığı, kira sözleşmesinin son sayfasında 08/02/2018 tarihli "2018 yılı kirası peşin alınmıştır." ve "Kira başlangıcı yapı kullanım belgesi tahsis edilene kadar ertelenmiştir." şeklinde ibare bulunduğu ve kiracı T3 tarafından imzalandığı görülmüştür. Bu nedenle; taraflar arasındaki 01/02/2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin taraflarca tadil edilerek kira başlangıcının "yapı kullanım belgesi alınana kadar ertelenmiş" olduğu açıktır....

        tek taraflı olarak feshinde tapuya konulmuş olan şerh müteahhit tarafından 7 gün içinde kaldırılmaz ise müteahhit arsa sahiplerine bir daire rayiç bedeli kadar cezai şart öder” şeklinde düzenleme yapılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu