Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, BK. 18. maddesine dayalı muvazaalı kira sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Eldeki davada, davacı ile davalı ...'in karı koca oldukları, diğer davalının da ...'in kardeşi olduğu, karı-koca olan davacı ve davalının oturdukları evin mülkiyetinin davalı ...'na ait bulunduğu, 2005 yılında davacı tarafından açılan boşanma davasının feragat nedeniyle reddine, 2010 yılında davalı ... tarafından açılan boşanma davasının da davacı ...'nin kusuru bulunmadığından reddine karar verildiği, davacı ile davalı ...'in 2010 yılından beri ayrı yaşadıkları, davalılar arasında kira sözleşmesi olduğu ve davalı eşin tahliye taahhüdünde bulunduğu, malik davalı tarafından tahliye istemli ... takibinin yapıldığı, davalı ... tarafından diğer davalı kardeşi ... aleyhine açılan temerrüt nedeniyle tahliye davasının kabulüne karar verilerek, ... 6. Hukuk Dairesinin 05.09.2012 gün ve 2012/9072 E- 2012/11150 K sayılı ilamı ile onandığı, davacı ...'nin evi tahliye ettiği anlaşılmaktadır....

    KARAR Davacı alacaklılar tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağı ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine davacılar icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş mahkemece kiralanan taşınmazın kentsel dönüşüme girdiği ve kiralayanın Ocak 2015’ten itibaren kira yardımı aldığı, yasal düzenlemeye göre kira yardımı alınmasının taşınmazın boş olarak teslimi şartına bağlandığı, dava konusu taşınmazın 25/11/2013 tarihinde riskli olarak tespit edildiği, kira yardımının murisin vefatı nedeniyle durdurulduğu, bu nedenle mirasçılara kira yardımı yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Öte yandan kira sözleşmesi kural olarak onun taraflarını bağlayacağından davacının kendi payına ilişkin olarak yaptığı kira sözleşmesine dayanarak bölünebilir haklardan olan kira alacağının tahsili amacıyla icra takibi yapmasında ve itiraz edilmesi üzerine itirazın kaldırılması istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ancak sadece kendi payını kiraya veren davacı alacaklının pay ve paydaş çoğunluğu sağlamadan tek başına kiralanan taşınmazın tahliyesini talep etmesi mümkün değildir. Davadaki eksikliğin sonradan giderilmesi mümkün ise de, icra takibindeki eksikliğin giderilmesi mümkün olmadığından tahliye isteminin reddi gerekir. Öte yandan, takip dayanağı kira sözleşmesi ile kira bedelinin ait olduğu ayın ilk beş gününde ödeneceği kararlaştırılmış olup 03/02/2016 tarihinde başlatılan icra takibi ile henüz muaccel hale gelmeyen 2016 yılı Şubat ayı kira bedelinin talep edilmesi de mümkün değildir....

        DELİLLER: Aksaray İcra Müdürlüğünün 2020/4117 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Takip dayanağı kira kontratındaki imzaya, kiracılık sıfatına ve kira bedeline açıkça itiraz edilmediğinden, bu hususların kesinleşmesi nedeniyle itirazın kaldırılması talebinin kabulüne, ancak ödeme için yasal süre beklenilmeden tahliye talebinde bulunulması nedeniyle tahliye talebinin reddine asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına ve tahliye isteminin reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından, cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, örnek 13 takipte itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeniyle tahliye talebine ilişkindir....

        DAVA Alacaklı kiralayan dava dilekçesinde; adi yazılı kira sözleşmesine dayalı Örnek 13 takipte, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu tarafından borcunun bulunmadığı beyan edilerek takibe, ödeme emrine, faize, borca ve fer’ilerine itirazda bulunulduğunu, itirazın haksız olduğunu, güncel kira bedelinin 50.000 TL olduğunu ve bu bedelin ödenmediğini, davalı borçlu tarafından Sulh Hukuk Mahkemesinde kira bedelinin indirilmesi için açılan davanın derdest olduğunu, takipten önce davalı borçluya ihtarname tebliğ edildiğini, aynı kira sözleşmesine dayalı olarak ödenmeyen kira bedellerinin tahsili için birden fazla takip başlatıldığını, buna rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek itirazın kaldırılmasına, davalı borçlunun "...... Mah. Meydanı Sk. No./İstanbul" adresindeki taşınmazdan temerrüt nedeniyle tahliyesine ve davalı borçlu aleyhine %40’tan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. II....

          Sözleşme bu niteliği itibariyle TBK'nun kira sözleşmesine ilişkin genel hükümlerine tabidir. TBK 352/1 maddesinde düzenlenen tahliye taahhüdüne dayalı tahliye isteği TBK'nun genel hükümlerine tabi taşınmazlar için uygulanamaz ise de, TBK'nun genel hükümlerine tabi taşınmazlarda akdin bitim tarihini belirler. Borçlar Kanununa tabi süreli yazılı kira sözleşmesine konu olan taşınmazlara ilişkin tahliye davaları İcra İflas Kanununun 272. maddesi uyarınca akdin sonunda ve bir ay içinde açılması yada icra takibi yapılarak tahliye istenmesi mümkündür. Bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin bitim tarihi olan 30.06.2015 tarihine nazaran14.07.2015 tarihinde başlatılan takip süresindedir. Bu şekilde takibin yapılmasında ve 21.08.2015 tarihinde dava açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, otele ait iki adet dükkanın boş olarak kiraya verilmesi ve erken tahliye nedeniyle kazanç kaybı ve fazladan ödenen kira bedellerinin istirdadı istemine ilişkin olduğundan, davanın kira sözleşmesine dayalı alacak olup hasılat kirası ile ilgisi bulunmadığından temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesinindir. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 20.03.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Adliye Mahkemesince, her iki borçlu tarafından yapılan itirazda kira ilişkisine ve kira bedeline itiraz edilmemesi nedeniyle kira bedelinin ve kira ilişkisinin kesinleştiği, borcun olmadığına ilişkin itirazın ise, İİK'nin 269/c maddesinde belirtilen nitelikte bir belge ile ispat edilemediği, davalıların borca yönelik itirazının ilk derece mahkemesince kaldırılmasında ve ödeme emrinin tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde kira bedeli ödenmemesi nedeniyle temerrüt şartları oluştuğundan davalıların mecurdan tahliyelerine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir. Kira sözleşmesine itiraz, borçlunun (alacaklının iddia ettiği) kira sözleşmesinin varlığını inkâr etmesidir, yani kabul etmemesidir (reddetmesidir). Alacaklı sözlü bir kira sözleşmesinin varlığını iddia ediyorsa, borçlunun böyle bir (sözlü) kira sözleşmesini inkâr etmesi (kabul etmemesi), kira sözleşmesine itirazdır. Alacaklı yazılı bir kira sözleşmesine dayanmakta ise, borçlu kiracının bu sözleşmede kendisine izafe olunan imzayı inkâr etmesi (kabul etmemesi) kira sözleşmesine itirazdır (İİK m. 269/b,1)....

                Davalı borçlu, itiraz dilekçesinde kira ilişkisine ve kira miktarına karşı çıkmadığı gibi yargılama aşamasında eski malik Güler Kur ile akdedilen 01/08/2014 başlangıç tarihli, bir yıl süreli ve aylık 700,00 TL bedelli kira sözleşmesini ibraz ederek dava konusu taşınmazda kiracı olduğunu ikrar etmiş, davacı alacaklı da ibraz edilen kira sözleşmesini kabul etmiştir. Bu durumda halefiyet ilkesi gereğince taşınmazı iktisap eden yeni malikin, kiraya verenin sahip olduğu tüm haklara sahip olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, tarafların kabulünde olan 01/08/2014 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesine değer verilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken sözlü kira sözleşmesine dayanarak itirazın kaldırılması ve tahliye talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir....

                  UYAP Entegrasyonu