Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesince dava konusu kira sözleşmesinin belirsiz süreli kira sözleşmesi olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmişse de, dava konusu kira sözleşmesi 6098 s. TBK md. 327/II uyarınca belirsiz süreli kira sözleşmesine dönüştüğünü, işbu kararın kanunun amir hükmüne açıkça aykırılık teşkil ettiğini, müvekkiline ait Yeşilyurt Mah. 70607 Sk. Alper Apartmanı Sitesi B Blok No:14/24 Seyhan/ ADANA adresinde bulunan taşınmaza ilişkin kira sözleşmesi 01.12.2014 tarihli olup 1 yıl süreli imzalandığı, akabinde ise tarafların, açık bir anlaşma olmaksızın sözleşmeyi sürdürdükleri ve böylelikle kira ilişkisinin 6098 s....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı borçlunun vaki itirazı üzerine davacı alacaklı, icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı, 1.2.2011 başlangıç, 1.2.2012 bitim tarihli yazılı kira sözleşmesine dayanarak davalı hakkında 8.2.2012 tarihinde başlattığı tahliye istekli icra takibinde, ödenmeyen 2012 yılı şubat ayı kirası 660 TL ile muacceliyet şartı gereği muaccel olan kira bedeli olarak toplam 7900- TL kira bedelinin tahsilini istemiştir....

    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, takibe dayanak kira sözleşmesine, kira bedeline, kiracı-kiralayan sıfatına açıkça ve ayrıca itiraz edilmemiş olması nedeniyle bu hususların dar yetkili icra mahkemesinde kesinleşmesine, davalının borca itiraz dilekçesi davacı alacaklı vekiline 18/04/2022 tarihinde tebliğ edildiğinden ve dava açma süresi öğrenme tarihinden değil itiraz dilekçesinin tebliğinden itibaren başlaması nedeniyle davanın 6 aylık hak düşürücü sürede açılmasına, Muğla İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/452 Esas sayılı itirazın kaldırılması ve tahliye davasının 14/04/2022 tarihinde karara bağlanması nedeniyle 15/04/2022 tarihinde açılan iş bu davanın derdest olmamasına, yine kapora bedelinin kira borcundan mahsup edileceğine dair taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamasına, ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun...

    Davacı alacaklı, davalı borçlu ile aralarında düzenlenen 28.7.1999 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak ödenmediğini iddia ettiği Eylül 2012 ayı bakiye kirası 7.775.19 TL ile aylık 10.322.97 TL'den Ekim ve Kasım 2012 ayları kira parasının kirasının tahsili için 28.11.2012 tarihinde ... 16. İcra Müdürlüğü’nün 2012 / 10980 sayılı dosyasında tahliye istemli icra takibine başlamıştır. Davalı borçlu takibe itiraz etmemiş, ödeme emri ile verilen yasal otuz günlük ödeme süresi içinde de takip konusu edilen kira borcunu icra dosyasına ödememiştir. Bu nedenle davacı alacaklı kesinleşen icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesi için 29.1.2013 tarihinde işbu tahliye davasını açmış ise de, icra dosyasına sunduğu dilekçe ile takip konusu alacaktan feragat ettiklerini bildirmiş, icra müdürlüğü de 31.1.2013 tarihli kararla feragat nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar vermiştir....

      Mahkemece, davalının 15 yıldan fazladır taşınmazda kiracı olduğu gerekçesiyle kiralananın tahliyesine karar verilmiş ise de dosyaya 10/03/2009 başlangıç tarihli, üç yıl süreli kira sözleşmesi ibraz edilmiştir. Önceki tarihli bir kira sözleşmesi olsa bile 10/03/2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile taraflar arasındaki kiracılık ilişkisi yenilenmiştir. Bu nedenle 10/03/2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesine göre 10 yıl uzama süresinin tamamlanmamış olduğu, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 347 maddesinde belirtilen şartların oluşmadığı görülmekle süre bitimi nedeniyle tahliye isteminin de reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliyeye karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

        Asliye Hukuk Mahkemesi ise davanın icra takibine vaki itirazın iptali ile birlikte tahliye ve alacak istemine ilişkin olduğu, dava sırasındaki tahliye istemine yönelik feragatın görevli mahkemeyi değiştirmeyeceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, dava icra takibine vaki itirazın iptali ile birlikte tahliye ve alacağının tahsiline ilişkindir. Her ne kadar dava sırasında tahliye isteminden vazgeçilmiş ise de, dava kira alacağı ile birlikte tahliye istemiyle açılmıştır. HMUK’nun değişik 8. maddesinin 2. fıkrasının 1 no’lu bendi gereğince kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları ve bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı davaları değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde görülür.Bu durumda mahkemece,davacının dava açarken tahliye isteği de bulunduğundan davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir....

          Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine yazılı kira sözleşmesine dayanılarak ödenmeyen ayların kira paraları için icra takibi yapıldığı, takip talebinde haciz ve tahliyenin istendiği, çıkartılan ödeme emrinde ödeme süresi ve itiraz süresinin gösterildiği, davalı borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde kira sözleşmesine, kira bedeline, borca ve takibe itiraz edilmediği, takibin kesinleştiği ve yasal 30 günlük süre içerisinde borcun tamamının ödenmediği, davanın ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden 6 ay içerisinde açıldığı, bu nedenle temerrüdün gerçekleştiği, mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır....

          Takip ve davaya dayanak tahliye taahhüdü 04/06/2021 tanzim ve 01/04/2022 tahliye tarihli olup davacının yasal 1 aylık süre içerisinde 21/04/2022 tarihinde takip yaptığı, örnek 14 tahliye emrinin davalı kiracıya 17/05/2022 tarihinde tebliğ olunduğu, takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın 31/05/2022 tarihinde açıldığı görülmektedir. Davalı kiracı vekili takibe itiraz dilekçesinde kiralananda 01/04/2019 tarihli 3 yıl süreli kira sözleşmesine istinaden oturmakta olduğunu, bu sözleşmenin yenilenerek devam ettiğini, davacının baskısı ile 01/04/2021 başlangıç tarihli kira sözleşmesini imzaladığını, yine tahliye taahhüdünün de baskı ile alındığını, tahliye taahhütnamesinin dürüstlük kuralına aykırı olarak alındığını, ayrıca kiralananın aile konutu olduğunu, taahhütnamede eşinin imzası bulunmadığını, bu yüzden tahliye taahhüdünün geçersiz olduğunu bildirmiştir....

          İtirazın kaldırılması ve tahliye isteğiyle açılan işbu dava sonucunda mahkemece, kiracının kira sözleşmesinin ilk sayfasında imzasının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. İcra takibine dayanak yapılan 15.4.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi taraflar arasında imzalanmıştır. Davalı gerek itirazlarında gerekse savunmasında kira sözleşmesindeki imzaya itiraz etmediği gibi kira ilişkisine de karşı çıkmamış, kira sözleşmesinin ilk sahifesinde imzasının bulunmaması nedeniyle bu sözleşmeye dayanılarak alacak talep edilemeyeceğini ileri sürmüştür. Yargıtay'ın yerleşmiş kararlarına göre metin, içerik, anlam ve devam eden maddelerin bir bütünlük taşıması kaydıyla birden çok sahifeden oluşan yazılı sözleşmelerin tüm sahifelerinin taraflarca imza edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır....

            Akde aykırılık nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemez. Kira sözleşmesi ve taşınmazın keşfen tespit edilen özelliklerine göre üstün vasfı çatısız olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle sözleşmenin akde aykırılık nedeniyle feshi halinde kiracıya süre verilmesine gerek bulunmamaktadır. Somut olayda; davalı idare akde aykırı kullanıma dayanmış olup, idarenin savunmasında belirttiği 16/11/2015, 12/01/2016 ve 26/10/2016 tarihli tespit tutanaklarına dosyada rastlanmamıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; taşınmaz üzerine inşaa edilen sabit yapı bulunduğu tespit edilmiş olup, mahkemece kira sözleşmesinin 5. Maddesi üzerinde durulmamıştır. Bu durumda mahkemece; 16/11/2015, 12/01/2016 ve 26/10/2016 tarihli tespit tutanakları dosyaya getirtilmeli, kira sözleşmesinin 5. Maddesi akde aykırılık yönünden incelenmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaması doğru değildir....

            UYAP Entegrasyonu