hukuka aykırı el atmadan sonra diğer davalı firmanın malik ile yeni bir kira sözleşmesi akdettiği, bundan bir zaman sonra da ...'...
Taraflar arasındaki maddi manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davalı tarafın sözleşme kapsamında edimini yerine getirmediğini, bunun için mahkeme tarafından tespit yaptırdıklarını, sözleşme gereği dairelerin teslim tarihinden geç teslim edildiğini, geç teslimden doğan kira bedelinin ve tespit dosyasındaki tespit edilen bedelin,tespit davası için mahkemeye harcanan bedeli davalı tarafın ödemesi gerektiğini, keza bu dönemde davalı tarafın kaba davranışları ve eksik iş nedeniyle müvekkilinin manevi zarara uğradığını ileri sürerek, toplam 10.486,00 TL maddi tazminat ve 9.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4.maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Dava, kiracı tarafından açılan, kiralananın kullanılamaması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen alacak-tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasında kira sözleşmesi imzalandığını, müvekkili kiracının taşınmaza imalat yaptığını, davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak 34.199 TL maddi tazminatın ve 500 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir. Davalı savunmasında, davacının sözleşmeye aykırı davrandığını bildirerek davanın reddini savunmuştur....
Taraflar arasında düzenlenen 14/11/2013 tarihli rödovans sözleşmesi bir tür kira sözleşmesi olduğundan ve idari para cezası verilen bölümün sözleşme kapsamında olup olmadığının da tespiti gerektiğinden, kira ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılan uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04/10/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı şirket arasında 01.11.2011- 31.12.20222 dönemine ilişkin geçerli bir kira sözleşmesi olmadığını, davacı ile akdedilen sözleşmelerin hiç birinde davacıya alt kira sözleşmesi akdetme imkanı tanınmadığını, davalının hakkı olmadığı halde mecuru alt kiraya vererek müvekkil üzerinden para kazandığını, davacının kira bedellerini düzenli ödemediğini, son olarak 2009 yılı başında 2 yıl süreli yapılan sözleşme ile de yıllık kira bedeli olarak 40 bin Euro belirlenmesine rağmen 2009 yılından 8522 Euro ve 2010 yılına ait kira bedelinin ödenmediğini fazladan ödeme yapıldığı iddiasının ispat yükünün davacıda olduğunu müvekkilin Söylemez Organizasyon ile kira sözleşmesi yapmasının sebebinin yıllarca kendisini aldatan davacının kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle taşınmazı kullanan gerçek kiracı ile muhatap olmak istemesi olduğunu, davacı tüzel kişilik olduğuna manevi tazminat edemeyeceğini, açıklanan nedenler ile davanın reddine...
ödeneceğinin açık bir şekilde düzenlendiğini, bu madde metninden açık bir şekilde anlaşılacağı üzere, kira sözleşmesinin imzalanması ve ruhsatların devrinin, peşinatın kalan kısmının ödenmesi için yeterli görüldüğünü, somut davada ise, davalı alıcı ile mal sahipleri arasında kira sözleşmesi kurulduğunu ve ruhsatların devredildiğini, dolayısıyla müvekkilinin sözleşme gereği bakiye tutarın ödenmesine ilişkin ifa etmesi gereken edimlerini yerine getirdiğini, Davalı alıcı ile mal sahipleri arasında kira sözleşmelerinin kurulduğunun sabit olduğunu, davalı her ne kadar aynı koşullarda kira sözleşmesi imzalanmadığını iddia etmekte ise de, aynı koşullarda ve kira bedelleri ile kira sözleşmesi imzaladığını, aksi düşünülse bile davalı alıcı ile mal sahipleri arasında kira sözleşmelerinin kurulması aşamasındaki tüm pazarlığın bizzat davalı tarafından yürütüldüğünü, bu aşamada müvekkilden hiçbir destek talep etmediğini, sonuçta kendi özgür iradesi ile bu sözleşmeleri imzaladığını, davalının bu...
sonra 10.10.2018 tarihli yazılı kira sözleşmesinin 28. maddesi uyarınca 4 aylık kira bedelinin hesaplanarak müvekkiline tazminat olarak verilmesini, Burgan Bank'ın 10.05.2021 tarihinde mevduatlara uyguladığı yıllık faizin öğrenilmesi adına ilgili özel bankaya müzekkere yazılmasını, 4 aylık kira bedeli tam belirli olmadığından şimdilik her türlü ıslah ve fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere dava değeri olarak 10.000,00- TL'nin kira sözleşmesinden kaynaklı tazminat olarak verilmesini, tazminat olarak istenen 4 aylık kira bedeline 10.05.2021 tarihinden başlayacak şekilde faiz uygulanmasını talep ve dava etmiştir....
karşın anahtarlarının teslim edilmediğini ileri sürerek; fesih beyanının haksızlığının ve kira sözleşmesinin davalılar yönünden bağlayıcı olduğunun tespitine, davalıların kendi kusuruna dayanarak faydalı ilave bedellerini talep hakları olmadığının belirlenmesine, kira sözleşmesi kapsamında artış oranları nazara alınmak suretiyle ödenmesi gereken kira bedellerinin tespiti ile şimdilik 5.000 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiştir....
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda; davacının, kira sözleşmesi kapsamında, davalının taşınması sebebiyle uğramış olduğu kazanç kaybının tazminini talep ettiği, davacının mahrum kaldığı kazancın hesaplanması gerekmiş ise de, davacı yanın ticari defterlerinin mahkemeye ibraz edilemediği, davalının kâr amaçlı olarak söz konusu yeri işletmediği bu kapsamda herhangi bir gelir elde etmediğinden davacı yanca mahrum kalınan herhangi bir kazanç olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davaya dayanak yapılan 05/04/2006 başlangıç tarihli tarihli, 20 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kooperatifinin başka bir adrese taşınması nedeniyle kira sözleşmesinin fiilen sona erdiği anlaşılmaktadır....