Yurdanur Kutucuoğlu ile davalı arasında 15.10.2000 başlangıç tarihli ve 15 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalının 2008 yılında aylık 6.500.00 TL kira parası ödedediğini, ödenen bedelin çok düşük olduğunu, kiralanan binanın boş olması halinde yeni kira dönemi için ne kadar kira geliri getirebilecek ise mahkemece tespit edilecek bu bedelin kiracı tarafından ödenmesinin hak ve nesafet kurallarına uygun olacağını ileri sürerek 15.10.2008 tarihinde başlayacak yeni kira dönemi için halen ödenmekte olan 6.500.00 TL aylık kiranın 18.000.00 TL’na çıkarılarak ödenmesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, kira sözleşmesinde artış şartı olmamasına rağmen kira bedelini enflasyonun üzerinde artırarak ödediğini, taşınmaza değer artırıcı imalatlarda bulunduğunu savunarak davanın reddini savunmuştur....
Ancak davacı dava dilekçesi ile kiranın net 5.000,00 TL olarak tespitini talep etmiştir. Kira parası belirlenir iken davacı tarafından net kira talep edilse dahi kiranın brüt kira üzerinden tespiti gerekir. Buna göre talebin brüt 6.250,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Davalı dava tarihi itibariyle aylık 2.350,00 TL net kira ödediğinden dava tarihinde taraflar arasında uygulanan brüt kira bedeli 2.937,50 TL'dir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde kiralanın 01.11.2017 tarihinde boş olarak kiraya verildiğinde net 3.540,80 TL kira getirebileceği belirlenmiş olup, bu miktarın brüt 4.426,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Dairemizce bu miktar üzerinden yaklaşık % 10'luk hak ve nesafet indirimi ile kiranın brüt 4.000,00 TL ( net 3.200,00 TL ) olarak belirlenmesi gerektiği kabul edilmiştir. Ayrıca kabule göre de davanın kısmen reddine karar verildiğine göre yargılama gideri ve vekalet ücretinin oranlanmaması hatalı olmuştur....
SOMUT OLAYDA; Davaya konu yere ilişkin davacı vakıf ile davalı arasında 01/01/2014 tarihinde kira sözleşmesinin düzenlendiği, bir aylık kira karşılığının 300,00 TL olduğu anlaşılmıştır....
Davalı; Kira sözleşmesi bulunduğunu, ancak kiranın miktarının belirlenen miktar üzerinden davacılar adına gönderildiğini, imtina etmeleri üzerine tevdi mahalli tayini suretiyle yatırıldığını, istenilen miktarın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. 2011/9215-18572 Mahkemece, Taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmayıp dava konusu taşınmazla ilgili kira tespit davası açılması mümkün olmadığından davacı yanın kira tespiti talebi hususunun REDDİNE, davacı yanın ecrimisil davası açmakta muhtariyetine karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar eldeki davada; dava konusu mecurun davalı tarafından kiracı sıfatı ile kullanılmakta olduğunu ancak mevcut kiranın düşük kaldığını belirterek kira bedelinin yeniden tespiti istemiş, davalı da kira aktini doğrulayarak, aralarında belirledikleri kiranın yatırılmakta olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir....
nun 344.maddesinin kira artışı konusunda sınır koyduğunu, kiranın olağan rayiç ve emsal kira bedeline göre belirlenmesi gerektiğini, bu nedenle yeni dönem kira bedelinin kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyeti uygun bir oranda tespit edilebilmesi ve aylık kira bedelinin kiracının ödediği 40.629,00 TL'nin hakkaniyet kurallarınca indirilmesini, yapılacak indirimin 30.06.2020 tarihinde başlayan dönem için geçerli sayılmasını talep etmiştir....
Kira parasının içinde Katma Değer Vergisinin de bulunduğu, fon ve vergi stopajı indirilerek kira parası tesbit edilemeyeceği gözetildiğinde, kiranın brüt olarak tesbitine karar verilmesi gerekirken, mahkemece net olarak tesbitine karar verilmiş olması bozma nedenidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında imzalanan 15.11.2008 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli yazılı kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira bedelinin 2.900-TL olduğu ve yıllık artış oranının TEFE-TÜFE ortalamasında olacağı kararlaştırılmıştır. Mahkemece bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulu son yıl ödenmesi gereken asgari kiranın endeks yolu ile tespiti sonucu 15.11.2012 tarihinden itibaren aylık kiranın 3.102,42-TL olacağını, taşınmazın boş olarak kiraya verilmesi halinde ise aylık brüt 4.000- TL kira bedeli getireceğini belirtmişlerdir....
Somut olayda; taraflar arasında geçerli kabul edilen kira sözleşmesi 15.05.2004 başlangıç tarihli ve 15 yıl süreli olup davacı, 15.05.2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere değişen hal ve şartlara göre kira bedelinin uyarlanmasını istemiştir. Uzun süreli kira sözleşmelerinde edimler arasındaki dengenin aşırı bozulması ve sözleşmenin taraflar açısından çekilmez hale gelmesi durumunda kira parasının günün ekonomik koşullarına uyarlanması için her zaman “ uyarlama “ davası açılabilir....
Vergi yasaları uyarınca kiralayanın mükellef olması ile kira parasının bir bölümünün vergi dairesine kiracı tarafından ödenmesi vergi hukukunda düzenlenen bir konu olup, vergi kira parasının tesbitinde unsur değildir. Kira parasının içinde Katma Değer Vergisinin de bulunduğu, fon ve vergi stopajı indirilerek kira parası tesbit edilemeyeceği gözetildiğinde, kiranın brüt olarak tesbitine karar verilmesi gerekirken, mahkemece net olarak tesbitine karar verilmiş olması bozma nedenidir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira sözleşmesinin uyarlanması Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinin uyarlanması davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak nitelik itibariyle duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....