Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın kaldırılmasına,tahliye isteminin ise uyuşmazlığın halli yargılama gerektirdiğinden reddine karar verilmiş, karar davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklının, borçlu davalı hakkında, kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibine, davalının süresinde itirazı üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesini istemiştir. Mahkemece itirazın kaldırılmasına, tahliye isteminin uyuşmazlığın halli yargılama gerektirdiğinden reddine karar verilmesi üzerine karar davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. ......

    Maddesi gereğince belirtilen tarihte boş ve sağlam olarak tahliye etmeyi ve tahliyenin gecikmesinden kaynaklanan her türlü zarar, ziyan ile yargılama ve icra masraflarını hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın nakden ve peşin olarak müvekkili davacıya ödeyeceğini taahhüt ettiğini, borçluya karşı Muğla 1. İcra Dairesinin 2021/2706 Esas sayılı dosyasında kiralanan taşınmazın ilamsız icra yolu takibi ve tahliye talepli icra takibi başlatıldığını ve tahliye emri gönderildiğini, borçlunun tahliye emrini tebellüğ ettikten sonra takip konusu tahliye emrine 10/09/2021 tarihli dilekçesiyle itiraz ettiğini, ancak takip dayanağı yazılı kira sözleşmesine ve tahliye taahhütnamesinde bulunan imzasına itiraz etmediğini, borçlu tarafın yazılı kira sözleşmesini ve tahliye taahhütnamesindeki imzasını inkar etmeyerek kira ilişkisini kabul etmiş ve imzasını ikrar ettiğini, bu nedenlerle davalı kiracının Muğla 1....

    Takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 10.11.2018 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde yıllık kira bedelinin 90.000TL olduğu kararlaştırılmıştır. Davacı kiraya veren alacaklı vekili, mezkur kira sözleşmesine dayanarak 16.11.2018 tarihinde, Ankara 2. İcra Dairesinde 2020/10435 esas sayılı haciz ve tahliye istemli başlatmış olduğu icra takibi ile, 12 aylık 117.628TL kira bedeli alacağın tahsilini talep etmiştir. Örnek 13 ödeme emri davalı kiracıya 26.11.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı kiracı borçlu 02.12.2020 tarihinde süresinde icra dairesine verdiği dilekçe ile; taşınmazın ruhsatının olmadığını, alacaklının borcu olduğunu belirterek alacağa itiraz ettiğini bildirmiştir. Davalı kiracı icra takibine konu kiracılık ilişkisine açıkça itiraz etmediğinden takipteki kira sözleşmesi ve kiracılık ilişkisi kesinleşmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacı ve davalı tarafından sunulan belgelerden tarafların arasında kira sözleşmesinin bulunduğu, davacı tarafın sunduğu kira sözleşmesinin noter huzurunda düzenlendiği, davalı tarafın borcu olmadığını, İİK ‘da belirtilen belgeler ile ispat edilmediği anlaşıldığından itirazın kaldırılmasına, davacı tarafından davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından, icra inkar tazminatı talebinin reddine, tahliye yönünden dava açıldıktan sonra tahliye edildiği anlaşılmakla konusuz kalan tahliye talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

    Bu nedenle kira sözleşmesine ve aylık kira miktarına itiraz etmeyen davalı kiracının, talep konusu yapılan kira bedelinin tamamını ödediğini İİK.nun 68. maddesinde sayılan belgelerle kanıtlaması gerekir. Ödeme emri tebliği üzerine, borca itiraz eden davalı borçlu daha sonra 19/112021 tarihinde icra dosyasına takip borcunun tamamını ödemiştir. İİK.nun 66. Maddesi uyarınca takip durmuş olup, borçlu icra dosyasına ödeme yaptığı sırada ve açıkça paranın alacaklıya ödenmesine muvafakat etmediğine göre duran takip nedeniyle icra müdürü kendiliğinden ödeme yapamayacağından, (Yargıtay 6. HD., T. 18.06.2015 E. 2015/4854 K. 2015/6141 sayılı kararı bu yöndedir.) mahkemece itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....

    İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "...her ne kadar davalı kiracı tarafından 01/05/2020 tarihli taraflar arasında kira sözleşmesi olmadığını belirtmiş olmakla birlikte davacının da zaten 07/03/2016 tarihli kira sözleşmesine dayandığı ve takibe bu kira sözleşmesini eklediği, talep ettiği kira borcu döneminin 01/05/2020 olduğu, davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu 07/11/2020 tarihli beyan dilekçesi ile de belirttiği üzere taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 07/03/2016 tarihli kira sözleşmesi olduğu, ancak kiranın başlangıç döneminin yani talep edilen kira borcu başlangıç tarihinin 01/05/2020 olması nedeniyle takip talebine bu şekilde yazdığını, bu durum karşısında M.K'nun 2.maddesi de göz önüne alındığında davacının takip talebinde dayandığı kira sözleşmesinin 07/03/2016 tarihli kira sözleşmesi olduğu, ancak kira sözleşmesine dayalı talep edilen kira bedelinin 01/05/2020 tarihli kira alacağına dayalı olması nedeniyle takip talebine bu şekilde yazıldığı, dolayısıyla...

    İcra Müdürlüğünün 2020/5181 sayılı dosyası incelendiğinde; davacı alacaklının 2020 yılı Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz ayları kira parası olarak 60.000,00 TL'nin tahsili ve tahliye talebiyle 24/07/2019 kira başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesine dayanarak davalı aleyhine takip başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 17/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 17/08/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, davanın 22/10/2020 tarihinde açıldığı görülmüştür. İİK'nun 269.maddesinde "...Borçlu itirazında, kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse,akdi kabul etmiş sayılır." hükmü yer almaktadır. İİK'nun 269/a maddesinde "Borçlu itiraz etmez, ihtar müddeti içinde kira borcunu da ödemezse ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde alacaklının talebi üzerine icra mahkemesince tahliyeye karar verilir" hükmü yer almaktadır....

    Kira sözleşmesine dayalı olarak kiraya verenin mirasçıları olan davacılar tarafından davalı kiracı hakkında 28.01.2013 tarihinde başlatılan icra takibinde, ödenmeyen kira bedellerinin tahsili istenmiş, ödeme emri davalıya 31.01.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu yasal süresi içerisinde faize itiraz etmiş, alacaklı davacılar faize itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuşlardır. 16.5.2013 tarihli duruşmada davacılar vekilinin faize itirazın kaldırılması talebinden vazgeçtiklerini beyan etmesi üzerine, mahkemece 06.06.2013 tarihinde faize itirazın kaldırılması davasının feragat nedeniyle reddine, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Karar kesinleşmeden temyiz aşamasında kiralanan taşınmazın 02.08.2013 tarihinde Nora Şahika Walter tarafından iktisap edildiği ileri sürülmektedir....

      Bu nedenle tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesi doğru değildir. 2- Davalının alacağa ilişkin temyiz itirazlarına gelince;Davacı alacaklı 01.04.1994 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanarak başlattığı takipte aylık 150.TL'den 2009 yılı 12 ayından itibaren, toplam 11.220.L kira alacağının tahsilini istemiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine, davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesinde, aylık kira parasının 2009 yılından itibaren 80.TL olduğunu, taşınmaza yapılan 3.750.TL masrafın kira borcundan mahsubu konusunda anlaşıldığını 2014 yılı sonuna kadar kira borcunun bulunmadığını belirterek takibe itiraz etmiştir. Uyuşmazlık konusu olmayan, kira sözleşmesinin 4. maddesinde "Kira bedelinin bir sonraki yıl için Nisan ayında açıklanan DİE enflasyon oranında" artırılacağı yazılıdır. Bu şekildeki artış şartı sonraki kira yılları için tarafları bağlamaz....

        Davalı vekili, dava konusu edilen kiralananın 15.04.2008 tarihinde davacı ile düzenledikleri protokol çerçevesinde tahliye edildiğini, erken tahliye nedeniyle zararlarının tazminine ilişkin olarak düzenlenen ve kiracılık ilişkisinden kaynaklanan tüm hak ve alacakları hüküm altına alan protokol hükümlerinin yerine getirilmesinden sonra geriye dönük olarak kira parası istenemeyeceğini, protokol tarihi itibariyle ibralaşıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Borçlar Kanunu'nun 113 ve müteakip maddeleri ile yerleşik içtihatlara göre tediye, ibra, tecdit, alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi, borcun ifasının mümkün olmaması, takas ve mahsup ve müruru zaman gibi sebepler, borcu ıskat eden hallerdendir. Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 15.01.2006 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı vekili anılan kira sözleşmesine dayanarak ... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/2289 Es....

          UYAP Entegrasyonu