Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

takip eden ayların kira bedellerinin muaccel olacağının davalıya ihtar edildiğini, davalının ihtara cevaben , taşınmazı takip eden ay boşaltacağını ve evi kiralarken depozit olarak ödediği bedelin kira borcuna mahsup edilmesi gerektiğini, bu sebeple Temmuz ayı kira bedelini ödemeyeceğini bildirdiğini, sözleşme uyarınca depozito bedelinin kira bedeline mahsup edilemeyeceğini; davalının kiralananı hor kullandığını, Kadıköy 6....

    -TL olduğunun tesbit edildiğini, ayrıca davalının kiralananı 2017 Şubat ayı içerisinde boşaltmasına rağmen eski haline getirmediğinden kiraya verilemediğini, ancak bilirkişi raporu ile tesbit edilen tadilatı kaldırıp eski hale getirmek üzere yeni kiracıya bir yıllık 30.000,00.-TL kira bedeli karşılığında kiraya verilebildiğini, böylece 01/03/2017 tarihinden 01/09/2017 tarihine kadar 6 aylık kira geliri olan 12.000,00.-TL'den mahrum kaldığını ileri sürerek kiralananın onarımı için 13.500.00- TL, kira kaybı için de 12.000,00- TL olmak üzere toplam 25.500,00- TL tazmini alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince; "davanın KISMEN KABULÜ ile 9.450,00.-TL onarım bedeli ve 1.666,00.-TL kira kaybı bedeli olmak üzere toplam 11.116,00....

    Kira bedelleri yönünden ise; az yukarıda da değinildiği üzere TBK'nun 310. maddesi gereğince davacı yeni malik kiralananı iktisap etmekle 01/10/1999 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin yasal olarak tarafı konumuna gelmiştir. Taraflar arasında geçerli bir kira sözleşmesi varken, usulüne uygun şekilde açılmış bir kira tespit davası ve alınmış ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığı halde Alanya 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/29 D.İş sayılı dosyasında yapılan rayiç kira bedeli tespitine göre kiracının sorumluluğuna gidilmesi de hatalı olmuştur. Davalı vekilinin bu istinaf sebebinin de yerinde olduğu açıktır. Bu arada davalı kiracı, kiralananın el değiştirmesi ile ilgili olarak tarafına bir bildirim yapılmadığından kira parasının tamamının eski kiraya verene ödendiğini savunmuştur. Gerçekten de yeni malik tarafından iktisap durumu kiracıya usulüne uygun olarak bildirilinceye kadar kiracının eski kiralayana kira bedellerini ödemesi onu kira borcundan kurtarır....

    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin tahliyeye yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Davalı vekilinin eski hale getirmeye yönelik temyiz itirazlarına gelince; Taraflar arasındaki kira sözleşmesi yasal olarak sona ermedikçe kiracının kiralananı geri verme borcu doğmaz. Kira ilişkisi devam ettiği sürece eski hale getirme istenemez. Kiracının, kira sözleşmesinin bitiminde varsa gerekli değişiklikleri yapıp kiralananı teslim aldığı durumda geri vermesi olanaklıdır. Bu durumda, mahkemece eski hale getirme isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi de doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....

      Taraflar arasındaki sözleşmeden kiralanan “tam” ve “çay bahçesi” niteliği ile kullanılmak üzere kiralandığı, ayrıca, çay bahçesinde bulunan tesislerin 3 yıllık kira süresi dolmadan Şubat 2005 tarihinde kiralayan davalı tarafından yıkıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, kira sözleşmesi sona ermeden kiralayanın kiralanana tecavüz ederek tesisleri yıkması Borçlar Kanununun 272. maddesine aykırılık oluşturur ve davacı kiracının kiralananı kullanmadığı 4 ay 15 günlük süre nedeni ile tazminattan sorumludur. Dairemiz bozma kararında, davalı kiralayanın sorumlu olduğu tazminat miktarının, 25.07.2007 tarihli bilirkişi raporu ile belirlenen miktarın davacının kiralananı kullanamadığı süreye oranlanarak bulunacak bedel olduğu, bedelin de, gerektiğinde bu hususta HUMK’nun 275. maddesi uyarınca bilirkişiden ek rapor almak suretiyle belirlenmesi gerektiği belirtilmişti. Mahkemece hüküm altına alınan 28.962.49TL tazminat miktarının nasıl hesaplandığı dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır....

        Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece alacak yönünden davanın kısmen kabulüne, tahliye yönünden ise konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 25.08.2006 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. davacı 20.07.2010 tarihinde başlattğı icra takibinde, ödenmeyen 2009 yılı Haziran ile Eylül ayları arası kira bedelleri ile 856-TL aidat bedeli, 116,50-TL ısıtma soğutma bedeli ve 326-TL elektrik bedelinin tahsilini istemiş, ödeme emri 10.08.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. davalı süresinde yaptığı itirazında alacaklının takipte hiçbir kira akdi ve belge sunmadığını, alacaklıya kira borcu olmadığını bildirmiştir....

          Bu durumda, mahkemece elektrik bedeline ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek reddine karar verilmesi doğru değildir. 3-Davacı- karşı davalının yoksun kaldığı kâra ilişkin temyiz itirazına gelince: davacı dava konusu kiralananı oto yıkama amacı ile kiralamıştır. Sözleşmenin özel şartlarında su parasının kira bedeline dahil olduğu kararlaştırılmıştır. Borçlar kanunu 250. Maddesi hükmü uyarınca kiralayan kiralananı kira müddeti devam ettiği sürece akitte amaçlanan biçimde kullanılmak üzere hazır bulundurmakla yükümlüdür. Oysa davalının oto yıkama işi için kiralanan dükkanda en önemli unsur olan ve kira bedeline dahil olarak kararlaştırılan suyun kesilmesi ile bu yükümlülüklerini yerine getirmediği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı, kural olarak suyun kesilmesinden tahliye tarihine kadar gerçekleşmesi beklenen kârdan yoksun kalma nedeniyle tazminat isteyebilir....

            Yapılan incelemede; kiracının kiralananı kullanımına engel olunduğu tespit edilirse kiracının hangi tarihte taşınmazdan men edildiği tespit de edilerek feshinin haklı olduğu, bu durumda kiralanana kira başlangıç tarihinde taşınıp taşınmadığı, kiralananı hiç kullanamadığı sonucuna varılırsa şimdiki gibi depozito ve kira bedellerinin tamamen iadesi şeklinde hüküm kurulmalı, kiralanana taşınıp kullandığı süre varsa (kira başlangıç tarihinden sonra) bu süre kadar kira borcu olacağının gözetilmesi, kiracının haksız feshi olduğu kanaatine varılırsa davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan istinaf eden davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle hükmün HMK 353(1)a-6 maddesi gereği kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere 1- Samsun 1....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili ve tahliye talepli başlatılan ilamsız icra takibinden kaynaklanan tahliye istemine ilişkindir. Davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili ve tahliye istemli olarak başlatılan ilamsız icra takibinde, davalı borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı taraf yasal 7 günlük süre içerisinde itiraz etmediği gibi, 30 günlük yasa süre içerisinde de kira borcunu ödememiş, temerrüt gerçekleşmiştir. Davacı alacaklı tarafça, 30 günlük ihtar müddetinin bitiminden itibaren 6 aylık yasal süre içerisinde tahliye talebinde bulunulması karşısında, İİK'nun 269/a maddesinde belirtilen tahliye koşulları da oluşmuştur. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir....

            Dava, kira alacağı ve hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkiline ait taşınmazın davalı şirkete 31.08.2004 başlangıç tarihli ve 70 ay süreli sözleşme ile kiralandığını, davalı şirketin kiralananı 21.08.2009 tarihinde tahliye ettiğini davacıya bildirmesine rağmen kiralananın anahtarının teslim edilmediğini, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/62 Değişik iş sayılı dosyası ile 4.9.2009 tarihinde yapılan tespit sırasında davalının kendi anahtarı ile giriş kapısının açıldığını, talebe rağmen kiralananın anahtarlarının davalı tarafından teslim edilmediğini, kiralananın davalı kiracının hukuki ve fiili hakimiyeti altında iken bakım ve gözetim sorumluluğunun ihmal edilmesi sonucu 1.2.2010 tarihinde kiralananı su bastığını, zarar bedelinin belirlenmesi için ......

              UYAP Entegrasyonu