Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasında akdedilen 1.5.1996 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde eski istasyon binasının sosyal ve kültürel etkinlikli kır kahvesi ve kır lokantasına dönüştürülerek kullanılacağı belirtilmiş, kira şartnamesinin 23. maddesinde de kiralanan yerde amaca uygun çalışmanın esas olduğu, faaliyet gösterilmemesi veya en çok iki ay kapalı tutulması halinde şarta uymama nedeniyle belediye encümeninin sözleşmeyi feshedebileceği kararlaştırılmıştır. Davalı kiracının kiralananı uzun süre kapalı tutarak özenle ve kullanma amacına uygun bir şekilde kullanmadığı iddia edildiğine göre Borçlar Kanununun 256. maddesinde sözü edilen süreli ihtarın muhatabına tebliğ edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekirken bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir....

    Savcılığı'na kadar yansıdığını, Şubat 2005 ayından itibaren de kira paralarını ödemediğini belirterek davalının kiralanandan tahliyesini ve aylık 130 YTL'den Şubat 2005 ayından itibaren birikmiş kira alacağının yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin kiralananda uzun süredir aylık 80 YTL bedelle kiracı olduğunu, borçlarını eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacıya hakaret ve iftira ettiği iddialarının ve akde aykırılık iddiasının doğru olmadığını, kiralananı konut olarak kullandığını, öte yandan akde aykırılık sebebiyle dava açılabilmesi için öncelikle eski hale getirme ve akde aykırılığı giderme konusunda ihtarname gönderilmesi gerektiğini, davacının bu dava şartına uymadığı gibi, davanın da süresinde açılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Borçlar Kanunu'nun 256. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır....

      Savcılığı'na kadar yansıdığını, Şubat 2005 ayından itibaren de kira paralarını ödemediğini belirterek davalının kiralanandan tahliyesini ve aylık 130 YTL'den Şubat 2005 ayından itibaren birikmiş kira alacağının yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin kiralananda uzun süredir aylık 80 YTL bedelle kiracı olduğunu, borçlarını eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacıya hakaret ve iftira ettiği iddialarının ve akde aykırılık iddiasının doğru olmadığını, kiralananı konut olarak kullandığını, öte yandan akde aykırılık sebebiyle dava açılabilmesi için öncelikle eski hale getirme ve akde aykırılığı giderme konusunda ihtarname gönderilmesi gerektiğini, davacının bu dava şartına uymadığı gibi, davanın da süresinde açılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Borçlar Kanunu'nun 256. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır....

        Noterliği'nin 01/06/2007 tarih 23211 yevmiye no'lu sözleşmesi ile 2 adet iş makinasının sanığa teslim edildiği, sanığın süresi içerisinde kira ücretini ödememesi üzerine, katılan tarafından noter vasıtasıyla sanığa ihtarname gönderilerek kira bedelini belli süre içerisinde ödememesi halinde, sürenin bitiminden itibaren üç gün içinde kiralananı iade etmesinin istendiği, sanığın kendisine gönderilen ihtarnameye rağmen kiralananı teslim etmeyerek üzerine atılı güveni kötüye kullanma suçunu işlediğine dair kabulde isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olayda dayanılan ve hükme esas alınan 01.01.2012 tarihli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi uyarınca, davacılardan ... kiracı, ... ise kefil sıfatı ile sorumludur. Kira sözleşmesinin 3. maddesi ile herhangi bir ayın kirası zamanında ödenmediği takdirde içinde bulunulan bir yıllık kira döneminin geriye kalan tüm aylarının kira bedellerinin muaccel olacağı, 7.maddesinde ise; kiracının kira dönemi sona ermeden önce kira sözleşmesini feshetmesi halinde kiraya verene 3 aylık kira bedelinden az olmamak şartı ile kalan ayların kira bedelleri kadar tazminat ödemekle mükellef olduğu kararlaştırılmıştır. Düzenlenen şartlar geçerli olup tarafları bağlar. TBK'nın 325.maddesi uyarınca kiracı kiralananı haklı ve kabul edilebilir bir sebep olmaksızın akit süresi içinde tek taraflı olarak feshetmesi halinde sürenin sonuna kadar geçecek süre için kira parasını kiralayana ödemekle yükümlüdür....

            Eş söyleyişle, yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının üzerindeyse ve kiralayanın açık muvafakati yoksa bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabilir; tanık dinlenemez. Kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder. Somut olayda; taraflar arasında 01/03/2009 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli yazılı kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava, kira dönemi bitmeden kiralananı tahliye eden kiracı davalıdan mahrum kalınan kira ve yakıt bedellerinin tahsiline ilişkindir. Karar Sulh Mahkemesince verilmiştir. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında kaldığından dosyanın görevli Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE 1.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Kiracı, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda kural olarak kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumludur. Bununla birlikte davacı kiralayanın, bu yerin yeniden kiralanması konusunda gayret göstermesi,böylece zararın artmasını önlemesi için kendisine düşen görevi yapması gerekir. Bu durumda davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir. Taşınmazın tahliye edildiği savunulmuş ancak usulüne uygun anahtar teslimine ilişkin belge sunulmamış ise de, davacı tarafça taşınmazın tahliye edildiği kabul edilip, usulüne uygun anahtar teslimi olmamasına rağmen mahkemenin taşınmazın 2009 temmuz ayında tahliye edildiğine ilişkin kabulüne karşı temyiz itirazında bulunulmadığına göre taşınmazın 2009 yılı Temmuz ayında tahliye edildiğinin kabulü gerekir....

                  Bununla birlikte Nisan ayı kira bedelinin ödendiği iddia olunmakla, 15/04/2014 tarihine kadar yapılan ödemelerin tespiti ile kiracının sorumlu olduğu kira bedellerinden tespit edilen bu bedel düşülmek suretiyle kira bedeli alacağının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. 3-) 6098 sayılı T.B.K.nun 316. (B.K.nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve TBK 334. (B.K.nun 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur....

                    Davacı tarafından kira sözleşmesinin 23.09.2011 tarihli ihtar ile feshedildiği bildirilerek 05.01.2012 tarihinde kiralanana ait anahtarların notere teslim edildiği anlaşılmaktadır. Kural olarak sözleşme süresi henüz sona ermeden kiracı tarafından tek taraflı olarak kira sözleşmesini feshedilmesi halinde kiracı, kira sözleşmesinin süresi sonuna kadar olan kira parasını kiralayana ödemekle yükümlüdür. Ancak kiralayan da bu süre içerisinde her halükarda kira parasının ödeneceği gerekçesiyle kiralananı kiraya vermekten kaçınmamalı, aynı koşullarla kiralananın kiraya verilebilmesi için beklenen çabayı göstermeli, böylece kiracı borçlunun zararının artmasına sebep olmaması gereklidir....

                      UYAP Entegrasyonu