Temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için, temerrüte konu ihtarın TBK'nun 315. maddesine uygun olup olmadığının, kira bedelinin muaccel bulunup bulunmadığının, kiracının ihtara rağmen yasal süresi içerisinde ödemede bulunup bulunmadığının, temerrüt olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin denetlenmesi mahkemeye aittir. Kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle tek taraflı fesih, haklı fesih olarak kabul edilemez. Temerrüt nedeniyle kiracı hakkında akdin feshi ve tahliye istemine ilişkin bir dava açılmadığına göre, Kira sözleşmesine, ihale şartnamesine atıfta bulunularak konulan kira sözleşmesinin feshedileceğine ilişkin hükümler İhale Kanunu Genel Hükümlerine ilişkin olup, TBK'nun emredici hükümlerine uygun olmayan fesih haklı fesih olarak kabul edilemez. Davalı kiraya verenin ihale kanunu genel hükümlerine ait olan maddelere dayalı olarak idarenin tek taraflı sözleşmeyi feshetmesi haklı neden sayılamaz....
Davacı vekili, davalı ile aralarında kira sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin 10. Maddesi gereğince 50 000 € değerinde teminat senedi verdiğini, sözleşmenin feshedildiğini verilen teminat senedi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece HUMK’un 8. maddesi gereğince kira sözleşmesinden kaynaklanan her türlü tahliye ve bu davalarla birlikte açılan kira alacağına ilişkin davalara bakmakla görevli mahkemelerinin sulh hukuk mahkemeleri olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilmiştir. Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK.nun 8/2 maddesi gereğince kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine verilmiştir. Olayımızda, uyuşmazlık menfi tespit istemine ilişkindir....
DEĞERLENDİRME-GEREKÇE: Dava, kira parasının tespiti istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. Maddesi gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ve re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Davacı 01/01/2019 tarihinden itibaren geçerli kira parasının aylık 6500,00 TL+ KDV olarak belirlenmesini talep ettiği; yargılama sırasında sunulan beyan dilekçesinde taleplerinin "her iki tarafta tacir olduğu için her ayın kira bedeli davalı tarafından ödendiğinde müvekkilim şirket tarafından davalıya fatura kesilmekte ve kira sözleşmesine istinaden kira bedeline %18 oranında KDV ilave edilerek nihai bedel bulunmaktadır. Bu itibarla, kira tespit davası açılırken sözleşmedeki hüküm gereğince aylık kira bedeli için 6.500- TL....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı ile davacı tarafın 01/05/2017 tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, TBK 347/1 e göre "kiraya veren kira süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez" bu itibarla sürenin sona erdiği ve bu duruma dayalı olarak fesih yetkisinin kullanıldığı şeklindeki iddianın kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davalının, kira bedelinde artış yapmadığı iddiasının doğru olmadığını, tarafların tacir olup, kira bedeli ile ilgili olarak davacı kiraya verenin kira bedeline dair fatura düzenlemesi gerektiğini, düzenlenen faturaya istinaden de davalının kira bedelini ödemesi gerektiğini, davacı tarafından davalıya ne şekilde fatura düzenlemiş ise ödemenin o şekilde yapıldığını, ayrıca davacı tarafından davalıya sözleşmeye aykırılık nedeniyle kira sözlemesinin başından dava tarihine kadar akde aykırılık nedeniyle ihtar göndermediğini, akde aykırılık varsa bu durumun öncelikle ihtarname ile davalıya bildirilmesi ve akde aykırılığın giderilmesinin...
Borca ve faizine itiraz ediyoruz." şeklinde borca itiraz ettikleri, itirazlarında kira akdini reddetmediklerinden kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiği, borçluların 30 günlük ödeme süresi içinde takibe konulan kira parasını ödemedikleri, cevap dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde 2019 yılı Nisan ayı kirasının ödendiği belirtilmiş ise de, İİK'nun 269/c-1 maddesi gereğince ödeme iddiasını yazılı belge ile kanıtlayamadıkları, alacaklının ihtiyaç nedeniyle tahliye isteğine yönelik ihtarname gönderdiği iddiasının istinaf incelemesine konu edilen temerrüt nedeniyle tahliye talebiyle ilgisinin bulunmadığı anlaşıldığından borçlular vekilinin bildirdiği istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak, HMK'nun 355....
