Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/871 Esas sayılı kira bedelinin tespiti davasında mahkeme hâkiminin yeni atandığı halde ilk duruşmada taraflarınca yapılan tüm itirazları ve talepleri dikkate almadan alelacele taşınmazı görmeden karar verdiğini, bilirkişiler tarafından usulsüz olarak çok yüksek kira bedeli tespit edildiği halde mahkeme hakiminin davacının talebi doğrultusunda fahiş kira bedeline hükmettiğini, tahliye ve kira alacağı davasında da aynı hakimin görevlendirildiğini, hâkimin tarafsızlığında şüphe oluştuğunu..." belirterek reddi hâkim talebinde bulunmuştur. Reddedilen hâkim tarafından talebin reddinin gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hâkim talebinin esastan reddine, ret talebinde bulunan şirketin 2.000,00.-TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin verilen karar davalı şirket temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir....

    Ancak davacı vekili 25/05/2021 tarihli duruşmada davalının taşınmazı tahliye ettiğini, davanın bu talep yönünden konusuz kaldığını, taleplerinin kira alacağı yönünden devam ettiğini bildirmekle bu talep yönünden davanın konusunun kalmadığı anlaşılmakla mahkemece bu husus dikkate alınmadan tahliye talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır, Diğer taraftan uyuşmazlık konusu kira alacağı ile ilgili olarak da; kiraya verenlerin payları oranında alacak talebinde bulunabilecekleri, kira alacağı yönünden birlikte takip ve dava açma şartının olmadığı gözetilerek mahkemece davacının hissesi oranında kira alacağını isteyebileceği dikkate alınıp davalının ödeme iddiası da değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken itirazın kaldırılması talebinin yazılı gerekçe ile reddi isabetli değildir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira Alacağı ve Tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira alacağı ve tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. İncelenmesine gerek duyulan ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2008/6190 esas sayılı dosyasının dosya arasına konulması, ondan sonra inceleme yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira Alacağı ve Tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira alacağı ve tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. İncelenmesine gerek görülen ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/1705 Esas ve sayılı dosyasının getirtilerek dosya içerisine konulmasına ondan sonra temyiz incelemesi için gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        İcra Müdürlüğünün 2015/32537 E.sayılı dosyası üzerinden 9 aylık kira alacağı için icra takibi yaptığını belirterek, takibin iptaline, davalıya borçlu olmadıklarınınnın tespitine, alacağın en az %20'si oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı; alacağın kira sözleşmesinden kaynaklandığını ve kira borçlarının ödenmemesi nedeniyle takip başlatıldığını, ...'ın yetkilendirilmediğini ileri sürerek, davanın reddine, %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....

          olduğunun anlaşıldığı, 13/03/2013 tarihinde adı geçen çocukların davaya dahil edildikleri, sunulan 27/02/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davacıların 30.000TL olan dava değerini 11.572TL artırarak 41.572 TL alacak isteminde bulunarak davanın terditli dava olarak nazara alınrak öncelikle kira alacağı ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini; aksi halde ecrimisil alacağına işgal tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanmasına karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece kiraya verilen dönem açısından kira sözleşmesinin varlığı ispat edilemediğinden ve davalının diğer hissedarlarla yapılan kira sözleşmesine davacıların murisinin bir icazeti de bulunmadığı gözetilerek kira alacağı ve tahliye talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

            KARAR Temyiz ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 12.9.2006 tarihli olup, 114.000 TL havalenin 26.9.2006 tarihini taşımasına davalının kira akdi dışında davacıdan başka bir ilişkiden doğan alacağı olduğunu kanıtlama yükümlülüğü altında olmasına karşılık kira akdi dışında alacağı olduğunu kanıtlayamamış olmasına göre usulün 440.maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, ve aynı kanunun 442 maddesi hükmünce 185,00 (yüzseksenbeş) TL para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine, 31.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              verdiğini, alınan depozito bedelinden aidat ve diğer borçlar düşüldükten sonra, kalan tutarın tamirat ve boya badana için kullanılacağını, ancak depozito tutarının bunları karşılamaya yetmediğini, davalının sözleşme bir yıl uzamasına rağmen kiralananı bildirimsiz terk ederek kira kaybına sebep olduğunu, iddia ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere eksik ödenen kira farkı, 3 aylık kira alacağı, tadilat bedeli ve mahrum kalınan kira bedeli alacağı için şimdilik 17.475 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir....

                Davalı borçlu şirket 14.11.2016 tarihli itiraz dilekçesinde, taşınmazın müşterek maliklere ait olduğunu, kira sözleşmesindeki kiralayanların birden fazla olduğunu, kiralayanlar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğunu, aktif husumet yokluğu nedeni ile takibe itiraz ettiğini, taraflar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmakta iken, alacaklı tarafından bağımsız hareket ile tahliye istemli olarak kira alacağı talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, henüz muaccel olmayan 11.ay kirasının talep edilemeyeceğini, taşınmazın aylık kira bedelinin tespiti hususunda taraflar arasında ihtilaf olduğunu, müvekkilinin taşınmaza yapılan bazı kalıcı yatırımların tasfiye edilmesini talep ettiğini, bunun belirlenecek yeni kira bedeli üzerinden mahsup edilmesi hususunda mutabakat sağlandığını, böylece kira sözleşmesinde belirlenen kira alacağı ile taraflar arasında mutabık kalınan kira rakamı arasında ciddi ihtilaf bulunduğunu, müvekkilinin muaccel hale gelmiş herhangi bir kira borcu bulunmadığını...

                  Bu durumda taraflar arasındaki kira ilişkisi 10 yıllık sözleşme süresinin bitimi ile sona erdiğinden davacı idare İİK.nun 269 ve devamı maddelerine göre kiralanan gayrimenkulün ilamsız icra yoluyla tahliyesini isteyemeyeceği gibi, sözleşmenin bitim tarihinden sonra gerçekleşen alacakları da kira alacağı adı altında takip konusu yapamaz. Bu nedenle davacı alacaklının sair temyiz itirazları yerinde değil ise de, taraflar arasındaki ihale şartnamesine göre 12.10.1999 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi 12.10.2009 tarihinde sona erdiğine göre, takibe konu edilen 01.05.2006 tarihinden sözleşmenin sona erdiği 12.10.2009 tarihine kadarki kira alacağı istenebilir....

                    UYAP Entegrasyonu