Davalı vekili cevabında, davacının 2004 yılının Haziran ayına kadar olan kira bedellerini ödediğini, ancak daha sonraki kira bedellerini ödemediğini, müvekkilinin kiralananı 3. kişiye kiraya verip, teslim etmesinin söz konusu olmadığını, yani akde ve yasaya aykırı hiçbir eylem ve işlemi olmadığını, aksine yapılan araştırmada kiralananı davacının başkasına devredip, kendisinin kullanmadığının öğrenildiğini, müvekkilinin alacağını tahsil için icra takibi yaptığını, ayrıca davacının akde aykırı davranışından dolayı tahliye davası açtığını, davacının iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının davalıya kira paralarından kaynaklanan 200.340.00.-YTL. bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 3 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, diğer davalının sözleşmenin kefili olduğunu, kiracı şirketin keşide ettiği 18.12.2007 tarihli ihtarnamesi ile kiralananı boşaltarak anahtarı bilahare teslim edeceğini bildirdiğini müvekkilinin bu ihtara karşı keşide ettiği 19.12.2007 günlü karşı ihtarname ile sözleşmenin devam ettiğini halen anahtarın da teslim edilmediğini bildirdiğini 2007 12. ay ile 2008 yılının 1.ayının kira bedelinin ödenmemiş olduğunu bu nedenle iki aylık kira bedeli için takip ettiğini, davalıların ise itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, kira sözleşmesinin karşılıklı olarak sona erdirildiğini, anahtarın 24.12.2007 tarihinde teslim edildiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili ve tahliye talepli başlatılan ilamsız icra takibinden kaynaklanan tahliye istemine ilişkindir. Davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili ve tahliye istemli olarak başlatılan ilamsız icra takibinde, davalı borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı taraf yasal 7 günlük süre içerisinde itiraz etmediği gibi, 30 günlük yasa süre içerisinde de kira borcunu ödememiş, temerrüt gerçekleşmiştir. Davacı alacaklı tarafça, 30 günlük ihtar müddetinin bitiminden itibaren 6 aylık yasal süre içerisinde tahliye talebinde bulunulması karşısında, İİK'nun 269/a maddesinde belirtilen tahliye koşulları da oluşmuştur. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir....
takip eden ayların kira bedellerinin muaccel olacağının davalıya ihtar edildiğini, davalının ihtara cevaben , taşınmazı takip eden ay boşaltacağını ve evi kiralarken depozit olarak ödediği bedelin kira borcuna mahsup edilmesi gerektiğini, bu sebeple Temmuz ayı kira bedelini ödemeyeceğini bildirdiğini, sözleşme uyarınca depozito bedelinin kira bedeline mahsup edilemeyeceğini; davalının kiralananı hor kullandığını, Kadıköy 6....
-TL olduğunun tesbit edildiğini, ayrıca davalının kiralananı 2017 Şubat ayı içerisinde boşaltmasına rağmen eski haline getirmediğinden kiraya verilemediğini, ancak bilirkişi raporu ile tesbit edilen tadilatı kaldırıp eski hale getirmek üzere yeni kiracıya bir yıllık 30.000,00.-TL kira bedeli karşılığında kiraya verilebildiğini, böylece 01/03/2017 tarihinden 01/09/2017 tarihine kadar 6 aylık kira geliri olan 12.000,00.-TL'den mahrum kaldığını ileri sürerek kiralananın onarımı için 13.500.00- TL, kira kaybı için de 12.000,00- TL olmak üzere toplam 25.500,00- TL tazmini alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince; "davanın KISMEN KABULÜ ile 9.450,00.-TL onarım bedeli ve 1.666,00.-TL kira kaybı bedeli olmak üzere toplam 11.116,00....