Davacı alacaklı, 15/11/2009 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli, aylık 700,00 TL bedelli yazılı kira sözleşmesine dayanarak 30/09/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2015 yılı Ağustos, Eylül, Ekim aylarına ait toplam 2.310,00 TL kira alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmiştir. Takip dayanağı kira sözleşmesinde kira bedelinin her ayın 15 ine kadar ödeneceği kararlaştırılmıştır. Buna göre takip tarihi itibariyle henüz muaccel olmayan 2015 yılı Ekim ayına ait kira alacağının talep edilmesi mümkün değildir. Öte yandan; Takip konusu diğer ayların ise takip tarihinden önce alacaklının banka hesabına ödendiğinin tarafların kabulünde olması karşısında takibin haksız olması nedeniyle davanın tümden reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde itirazın kısmen kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesi doğru değildir....
Temyiz Sebepleri Alacaklı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde kiracının kira ilişkisini kabul etmediğinin belirtildiğini, müvekkili tarafından borçluya karşı tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılan ... Genel İcra Dairesi 2021/33610 E. sayılı takibe ilişkin olarak "İtirazın İptali ve Tahliye İstemli" ... 5....
İcra Müdürlüğünün 2019/23408 esas sayılı takip dosyasında borçlu Burhan Yıldız’ın tahliyesine karar verildiğini, dosya asıl borçlusunun taşınmazı tahliye ettiğini, müvekkilinin taşınmazı 12/03/2012 tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi ile T3 kiraladığını, bu kira sözleşmesi uyarınca halen taşınmazda kiracı olarak kalmaya devam ettiğini, müvekkili ile davalı arasında düzenlenen 12/03/2012 tarihli kira sözleşmesine istinaden herhangi bir icra takibi ve tahliye kararı bulunmamasına karşın icra müdürlüğünce 23/03/2021 tarihinde taşınmazı tahliye etmek üzere 10 günlük süre verildiğini belirterek, tahliyenin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....
Bu nedenle kira sözleşmesine ve aylık kira miktarına itiraz etmeyen davalı kiracının, talep konusu yapılan kira bedelinin tamamını ödediğini İİK.nun 68. maddesinde sayılan belgelerle kanıtlaması gerekir. Ödeme emri tebliği üzerine, borca itiraz eden davalı borçlu daha sonra 19/112021 tarihinde icra dosyasına takip borcunun tamamını ödemiştir. İİK.nun 66. Maddesi uyarınca takip durmuş olup, borçlu icra dosyasına ödeme yaptığı sırada ve açıkça paranın alacaklıya ödenmesine muvafakat etmediğine göre duran takip nedeniyle icra müdürü kendiliğinden ödeme yapamayacağından, (Yargıtay 6. HD., T. 18.06.2015 E. 2015/4854 K. 2015/6141 sayılı kararı bu yöndedir.) mahkemece itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....
Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir." düzenlemesi bulunmaktadır. Bu nedenle dairemizce inceleme, istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ve mahkemece resen gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırılık oluşturan sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava tahliye davasıdır. Türk Borçlar Kanunu'nun 327. maddesinde yer alan düzenlemeye göre genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde; kira sözleşmesinin başlangıcı ve süresi belli ise, kira sözleşmesinde sürenin dolması ile kira sözleşmesi kendiliğinden sona erer. Kiraya veren sözleşmenin bitim tarihinden itibaren bir ay içinde dava açarak süre bitimi nedeniyle tahliye talep edebilir. Belirli süreli kira sözleşmelerinde, belirlenen sürenin dolması halinde taraflar arasında açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisi sürdürülürse, kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür....