Yine, temerrüt nedeni ile tahliye davasını ancak kiralayan açabilir. Kiralayan sıfatı bulunmayan malikin bu davayı açabilmesi için öncelikle bu durumu ve kira parasının artık kendisine ödenmesi gerektiğini kiracıya yazılı olarak ihtar etmesi zorunludur. Bu ihtara rağmen kira parasının ödenmemesi halinde malik ikinci bir ihtarla veya takiple kiracıyı temerrüde düşürmeden mahkemeden temerrüt nedeni ile tahliye talebinde bulunamaz. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı taraf; kiralayanı, davacı tarafça verilen yetkiye dayanılarak dava dışı Serhat Yakar, kiracısı davalı olan 01/06/2009 başlangıç tarihli 1 yıl süreli aylık 450,00 TL bedelli yazılı kira sözleşmesine dayanmış olup kira sözleşmesinin kira artışı bölümünde TEFE veya TÜFE oranında kira artışının yapılacağı belirtilmiştir. Davalı tarafça, davacı tarafından sunulan kira sözleşmesine karşı çıkılmamış, imzaya ve kira bedeline itirazda bulunulmamıştır....
Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 25.7.2008 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusuda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davacı bu kira sözleşmesine dayanarak 9.4.2009 tarihinde başlattığı tahliye talepli takip talebi ile 2009 Ocak-Nisan aylar arası kira bedelini istemiş ödeme emri davalıya 9.5.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı ödeme emrine süresinde itiraz etmediğinden takip kesinleşmiştir. Bunun üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiş ise de davacı vekilleri yargılama sırasında 7.7.2009 tarihli dilekçelerinde taşınmazın tahliye edildiğini ve davayı takip etmediklerini bildirmişler, 22.7.2009 tarihli oturuma ise davacı ve davalı vekili katılmamıştır....
Davacı vekili dilekçesinde; davacının davalı ile imzaladığı 13.05.2008 başlangıç tarihli ve 8 yıllık kira sözleşmesi ile kiracı olduğu taşınmazda kira ilişkisi devam ettiği halde, davalının kira ödemeleri konusundaki birtakım sorunlar nedeniyle davacıdan mecuru tahliye etmesini istediğini, tahliye halinde ileride telafisi güç sorunlar çıkabileceğini belirterek; davacının kiracılığının tespiti ile muarazanını giderilmesini istemiştir. Mahkemece, keşfe ilişkin kesin süreye rağmen uyulmadığı gerekçesiyle, kesin süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. HUMK 8/2. maddesinde; yalnızca kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye aktin feshi yahut tespit (kira tespiti) davalarına, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir. Açıklanan niteliği ve dayanağı itibariyle bu dava ve talep ise anılan fıkra kapsamına girmemektedir. HUMK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın kaldırılması ve tahliye davasına dair karar Dairemizin 12/03/2014 gün ve 2059-2916 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, tahliye ve icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur....
HMUK’nun değişik 8. maddesinin 2. fıkrasının 1 no’lu bendi gereğince kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları ve bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı davaları değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde görülür. Davacı, kira bedelinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsilini ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir. Bu durumda mahkemece, davacının tahliye isteği de bulunduğundan davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "...her ne kadar davalı kiracı tarafından 01/05/2020 tarihli taraflar arasında kira sözleşmesi olmadığını belirtmiş olmakla birlikte davacının da zaten 07/03/2016 tarihli kira sözleşmesine dayandığı ve takibe bu kira sözleşmesini eklediği, talep ettiği kira borcu döneminin 01/05/2020 olduğu, davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu 07/11/2020 tarihli beyan dilekçesi ile de belirttiği üzere taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 07/03/2016 tarihli kira sözleşmesi olduğu, ancak kiranın başlangıç döneminin yani talep edilen kira borcu başlangıç tarihinin 01/05/2020 olması nedeniyle takip talebine bu şekilde yazdığını, bu durum karşısında M.K'nun 2.maddesi de göz önüne alındığında davacının takip talebinde dayandığı kira sözleşmesinin 07/03/2016 tarihli kira sözleşmesi olduğu, ancak kira sözleşmesine dayalı talep edilen kira bedelinin 01/05/2020 tarihli kira alacağına dayalı olması nedeniyle takip talebine bu şekilde yazıldığı, dolayısıyla...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye-Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye ve alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağı ve temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nce itibar edilen tahliyenin durdurulmasına dayanak yapılan 20.08.2014 tarihli kira sözleşmesi, hissedarlardan.... vekilince yapılmıştır. Bu durumda pay ve paydaş çoğunluğu ile yapılmış geçerli bir kira sözleşmesi yoktur. Kaldı ki şikayete konu müdürlük işlemine dayanak yapılan sözleşme de aleyhine takip yapılan ... tarafından değil takip dışı ... tarafından düzenlenmiştir. Bu kira sözleşmesine itibar edilerek, tahliye edilecek yerin belli olmadığından bahisle tahliyenin durdurulması ve Mahkemece bu gerekçe ile şikayetin reddedilmesi doğru değildir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacı ve davalı tarafından sunulan belgelerden tarafların arasında kira sözleşmesinin bulunduğu, davacı tarafın sunduğu kira sözleşmesinin noter huzurunda düzenlendiği, davalı tarafın borcu olmadığını, İİK ‘da belirtilen belgeler ile ispat edilmediği anlaşıldığından itirazın kaldırılmasına, davacı tarafından davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından, icra inkar tazminatı talebinin reddine, tahliye yönünden dava açıldıktan sonra tahliye edildiği anlaşılmakla konusuz kalan tahliye talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Olayımızda; davacı ile davalı arasında düzenlenen 01.06.2004 başlangıç 31.12.2006 bitim tarihli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Ek sözleşme ile kira süresi 2 yıl uzatılmıştır. Uzatılan bu süre 31.12.2008 tarihine tekabül etmektedir. Takip dayanağı kira sözleşmesinde davalı taşınmaz arsa niteliğinde kiraya verilmiştir. Sözleşme bu niteliği itibariyle Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. 6570 sayılı yasanın 7/a maddesinde düzenlenen tahliye taahhüdüne dayalı tahliye isteği Borçlar kanununa tabi taşınmazlar için uygulanamaz ise de, Borçlar Kanununa tabi taşınmazlarda akdin bitim tarihini belirler. Borçlar Kanununa tabi süreli yazılı kira sözleşmesine konu olan taşınmazlara ilişkin tahliye davaları İcra İflas Kanununun 272. maddesi uyarınca akdin sonunda ve bir ay içinde açılması yada icra takibi yapılarak tahliye istenmesi mümkündür....