Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira sözleşmesinin iptali, menfi tespit, tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinin iptali, menfi tespit ve tazminat davasına dair karar, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. İncelenmesine gerek duyulan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/50 D.İş sayılı dosyasının eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İcra Hukuk Mahkemesi; taraflar arasında yapıldığı iddia edilen kira sözleşmesinin ihtilaflı olduğu, davanın itirazın kaldırılması değil itirazın iptali istemine dayalı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davacının talebinin İİK 269 maddesine dayalı kira alacağı ve tahliye davası olduğu ve görevli mahkemenin icra hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. İtirazın iptali davası, normal bir eda (alacak) davası olup takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra ve İflas Kanunu’nun 68-68a’daki belgelerden birine sahip bulunmayan alacaklı itirazın hükümden düşürülmesini sağlayabilmek ve itiraz ile duran icra takibine devam edilmesini isteyebilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alt kira sözleşmesinin geçerli olduğunu, kira borcunun ödenmesi gerektiğini, eksik inceleme yapıldığını beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; kira alacağının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı ile dava dışı tereke arasında imzalanan 09/11/2016 başlangıç tarihli ve 12 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiralanan metruk boş bina olarak kiralanmış, işhanı olduğu anlaşılmıştır. Daha sonra kiracı/davacı 01/03/2020 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiralanana ait bağımsız bölümü davalıya kiraya vermiştir....

      Davacı dava dilekçesinde, davalı ile aralarında 01.01.2012 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli, senelik 15.000,00TL bedelli kira sözleşmesi imzalandığını, 27.09.2013 takip tarihli icra dosyasında davalı kiracı aleyhine 2011 dönemi kira bedeli 9.334,00-TL ile 2012 dönem kira bedeli 10.000,00-TL olmak üzere toplam 19.334,00-TL alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibinde davalının 2011 dönemi kirasını kabul ettiğini ancak 2012 dönemi için itiraz ettiğini; 10.000-TL alacaklı olduğunu belirterek bu kısma yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı ise; kira sözleşmesinin davacılar ile yapılmadığını, mükerrer talepte bulunulduğunu, kira borcu olmadığını savunmuştur....

        Davalılar davalının dayandığı kira sözleşmesini kabul etmediklerini, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 01/03/2004 tarihli kira sözleşmesi olduğunu, davacının beyan ettiği tarihte yeni bir kira sözleşmesi imzalamadıklarını, muhtemelen davacının 1999 yılında imzalanan, önceki kira sözleşmesi döneminde elinde kalan kira sözleşmesini doldurduğunu, kira borçları olmadığını bildirerek, davanın reddini talep etmiştir. Davacı, 01.04.2004 başlangıç tarihli 5 yıl süreli aylık 400,00 TL kira bedelli kira sözleşmesine dayanmakta olup, kira sözleşmesinde Kiralayan İMirasçıları adına E.. G.., kiracı A.. T..'dir. Kira sözleşmesini davalı L.. T.. adi kefil olarak imzalamıştır. Davaya konu taşınmaz, kira sözleşmesinin yapıldığı tarihde adına kayıtlıdır. Bursa 3....

          İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir." hükmü yer almış, kira sözleşmesinin bitiminden itibaren, tahliyeler bu hüküm çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Sözleşme tarafları arasındaki uyuşmazlık, kira sözleşmesinin süresinin bitimi nedeniyle değil, kiracı - kiralayan ilişkisi nedeniyle, kira sözleşmesinin uygulanmasından doğduğundan, bu davada; kira sözleşmesinin feshinin hukuka uygun olup, olmadığının adli yargıda incelenebileceği ve devamında, işyerinin tahliyesi için adli yargıda dava açılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle dava konusu işlem hukuka uygun olduğundan; işlemin iptali yönünde verilen temyize konu kararın bozulması gerektiği oyu ile aksi yönde oluşan Daire kararına katılmıyorum....

            ve itirazın iptali davası açmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.Bu nedenle kira sözleşmesinin iki dükkan için yapıldığı ve tek kira bedeli tayin edildiği nazara alınarak alacağın tamamı üzerinden değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.Öte yandan, ......

              Kira sözleşmesinin hususi şartlar 16. maddesinde “kefilin kefaleti kiracı kiralananda kaldığı sürece devam eder” düzenlemesi kabul edilmiş ayrıca kira sözleşmesinin 6. maddesinde uzayan dönemlerde kira parasının %25 arttırılacağı kararlaştırılmıştır. Taraflarca kira parasının artış miktarı sözleşmede belirlenmiş ise de, kefilin azami sorumlu olacağı süre belirlenmemiştir. Bu nedenle kefilin uzayan dönemde de kefaletinin devam edeceğine ilişkin sözleşme hükmü geçersiz olup, kefilin sorumluluğu, sözleşmede belirlenen bir yıl kira süresi ile sınırlıdır. Takibe konu kira alacağı uzayan döneme ilişkin olduğundan, davalı ... hakkındaki itirazın iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...'...

                Öte yandan davalı şirketin dosyaya sunulan kira sözleşmesindeki kaşe altındaki imzaların o tarihteki şirket temsilcilerine ait olmadığı yönünde bir itirazı da bulunmadığından imza incelemesine gerek dahi bulunmamaktadır. Bir an için kira sözleşmesinin şirketi temsile yetkili kişiler tarafından imzalanmadığı düşünülse bile davalı şirket, sözleşmenin kurulduğu 1.6.2001 tarihinden takibin başlatıldığı 30.05.2008 tarihine kadar sözleşmeyi imzalayanların şirketi temsile yetkisi olmadığı, bu itibarla sözleşmesinin geçersiz olduğu yolunda bir uyuşmazlık çıkarmamış, kira sözleşmesinin iptali için dava açmamıştır. Bu suretle yapılan sözleşmeye muvafakat edilmek suretiyle geçerlik tanınmıştır. Bu nedenle kira sözleşmesi ve koşulları tarafları bağlar. Kira sözleşmesinde kararlaştırılan kira parasının ödenmemesi nedeniyle icra takibi yapılmasında ve itiraz üzerine tahliye istekli dava açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

                  Davacı ..., vekili ve oğlu olan davalı ... tarafından, kendisine ait zeytinliğin oğlu olan diğer davalı ...’ya 1.7.2007 başlangıç tarihli sözleşme ile aylık 100 YTL bedelle kiralandığının, kira bedelinin düşük olduğunu, vekil olan davalının vekalet görevini kötüye kullandığını belirterek, kira sözleşmesinin iptali talebiyle bu davayı açmıştır. Dava konusu kira sözleşmesi, 10 yıl sürelidir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre, Zeytinliği 19.7.2007 dava tarihi itibariyle aylık kira bedeli 950 YTL olmalıdır. Davacılar murisi, vekilini 25.6.2007 tarihinde azletmiş olup, azilname karşı tarafa 2.7.2007 tarihinde tebliğ edilmiştir. Azilnamenin davalı vekile tebliğ tarihi ve adi kira sözleşmesinin her zaman yapılmasının mümkün olduğu gözetildiğinde, murisin rızası dışında davalıların el ve işbirliği içinde kira sözleşmesini yaptığı anlaşılmıştır. Davanın kabulü gerekirken, Mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                    UYAP Entegrasyonu