WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kâr kaybı zararının müspet zarar kapsamında bulunduğu şüphesizdir. Elde edilecek fark miktara da net kâr denilir. Bu yönteme uygun kâr kaybı zararı hesaplanırken davacının davalıya ödemesi gereken kira paraları da elbette davacının yapması zorunlu giderler içindedir.Davacı ile kiraya veren ... arasındaki 01.06.1999 başlangıç tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiralanan (oto yıkama yeri), niteliği itibariyle Türk Borçlar Kanunu'nun adi kira hükümlerine tabi olup 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 327. (mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 263. ) maddesi gereğince sözleşmede açık ya da örtülü biçimde bir süre belirlenmiş ise, kira sözleşmesi bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erer. Taraflar bu durumda açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisini sürdürürlerse, kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür....

    Davacı kira sözleşmesinin haksız yere feshedilerek tahliye edildiğini öne sürmektedir. Dosyada yalnızca 01.03.2000 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi bulunmakta olup, daha sonra yeni bir kira ilişkisi kurulmamış ise ihale ile yapılan bu kira sözleşmesinin bitim tarihinde kiracının fuzuli şagil durumuna düşeceği açıktır....

    Somut olayda;taraflar arasında 05.11.2007-30.11.2010 tarih aralığını kapsayan üç yıllık yazılı kira sözleşmesi bulunduğu konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.Davacı kiracı,davalı kiraya veren ile olan kira ilişkisi devam ederken davalı kiraya verenin söz konusu kendisinin kiraladığı ve kullanımında olan ''kuyumcu,market ve fotoğrafçı'' standlarının da bulunduğu oteli dava dışı... Otelcilik Ltd Şti'ne 15.02.2008 tarihli yazılı kira sözleşmesi ile 5 yıllığına kiraya vermesi nedeniyle mağdur edildiğini,dava dışı şirket tarafından kiraladığı ve kullanımında olan yerlere girişinin engellendiğini iddia ederek uğradığı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin olarak eldeki davayı açmıştır. Mahkemece,hatalı değerlendirme ile davalı şirketin kira sözleşmesinden doğan haklarını temlik ettiği ve kiralayan sıfatının dava dışı ......

      HUMK.nun 8/II-1 maddesinde, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tesbit davalarının, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davalarının ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Mahkemesinde bakılacağı belirtilmiştir. Davacı bu davada yenilenen dönemde kira parasının ekonomik kriz nedeniyle indirilerek tespitini istemiştir. Kira tespit davası kiralayan ve malik tarafından açılabileceği gibi kiracı tarafından da açılabilir. O halde mahkemece, davacının isteminin, HUMK.nun 8/II-1 maddesi kapsamında kaldığı ve bu nedenle Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

        içeriği gözardı edilerek anılan kişinin davalı ....’nin çalışanı olduğuna ilişkin beyanına ve kira sözleşmesine ilişkin protokolün 2. bendinde 5 yıl boyunca kiralayan adına kayıtlı 150 araçlık filoya sonraki tarihlerde katılacak araçlarında kira sözleşmesi kapsamında olduğu belirtilmesine karşın kira sözleşmesinin 01.10.2006 günlü olduğu, aracın ise 2009 model olmasına dayanılmak suretiyle bozmanın “işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği hususları “ yerine getirilmeden ....’nin sorumlu olduğuna karar verilmiştir....

          bedelinin iptali ya da nadas yılında kira alınmaması hususunda 20.06.2007 tarihinde T4ne yazılı olarak başvurduğunu, yapılan bu başvurunun T4 tarafından 27.07.2007 tarihli "ileri sürdüğünüz gerekçeler ile düzenlenen kira sözleşmesinde mücbir sebepler arasında yer almadığından kira bedelinin iptali veya ertelenmesi yönündeki talebinizin yerine getirilmesi mümkün olamamaktadır" denilerek müvekkilinin kira bedelinin iptali ya da nadas yılında kira alınmaması talebinin reddedildiğini, müvekkilinin 13.02.2008 tarihinde Çankırı 1....

          Dosya kapsamında taraflarca sunulan ve karşı çıkılmayan sözleşmelere göre I.... adresindeki dükkanın 20/05/2003 başlangıç tarihli 3 yıl süreli sözleşme ile kiralayanlar ..., ..., ...tarafından kiracı ...’a kiralandığı, 20/05/1999 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile ...adresindeki dükkanın ... tarafından ... ...’a kiralandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacılar vekili tarafından sırt sırta iki dükkanın ara bölmeleri kaldırılarak tek dükkan olarak kiraya verildiği belirtilmiş ise de sunulan kira sözleşmelerine göre 3 ve 4 nolu dükkanların ayrı ayrı kira sözleşmeleri ile kiralandığı anlaşıldığından kiralanan 3 ve 4 nolu dükkanlarda meydana gelen hasarların ayrı ayrı nelerden ibaret olduğu ve ayrı ayrı hasarların giderilmesi için yapılacak harcamaların belirlenmesi için bilirkişilerden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

            Taraflar arasında düzenlenen 30.06.2011 başlangıç tarihli, 30.06.2013 bitiş tarihli “tarla icar senedidir” başlıklı kira sözleşmesi ile 117 ada 7 parsel nolu 93.833 m2 yüzölçümündeki tarla niteliğindeki taşınmazın 6000 TL bedelle davalı tarafından davacıya kiraya verildiği, anlaşılmaktadır. sözleşmede kira bedelinin kiraya veren tarafından peşin ve nakit olarak alındığı belirtilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde ve duruşmalardaki beyanında davanın dayanağı olarak bu kira sözleşmesini göstermiş olup taraflar arasında daha önceki satış vadi sözleşmesi bu sözleşme gereğince verildiği belirtilen senet ve bu senede dayalı olarak yapılan icra takibi, takip alacağının ödenip ödenmediği hususları bu davanın konusu dışındadır. Sözleşmeye bağlılık ilkesi uyarınca taraflar akdettikleri sözleşmedeki hüküm ve koşullar ile bağlı olup kural olarak akdin süresinden önce feshi mümkün değildir. Kiraya verenin tek yanlı olarak akdi feshetmesi ve kiralanana el koyması sözleşmenin ihlali niteliğindedir....

              Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davaya usul ve esas yönünden itiraz ettiklerini, usul yönünden taraflar arasında tanzim edilen sözleşmenin "Elektronik Ofis Sözleşmesi" adlı bir sözleşme olduğunu ve kira sözleşmesi olduğunu bu nedenle görev itirazında bulunduklarını, görevli mahkemenin ......

                Taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmakta olup kira sözleşmesi ve bu sözleşmeye dayalı olarak davacının bu yeri kullanması ve masrafta bulunması yapılan masrafların sözleşme kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususu, HMK'nın 4/a. maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davası olarak sulh hukuk mahkemesinin görevi kapsamında kalmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21/11/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu