Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 2016/5074 E., 2018/11498 K.sayılı ilamı ile sabit olduğunu, dava dilekçesinde çekişmenin teminat mukabili temlikte inançlı işlemden kaynaklandığının tartışmasız olduğunu, davacının taşınmazı davalıya devrettiğini, kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, davanın taraflar arasında düzenlenen 01/07/2009 tarihli kira sözleşmesine dayalı olduğunu, 13/09/2006 tarihli inanç sözleşmesinin dayanak alınmasının mümkün olmadığını,13/09/2006 tarihli inanç sözleşmesi davaya ve kira sözleşmesine konu taşınmazın 3/4 hissesine ilişkin olduğunu, 01/07/2009 tarihli kira sözleşmesi taşınmazın tamamına (4/4'üne) ilişkin olduğunu, kira sözleşmesinin, davalı ... A.Ş.'...

    (HMK.nun md.33) Somut olayda mahkemece, taraflar arasındaki hukuki ilişki kira sözleşmesi olarak nitelendirilerek, iade yükümlülüğü kira sözlemesine ilişkin yasa hükümleri çerçevesinde değerlendirilmiş ise de; gerek davacı ve gerekse davalı aralarında kira ilişkisi bulunduğuna dair herhangi bir beyanda bulunmamışlardır. Tarafların maddi olayları anlatımına göre de aralarındaki ilişkinin kira sözleşmesi olarak kabulü mümkün görülmemektedir. Nitekim 28.02.2008 tarihli iş makinasının teslimine ilişkin tutanakta da iş makinasının tasfiye anlaşması gereğince davalıya verildiği ve anlaşmanın feshedilerek iade edildiği belirtilmiştir....

      nın 4/I-a maddesinde kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı ... ve İflas Kanununa göre ilamsız ... yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davacı, davalı ile aralarında ... lokalindeki cafenin kiralanması konusunda sözleşme yapıldığını, cafenin dekorasyonu için yatırım yaptığını ancak dava dışı belediye tarafından cafe mühürlendiği için zarara uğradığını iddia edrek yaptığı yatırım masraflarını talep etmektedir. Taraflar arasında kira sözleşmesi imzalanmış olmasına ve uyuşmazlığın bu kapsamında değerlendirilecek olmasına göre davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

        Somut olayda; davacı ile davalı arasında 02.11.2012 tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu, kira sözleşmesi kapsamında davalı şirketçe baz istiasyonunun davacının maliki olduğu bina ve arsası nitelikli 413 ada 88 parsel sayılı taşınmazın çatı katında bulunduğu, kira sözleşmesinin devam etiiğinin taraflarında kabulünde olduğu, davacının çatı katında bulunan baz istasyonunda meydana gelen arıza nedeniyle çıkan yangında maddi olarak zarara uğradığını ileri sürdüğü, davalının yangının çıkış nedeninin belirlenemediğini savunduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere görev hususu kamu düzeninden olup Mahkemece resen gözetilmesi gerekir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi, dava konusu taşınmazın tarafları arasında 2012 yılında yapılan kira sözleşmesi ile davalıya verildiği, kira sözleşmesinin varlığının dosyadaki noter ihtarnameleri ve ikrar ile sabit olduğu, bu kira ilişkisinin sona ermesinin ise yasanın aradığı yine yasanın aradığı şartlara uygun olması gerektiği zira 2013 yılında yapılan kira sözleşmesi bitiminden itibaren davacı tarafa herhangi bir süresinde veya karşılıklı fesih dosyaya yansımadığı, dolayısıyla aralarındaki sözleşmenin otomatik olarak belirsiz süreli kira ilişkisine dönüştüğü, aralarında bu şekilde kabul edilen ilişkinden kaynaklanan kullanım, erimisil, el atmanın önlenmesi gibi isteklerin kira ilişkisinden kaynaklanmış kabul edilerek, taraflar arasındaki kira sözleşmesi ilişkisi ve bu kira sözleşmesinin belirsiz süreli kira ilişkisine dönüşmesi dikkate alınarak HMK 2-114-115 maddeleri gereğince sulh hukuk mahkemeleri görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. ... 1....

          Davacının dava dilekçesi incelendiğinde; dava konusu senedin araç kiralama sözleşmesi kapsamında düzenlendiği, davacının araç kiralama sözleşmesinin altında hatasından ve dikkatsizliğinden faydalanılarak senedin boş olarak kendisine imzalatıldığını, senedin daha sonra davalı tarafından doldurularak oluşturulduğunu, senedin kendisine boş olarak imzalatılmış olma ihtimalinin bulunduğunu, senet üzerindeki sonradan yazılan yazıların kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür. Davacı dava dilekçesinin devamında açıkça, taraflar arasında araç kiralamaya ilişkin kira sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu, kira sözleşmesi dışında davalıyı şahsen tanımadığını, hatta tek tek ilişkisinin araç kiralama sözleşmesi ilişkisi olduğunu beyan etmiştir. Davalı taraf da; aynen davacı ile aralarındaki hukuki ilişkinin araç kiralama sözleşmesi ilişkisi olduğunu beyan ve ikrar etmiştir....

            Dairemizce temyiz değerlendirmesi kapsamında incelenmesi gerekli görüldüğünden, 31.12.1984 tarihli devir sözleşmesi ile kira sözleşmesi eki olan demirbaş listesi örneğinin davanın taraflarından sorularak temin edilmesi; taşınmaz tapu kaydı- yapı ruhsatı ve yapı kullanım izin belgesinin ilgili yerlerden getirtilip dosya arasına konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için, dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 02/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kira bedelinin indirilmesi, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda, ayıp nedeni ile kira bedelinin indirilmesi istemi yönünden davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat istemi yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat istemi yönünden davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile aralarında 01/01/2015 başlangıç tarihli konut kira sözleşmesi bulunduğunu, daireye taşınmasından bir süre sonra kar yağışlarının başlamasıyla birlikte dairenin tavandan su akıtmaya başladığını, su sızıntısı nedeniyle dairede ciddi hasar meydana geldiğini, davalının ayıbı gidermekle yükümlü olduğunu bildirerek dava konusu dairenin kira bedeliyle ilgili olarak ayıbın ortaya çıktığı 10/01/2015 tarihinden bu yana uygulanması gereken kira bedelinin...

                Somut uyuşmazlıkta da menfi tespite konu senedin her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere kira sözleşmesi kapsamında verilmesi sebebi ile uyuşmazlığı çözmeye görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Nitekim ------- "Davacı vekili dava dilekçesinde kira bedelleri karşılığı verilen senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ederek davayı da dilekçesinde kiraya veren olarak bildirdiği davalıya yöneltmiş olup, bu durumda kira sözleşmesinden dolayı verilen senet nedeni ile 6100 Sayılı HMK'nun yürürlüğe---- sonra açılan eldeki davada görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir." denilmiştir. Yine somut uyuşmazlıkla benzer bir uyuşmazlıkta -------- kararında ''... Dava, kira sözleşmesi kapsamında verildiği ileri sürülen --- imzadan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir....

                  Kiracıya tanınan bu fesih hakkı 15/03/2014 tarihinden itibaren başlayacak 3. kira yılı, yani 15/03/2017 tarihi dolmadan kullanılamaz. Böyle bir fesih durumunda kiralayan kiracıdan kira bedeli, mahrum kalınan kazanç veya herhangi bir ad altında talepte bulunamaz. Kiracıya tanınan bu erken fesih hakkının zamanından önce kullanılması, kiracı erken fesih hakkı dolmadan mecuru tahliye etmesi halinde 150.000 TL tazminat ödeyecektir. " düzenlemesi yer almaktadır. Davalı kiracı tarafından 26/01/2015 tarihli ihtarname ile kira sözleşmesi feshedilmiştir. Davacı, kira sözleşmesinin belirlenen süreden önce tek taraflı feshi nedeniyle hem cezai şart alacağı hem de mahrum kalınan kâr isteminde bulunmuştur. Kira sözleşmesinde, erken fesih nedeniyle 150.000 TL cezai şart ödeneceği kararlaştırıldığına göre kiracının tazminat sorumluluğu kararlaştırılan cezai şart tutarı kadardır....

                    UYAP Entegrasyonu