Davacının diğer istinaf nedenlerine gelince; Kira sözleşmesinin tarafı olan kiraya verenin mutlaka malik olması gerekmez. Kira sözleşmesi feshedilmediği veya sözleşmenin iptali davası açılmadığı sürece geçerlidir. Nispi haklar; yalnız hukuki işleme veya ilişkiye taraf olan kişilere karşı ileri sürülebilen haklardır. Bu nedenle taşınmazın paydaşlardan yalnız biri tarafından kiraya verilmesi durumunda da kiraya veren sözleşme ile bağlıdır. Kira sözleşmesinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira bedelinin ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda sözleşmenin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 315. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshi ve alacak hukukuna ilişkin davada Bakırköy 9. Sulh Hukuk ile 4. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira sözleşmesinin feshi ve alacak istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 01.08.2007 başlangıç tarihli 3 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmeye aykırılıktan kira sözleşmesinin feshi ile şirkete haksız ödenen 20.000.-YTL talep edildiği, davanın 16.01.2008 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 8. maddesine göre kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi veya tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davalarında görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu açık yasa hükmü karşısında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir....
Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 315.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı iş yeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür. Akdin feshi için tek başına bu koşulların bulunması yetmez. Ayrıca bu konuda tahliye talebinin ilama bağlanması gerekir. Somut olayda taşınmaz 2886 sayılı yasaya göre kiraya verilmiş olup 07.09.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin süresi 07.09.2013 tarihinde son bulacaktır....
Değerlendirme Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeye, temyizin kapsamına, davaya konu kira sözleşmesinin taraflarını bağlamasına ve sözleşme hükümlerinin geçerli bulunmasına, kira sözleşmesinde kiralananın durumunun belirtilmesi nedeniyle ruhsat durumunun kira sözleşmesinin başlangıcında davacı kiracı tarafından bilindiğinin anlaşılmasına, bu halde kira sözleşmesinin davacı kiracı tarafından feshinin haksız olmasına, bu nedenle davacı kiracı kiralananın ayıplı olduğu iddiasıyla tazminat isteminde bulunamayacağı gibi kira sözleşmesinin kefalete ilişkin bölümünün kanunda öngörülen şekilde düzenlenmiş olması nedeniyle geçerli bulunduğunun anlaşılmasına göre, davacıların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. VI....
Maddesiyle kiracının kira süresinin bitiminde derhal sözleşmenin feshi halinde tebligat sonrasında 15 gün içinde tahliye etmek zorunda olduğu, tahliye edilmemesi halinde 2886 sayılı kanunun 75. Maddesine göre kiracının tahliyesinin sağlanacağı, kira sözleşmesinin 14....
Bölge adliye mahkemesince, yapılan istinaf incelemesi sonucunda; sözleşme ve yasa hükümüne göre, davalının söz konusu tazminat ve cezai şarttan sorumlu tutulabilmesi için akdin idarece feshedilmiş olmasının tek şart olmadığı, haklı bir feshin varlığının da şart olduğu, idarenin kira bedeli ile yan giderler ödenmediğinden bahisle kira akdini feshinin haksız oluduğu gerekçesiyle davalının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulü ile kira alacağı ve buna dair gecikme zammı talebinin kabulüne, sözleşmenin feshinden kaynaklı cari yıl kira bedeli tutarında tazminat ve tahliyeye kadar geçen her gün için talep edilen cezai şart bedeli taleplerinin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. 6110 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 26. maddesi yargılamaya hakim olan ilkelerden taleple bağlılık ilkesini düzenlemektedir....
ihtarname gönderildikten sonra kira sözleşmesinin süresinin uzatılmasına ilişkin herhangi bir sözleşme/protokol akdedilmediğini belirterek, taraflar arasındaki kira sözleşmesi usulüne uygun olarak feshedildiğinden 31/10/2021 tarihi itibariyle 01/01/2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin yürürlükten kalktığını, davacı tarafça fesih tarihi sonrası döneme ilişkin gönderilen kira bedeli, aidat, tazminat, cezai şart, tazminat vs....
ihtarname gönderildikten sonra kira sözleşmesinin süresinin uzatılmasına ilişkin herhangi bir sözleşme/protokol akdedilmediğini belirterek, taraflar arasındaki kira sözleşmesi usulüne uygun olarak feshedildiğinden 31/10/2021 tarihi itibariyle 01/01/2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin yürürlükten kalktığını, davacı tarafça fesih tarihi sonrası döneme ilişkin gönderilen kira bedeli, aidat, tazminat, cezai şart, tazminat vs....
Karar Düzeltme Sebepleri Davalı vekili; Yerel mahkeme, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarını da göz önünde bulundurarak anahtarın notere tevdii edildiği hususunun davacıya 26.11.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, dolayısıyla davalı kiracının bu tarihe kadar olan kira borcundan sorumlu olduğuna karar verildiğini, bu şekilde müvekkilin kiracılık sıfatı ve kira bedeli ödeme yükümlülüğü sona ermiş olup, bunun dışındaki taleplerin ancak tazminat davası yargılamasının konusu olacağını, dava konusu taşınmazın tahliye edildiği her iki tarafın kabulünde olduğunu, davanın tahliyeden sonraki dönemi kapsadığı için kira alacağı değil tazminat alacağına ilişkin bir talebi olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kira alacağı ve erken tahliye nedeniyle makul süre kira bedeli tazminatına istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1....
davacı 20.07.2010 tarihinde başlattğı icra takibinde, ödenmeyen 2009 yılı Haziran ile Eylül ayları arası kira bedelleri ile 856-TL aidat bedeli, 116,50-TL ısıtma soğutma bedeli ve 326-TL elektrik bedelinin tahsilini istemiş, ödeme emri 10.08.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. davalı süresinde yaptığı itirazında alacaklının takipte hiçbir kira akdi ve belge sunmadığını, alacaklıya kira borcu olmadığını bildirmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, kira sözleşmesinin yenilenerek devam ettiğini, davalının mecuru 2010 yılının Ocak ayında tahliye ettiğini, kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 2. maddesine göre ortak giderleri ödemekle yükümlü olduğunu, davalı kiracının ödemesi gereken kira bedellerini ödemediğini ileri sürerek takibe yapılan haksız itirazın iptali ile kiralananın tahliyesini ve % 40 oranında icra inkar tazminatı verilmesini istemiştir....