Kira bedelleri yönünden ise; az yukarıda da değinildiği üzere TBK'nun 310. maddesi gereğince davacı yeni malik kiralananı iktisap etmekle 01/10/1999 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin yasal olarak tarafı konumuna gelmiştir. Taraflar arasında geçerli bir kira sözleşmesi varken, usulüne uygun şekilde açılmış bir kira tespit davası ve alınmış ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığı halde Alanya 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/29 D.İş sayılı dosyasında yapılan rayiç kira bedeli tespitine göre kiracının sorumluluğuna gidilmesi de hatalı olmuştur. Davalı vekilinin bu istinaf sebebinin de yerinde olduğu açıktır. Bu arada davalı kiracı, kiralananın el değiştirmesi ile ilgili olarak tarafına bir bildirim yapılmadığından kira parasının tamamının eski kiraya verene ödendiğini savunmuştur. Gerçekten de yeni malik tarafından iktisap durumu kiracıya usulüne uygun olarak bildirilinceye kadar kiracının eski kiralayana kira bedellerini ödemesi onu kira borcundan kurtarır....
Davalı vekili, kiralananın tahliye edilerek anahtarın icra dosyasına teslim edildiğini, davacının anahtarı teslim almayarak dürüstlük kurallarına aykırı davrandığını, davacının taşınmazı yeniden kiraya vermek için çaba harcamadığını, kira süresinin sonuna kadar olan kira bedellerinin istenemeyeceğini, taşınmaz tahliye edildiğinden ortak gider borcundan sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının icra dairesine anahtarın teslim edildiğini bildiği halde teslim almamasının hakkın kötüye kullanılması olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kiracı yasal tahliye ve anahtar teslimi gerçekleşinceye dek kira parasını ödemekle yükümlüdür. Davalı kiracının kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda kural olarak kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumludur....
Maddesinde:" kiracı sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder..." denilmek suretiyle hüküm altına alınmıştır. Bu durumda, davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir. Ancak kiracının sorumluluğu kira süresi ile sınırlıdır. Davaya dayanak yapılan ve taraflar arasında son olarak düzenlenen yazılı kira sözleşmesi 01.03.2009 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli olup, davalı kiracı sözleşme süresinin sona erme tarihini beklemeden kiralananı 2009 yılının Eylül ayında fiilen tahliye ettiğini savunmuş ise de, kiralananın anahtarını davacı kiralayana teslim ettiğini kanıtlayamamıştır. Davacı kiraya veren kiralanana verilen hasarların belirlenmesi için Bala Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/10 D....
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin tahliyeye yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Davalı vekilinin eski hale getirmeye yönelik temyiz itirazlarına gelince; Taraflar arasındaki kira sözleşmesi yasal olarak sona ermedikçe kiracının kiralananı geri verme borcu doğmaz. Kira ilişkisi devam ettiği sürece eski hale getirme istenemez. Kiracının, kira sözleşmesinin bitiminde varsa gerekli değişiklikleri yapıp kiralananı teslim aldığı durumda geri vermesi olanaklıdır. Bu durumda, mahkemece eski hale getirme isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi de doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....
Taraflar arasındaki sözleşmeden kiralanan “tam” ve “çay bahçesi” niteliği ile kullanılmak üzere kiralandığı, ayrıca, çay bahçesinde bulunan tesislerin 3 yıllık kira süresi dolmadan Şubat 2005 tarihinde kiralayan davalı tarafından yıkıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, kira sözleşmesi sona ermeden kiralayanın kiralanana tecavüz ederek tesisleri yıkması Borçlar Kanununun 272. maddesine aykırılık oluşturur ve davacı kiracının kiralananı kullanmadığı 4 ay 15 günlük süre nedeni ile tazminattan sorumludur. Dairemiz bozma kararında, davalı kiralayanın sorumlu olduğu tazminat miktarının, 25.07.2007 tarihli bilirkişi raporu ile belirlenen miktarın davacının kiralananı kullanamadığı süreye oranlanarak bulunacak bedel olduğu, bedelin de, gerektiğinde bu hususta HUMK’nun 275. maddesi uyarınca bilirkişiden ek rapor almak suretiyle belirlenmesi gerektiği belirtilmişti. Mahkemece hüküm altına alınan 28.962.49TL tazminat miktarının nasıl hesaplandığı dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır....