Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı ile davacı tarafın 01/05/2017 tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, TBK 347/1 e göre "kiraya veren kira süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez" bu itibarla sürenin sona erdiği ve bu duruma dayalı olarak fesih yetkisinin kullanıldığı şeklindeki iddianın kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davalının, kira bedelinde artış yapmadığı iddiasının doğru olmadığını, tarafların tacir olup, kira bedeli ile ilgili olarak davacı kiraya verenin kira bedeline dair fatura düzenlemesi gerektiğini, düzenlenen faturaya istinaden de davalının kira bedelini ödemesi gerektiğini, davacı tarafından davalıya ne şekilde fatura düzenlemiş ise ödemenin o şekilde yapıldığını, ayrıca davacı tarafından davalıya sözleşmeye aykırılık nedeniyle kira sözlemesinin başından dava tarihine kadar akde aykırılık nedeniyle ihtar göndermediğini, akde aykırılık varsa bu durumun öncelikle ihtarname ile davalıya bildirilmesi ve akde aykırılığın giderilmesinin...

Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir. Kira sözleşmesine itiraz, borçlunun (alacaklının iddia ettiği) kira sözleşmesinin varlığını inkâr etmesidir, yani kabul etmemesidir (reddetmesidir). Alacaklı sözlü bir kira sözleşmesinin varlığını iddia ediyorsa, borçlunun böyle bir (sözlü) kira sözleşmesini inkâr etmesi (kabul etmemesi), kira sözleşmesine itirazdır. Alacaklı yazılı bir kira sözleşmesine dayanmakta ise, borçlu kiracının bu sözleşmede kendisine izafe olunan imzayı inkâr etmesi (kabul etmemesi) kira sözleşmesine itirazdır (İİK m. 269/b,1)....

İcra Müdürlüğü'nce itibar edilen tahliyenin durdurulmasına dayanak yapılan 20.08.2014 tarihli kira sözleşmesi, hissedarlardan.... vekilince yapılmıştır. Bu durumda pay ve paydaş çoğunluğu ile yapılmış geçerli bir kira sözleşmesi yoktur. Kaldı ki şikayete konu müdürlük işlemine dayanak yapılan sözleşme de aleyhine takip yapılan ... tarafından değil takip dışı ... tarafından düzenlenmiştir. Bu kira sözleşmesine itibar edilerek, tahliye edilecek yerin belli olmadığından bahisle tahliyenin durdurulması ve Mahkemece bu gerekçe ile şikayetin reddedilmesi doğru değildir....

    Temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için, temerrüte konu ihtarın TBK'nun 315. maddesine uygun olup olmadığının, kira bedelinin muaccel bulunup bulunmadığının, kiracının ihtara rağmen yasal süresi içerisinde ödemede bulunup bulunmadığının, temerrüt olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin denetlenmesi mahkemeye aittir. Kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle tek taraflı fesih, haklı fesih olarak kabul edilemez. Temerrüt nedeniyle kiracı hakkında akdin feshi ve tahliye istemine ilişkin bir dava açılmadığına göre, Kira sözleşmesine, ihale şartnamesine atıfta bulunularak konulan kira sözleşmesinin feshedileceğine ilişkin hükümler İhale Kanunu Genel Hükümlerine ilişkin olup, TBK'nun emredici hükümlerine uygun olmayan fesih haklı fesih olarak kabul edilemez. Davalı kiraya verenin ihale kanunu genel hükümlerine ait olan maddelere dayalı olarak idarenin tek taraflı sözleşmeyi feshetmesi haklı neden sayılamaz....

    Borca ve faizine itiraz ediyoruz." şeklinde borca itiraz ettikleri, itirazlarında kira akdini reddetmediklerinden kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiği, borçluların 30 günlük ödeme süresi içinde takibe konulan kira parasını ödemedikleri, cevap dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde 2019 yılı Nisan ayı kirasının ödendiği belirtilmiş ise de, İİK'nun 269/c-1 maddesi gereğince ödeme iddiasını yazılı belge ile kanıtlayamadıkları, alacaklının ihtiyaç nedeniyle tahliye isteğine yönelik ihtarname gönderdiği iddiasının istinaf incelemesine konu edilen temerrüt nedeniyle tahliye talebiyle ilgisinin bulunmadığı anlaşıldığından borçlular vekilinin bildirdiği istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak, HMK'nun 355....

    Davacı alacaklı, 15/11/2009 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli, aylık 700,00 TL bedelli yazılı kira sözleşmesine dayanarak 30/09/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2015 yılı Ağustos, Eylül, Ekim aylarına ait toplam 2.310,00 TL kira alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmiştir. Takip dayanağı kira sözleşmesinde kira bedelinin her ayın 15 ine kadar ödeneceği kararlaştırılmıştır. Buna göre takip tarihi itibariyle henüz muaccel olmayan 2015 yılı Ekim ayına ait kira alacağının talep edilmesi mümkün değildir. Öte yandan; Takip konusu diğer ayların ise takip tarihinden önce alacaklının banka hesabına ödendiğinin tarafların kabulünde olması karşısında takibin haksız olması nedeniyle davanın tümden reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde itirazın kısmen kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesi doğru değildir....

      DEĞERLENDİRME-GEREKÇE: Dava, kira parasının tespiti istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. Maddesi gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ve re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Davacı 01/01/2019 tarihinden itibaren geçerli kira parasının aylık 6500,00 TL+ KDV olarak belirlenmesini talep ettiği; yargılama sırasında sunulan beyan dilekçesinde taleplerinin "her iki tarafta tacir olduğu için her ayın kira bedeli davalı tarafından ödendiğinde müvekkilim şirket tarafından davalıya fatura kesilmekte ve kira sözleşmesine istinaden kira bedeline %18 oranında KDV ilave edilerek nihai bedel bulunmaktadır. Bu itibarla, kira tespit davası açılırken sözleşmedeki hüküm gereğince aylık kira bedeli için 6.500- TL....

      Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir." düzenlemesi bulunmaktadır. Bu nedenle dairemizce inceleme, istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ve mahkemece resen gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırılık oluşturan sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava tahliye davasıdır. Türk Borçlar Kanunu'nun 327. maddesinde yer alan düzenlemeye göre genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde; kira sözleşmesinin başlangıcı ve süresi belli ise, kira sözleşmesinde sürenin dolması ile kira sözleşmesi kendiliğinden sona erer. Kiraya veren sözleşmenin bitim tarihinden itibaren bir ay içinde dava açarak süre bitimi nedeniyle tahliye talep edebilir. Belirli süreli kira sözleşmelerinde, belirlenen sürenin dolması halinde taraflar arasında açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisi sürdürülürse, kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür....

      Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 25.7.2008 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusuda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davacı bu kira sözleşmesine dayanarak 9.4.2009 tarihinde başlattığı tahliye talepli takip talebi ile 2009 Ocak-Nisan aylar arası kira bedelini istemiş ödeme emri davalıya 9.5.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı ödeme emrine süresinde itiraz etmediğinden takip kesinleşmiştir. Bunun üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiş ise de davacı vekilleri yargılama sırasında 7.7.2009 tarihli dilekçelerinde taşınmazın tahliye edildiğini ve davayı takip etmediklerini bildirmişler, 22.7.2009 tarihli oturuma ise davacı ve davalı vekili katılmamıştır....

        Davacı vekili dilekçesinde; davacının davalı ile imzaladığı 13.05.2008 başlangıç tarihli ve 8 yıllık kira sözleşmesi ile kiracı olduğu taşınmazda kira ilişkisi devam ettiği halde, davalının kira ödemeleri konusundaki birtakım sorunlar nedeniyle davacıdan mecuru tahliye etmesini istediğini, tahliye halinde ileride telafisi güç sorunlar çıkabileceğini belirterek; davacının kiracılığının tespiti ile muarazanını giderilmesini istemiştir. Mahkemece, keşfe ilişkin kesin süreye rağmen uyulmadığı gerekçesiyle, kesin süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. HUMK 8/2. maddesinde; yalnızca kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye aktin feshi yahut tespit (kira tespiti) davalarına, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir. Açıklanan niteliği ve dayanağı itibariyle bu dava ve talep ise anılan fıkra kapsamına girmemektedir. HUMK.'...

          UYAP Entegrasyonu