WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; Davacının dayandığı ve dava konusu taşınmaza ait kira sözleşmesi 05.07.2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli olup, kiraya veren davacılar ile kiracı dava dışı ...arasında düzenlenmiştir. Sözleşmenin hususi şartlar 5. Maddesinde kiracının kiralananı kısmen veya tamamen devir veya ciro edemeyeceği kararlaştırılmış olup bu hüküm tarafları bağlar. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 323. Maddesinde kiracının, kiraya verenin yazılı rızasını almadıkça, kira ilişkisini başkasına devredemeyeceği hükmü düzenlenmiş olup, davalı kiralananın, davacıların muvafakati ve yazılı rızası ile kendisine devredildiği hususunu ispat edememiştir. Kira bedellerinin davalı tarafından davacıların banka hesabına ödenmesi de davacının sözleşmenin devrine onay verdiğini göstermez. Kaldı ki, 2015 yılının mayıs ayına kadar olan kira ödemelerin büyük bir çoğunluğunda "...kira ödemesi" şerhi bulunmaktadır....

    Davacı vekili asıl dava dilekçesinde müvekkiline ait dubleks dairenin 25/12/2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile ...'a kiralandığını kira sözleşmesinin özel şartlar 1.maddesinde " kiracının kiralananı kısmen veya tamamen ciro edemeyeceği, bir başkasının istifadesine sunamayacağı" kararlaştırılmasına rağmen davalının kiralananı kendisi kullanmayarak çalışanlarının istifadesine sunduğunu ve yaklaşık on kişinin kiralananda kaldığını belirterek akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde ise davalı ... ile yapılan kira sözleşmesinin ikinci suretine ...'ın isminin altına kiracının eski sahibi olduğu ... 'nin kaşesinin basıldığını ve böylece şirketin de sözleşmenin taraf haline getirildiğinden bahisle davalı şirketinde akde aykırılık nedeniyle kiralanandan tahliyesini istemiştir....

      Taraflar arasında akdedilen 01/01/1985 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile hastane olarak kullanılmak üzere 3, 4, 5 ve 6 sayılı 4 bölüm blok halindeki binaların, 12/12/1993 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi ile 2 bodrum ve 5 normal katlı binanın, 15/01/1996 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile 2. blokun bodrum katındaki 1, 2, 3, 4, 5 ve 10 numaralı odaların, 01/01/1996 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile 6. blokun 1. bodrum katının , 01/01/1996 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli diğer kira sözleşmesi ile 860 m² barakanın, 01/01/1997 başlangıç tarihli ve 12 ay süreli kira sözleşmesi ile 452 m² radyoterapi makine odalarının, 01/03/2000 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile kütüphane, konferans salonu ve kemoterapi merkezi alanının kiralandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. 6098 sayılı T.B.K.nun 316....

        Mahkemece, davacının kiralanan taşınmaz üzerine dava konusu bina ve eklentileri yaparken kiralayandan izin almadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine 6. Hukuk Dairesinin 2015/10515 Esas ve 2016/6166 Karar sayılı kararında "Kira sözleşmesinin ilgili maddelerinde kiralanana yapılan imalatların bedelinin istenemeyeceği kararlaştırılmış ise de; söz konusu düzenlemeler, davacının beş yıllık sözleşme süresi sonunda kiralananı tahliye etmesi halinde uygulanacaktır. Kira sözleşmesinin süresinden önce sona ermesi halinde davacının yaptığı faydalı imalat bedelini kiralananı kullanamadığı süre ile orantılı olarak istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

          Kira sözleşmesinde kiralananın kira süresinin bitiminden önce tek taraflı bildirimde bulunmak suretiyle feshedilebileceğinin kararlaştırılması halinde, bu bildirimin sözleşmede belirtilen fesih süresine uygun olarak yapılması zorunludur. Kiracının bu ihbar şartına uymadan taşınmazı 07/01/2014 tarihinde tahliye ettiği anlaşılmaktadır. TBK.nın 325. maddesinde; "Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği taktirde, kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulunması halinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer" düzenlemesine yer verilmiştir....

            Eş söyleyişle, yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının üzerindeyse ve kiralayanın açık muvafakati yoksa bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabilir; tanık dinlenemez. Kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder. Taraflar arasında 20/12/2004 başlangıç tarihli 7 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde 26/01/2012 tarihine kadar olan kira bedellerinin ödendiğini belirterek, hasar bedeli ile birlikte 26/01/2012 tarihinden itibaren 4 aylık kira alacağı toplamı 6000 TL alacağın da tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

              Davacı, kira sözleşmesine güvenerek, işyeri olarak kullanmak üzere kiraladığı taşınmaza kullanma amacına yönelik olarak bir takım tadilatlar yapmaya başladığı, henüz akit imza tarihinden birinci ay içerisinde taşınmazın bir başkasına satılması dolayısıyla tahliye tehdidi altında kalarak kiralananı tahliye etmek zorunda kaldığı anlaşılmaktadır....

                Davacı kiraya verenler tarafından, davalı kiracılar aleyhine kira alacağının tahsili için tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçluların itiraz etmesi üzerine, davacı kiraya verenler icra mahkemesine açtıkları dava ile itirazın kaldırılması isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece istemin reddine karar verilmesi üzerine, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkilleri ile davalılar arasında 15.09.2010 tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, aylık kira parasının 5.000 $ olduğunu, 2010-2011 dönemi kira bedellerinin ödendiği halde 2012 yılının Eylül, Ekim ayları kirasının ödenmediğini, ödenmeyen kira parasının tahsili için ... 11 İcra Müdürlüğünün 2012/23829 sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek, itirazın kaldırılması ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....

                  Öte yandan, TBK'nin 310. maddesi hükmüne göre kiralananın mülkiyetinin kiralayan malik tarafından üçüncü kişiye devri ile birlikte, kiralayan ve kiracı arasındaki kira sözleşmesi tüm hak ve borçları ile birlikte yasa gereği kendiliğinden yeni malike geçer. Kiracı, devir öncesi mevcut muaccel ödenmemiş kira bedeli borçlarından dolayı kiralananı devreden kiralayana karşı, devir tarihinden sonra ise yeni malike karşı sorumludur. Kiralananı satın alan davacı TBK'nin 310. maddesi gereğince önceki malik kiralayanın haklarına halef olmuş ise de bunun için öncelikle kiralananı satın aldığı ve kira paralarının bundan sonra kendisine ödenmesi yönünde kiracıya bildirimde bulunması gerekir. Yeni malik tarafından kiracıya ihtar gönderilmesinden önce kiracının kira paralarını önceki malike ödemesi halinde, önceki malike yapılan ödeme miktarınca kiracı sorumluluktan kurtulacaktır. Olayımızda; kira sözleşmesine konu taşınmaz davacı alacaklı tarafından 14.06.2012 tarihi itibariyle edinilmiştir....

                    Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere veya notere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder. Davalı kiralananı tahliye ederek anahtarı teslim ettiğini ileri sürdüğüne göre bu durumu davalının kanıtlaması gerekir. Davacı vekili taşınmazın 2014 ekim ayında tahliye edildiğini iddia ederek tahliye anına kadar ödenmeyen 2014 Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayı kira alacakları yönünden takip yapmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu