WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece,davacının davasının kabulü ile, 69.849,97 TL ana para kira alacağı ,14.767,19 TL faiz olmak üzere toplam 84.617,16TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Somut olayda;mahkemece her ne kadar yanılgılı değerlendirme ile alınan bilirkişi raporunda belirlenen ana para kira alacağı ve talep edilen cari yıl kira bedeli tutarındaki tazminat alacakları toplamı ile 6183 sayılı yasanın 51. maddesi uyarınca belirlenen gecikme zammı ile cari yıl kira bedeli tutarındaki tazminat için hesaplanan yasal faiz toplamlarına hükmedilmiş ise de,hüküm kira alacağı ve cari yıl kira bedeli tutarındaki tazminat alacakları yönünden doğru ise de,faiz yönünden infaz kabiliyetine sahip olmayıp hatalıdır....

    Davaya dayanak takip ile yazılı kira sözleşmesine dayanılmasına ve davalı borçlunun takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmedeki imzasına karşı çıkmadığının anlaşılmasına göre İİK’nun 269/2 maddesi gereğince kira ve kefalet ilişkisi kesinleşmiş olup, davacı alacaklının kesinleşen yazılı kira ve kefalet sözleşmesi uyarınca İcra Mahkemesi’nden itirazın kaldırılmasını istemesinde bir sakınca bulunmamaktadır. Borca itiraz eden davalı kefilin kira bedelinin ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini İİK'nun 269/c maddesindeki belgelerle ispat etmesi gerekir. Bu durumda mahkemece kira alacağı yönünden işin esasının incelenerek esas hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir....

      Davacı vekilinin kira alacağı ve faizine yönelik temyiz itirazlarına gelince; ...Davalı borçlular vekili takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmeye karşı çıkmadığına göre kira ilişkisi kesinleşmiştir. Zira kiracılık sıfatında bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık kira miktarı konusundadır. Bu durumda mahkemece aylık kira bedeli sözleşmede kararlaştırılan şekilde hesaplanarak alacak miktarı buna göre belirlendikten sonra yapılan ödemelerin mahsubu ile davacının kira alacağı ve işlemiş faiz talepleri yönünden, işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

        ın kefil olduğunu, sözleşmede % 20 artış koşulu bulunduğunu, eksik ödenen kira bedellerinin ödenmesi için noter ihtarı gönderildiğini, kira parası ödenmediği için muacceliyet koşulu gereği kira sözleşmesinin bitim tarihine kadar 353.040-TL kira alacağı ve 9.658-TL işlemiş faiz için kiracı ve müşterek borçlu müteselsil kefil hakkında icra takibi yapıldığını, ödeme emri tebliğ edildiğini, her iki davalının ödeme emrine itirazları üzerine takibin durduğunu, haksız itirazların iptali, takibin devamı, % 40 icra tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Davalılar, kira sözleşmesindeki imzaların kendilerine ait olduğunu, ancak kira sözleşmesine konu yeri kendilerine ait şirketin kullandığını, şirkette yönetici olduklarından şahsi borçları olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır....

          Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan, kiracı ve kefiller aleyhine açılmış kira alacağı ve kiralananın erken tahliyesi nedeni ile mahrum kalınan kira alacağı ile kiralanana verilen zararın tazmini istemine ilişkindir....

            den 05/08/2011 tarihli kira sözleşmesinden kaynaklı birikmiş kira ve kira ilişkisinden kaynaklı diğer alacakları bulunduğunu, kira sözleşmesi devam ederken müflis şirketin iflasına karar verildiği, icra takibine konu edilen alacağın iflas idaresinden talep edildiği, ancak reddedildiğini, bu nedenle icra takibinin konusu olan 565.094,99-TL 'nin ve icra takibinden sonra işleyen kira alacağının iflas alacağı olarak kayıt kabulüne, iflas kararı verilmesine, sonrada oturulmaya devam edildiğinden kalan sürenin de masa borcu olarak kabulünü talep ettiği, ayrıca müflise avans olarak verilmiş olduğu 200.000,00 TL'nin müflisin Bedaşa olan borcu nedeniyle ödemiş olduğu 42.631,00 TL ve müflisin ... olan 72.345,00 TL aidat borcunun da iflas alacağı olarak kayıt ve kabulünü talep ettiği anlaşılmıştır....

              HUMK.m.8, II/1 hükmü kira sözleşmesinin niteliğini bakılmaksızın yalnız kira sözleşmelerine dayanan tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalar için dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın sulh mahkemesini istisnai olarak görevlendirmiştir. Eldeki asıl ve birleştirilen davada kira sözleşmesine dayanılarak kira tespiti ve kira alacağı dava edildiğinden yukarıda belirtilen yasa hükmü icabı davayı görmeye asliye mahkemesi değil sulh mahkemesi görevlidir. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu bir yana bırakılarak çekişmenin esasının incelenmesi suretiyle herne kadar hüküm yerinde davanın kısmen kabulüne denilmiş olsa da aslında davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır....

                Davada, davacı tarafından (vekaleten) kiraya verilen mecurun bir kısım kira parasının davalı tarafça ödenmediği, davalı kiracının tükettiği elektrik ve suyun parasını (ilgili kuruma) davacının ödediği ileri sürülerek1350 TL kira alacağı, 694 TL. su ve 43 TL elektrik parasının kiracıdan tahsili istenilmiş; mahkemece, davacının taşınmazın maliki olmadığı gibi kira sözleşmesini de kiralayan 3.şahıs adına vekaleten yaptığı böylece sözleşmeye dayalı olarak alacak isteminde bulunamayacağı gerekçesiyle aktif husumet yokluğundan istemin reddine karar verilmiştir. Oysa davada iki ayrı hukuki sebebe dayalı alacak istemi yer almış olup; kira sözleşmesine dayanan kiralayanın talep hakkı ve kiracının borcu (BK.256 ve devamı maddeler) kapsamındaki kira alacağı ile sebepsiz zenginleşmeye dayanan, (BK.md.61) kiracı davalının tükettiği elektrik, su parasının davacı tarafından ilgili idari birimlere ödenmesinden kaynaklanan alacak istemi aynı davada uyuşmazlık konusudur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak hukukuna ilişkin davada Aksaray 2.Sulh Hukuk ve 1.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira alacağı ve tazminat istemine ilişkindir. Aksaray 1.Asliye Hukuk Mahkemesince,kira alacağından kaynaklanan davalara bakma görevinin sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aksaray 2.Sulh Hukuk Mahkemesi de, davanın sadece kira alacağı ve tazminata ilişkin olduğu görev husunda 1086 sayılı HMUK'un uygulanacağı bu nedenle değer itibariyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, Dava kira alacağı ve tazminatın( eski hale getirme talebi nedeniyle) tahsiline ilişkindir....

                    Davalı borçlular ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde icra takibine yaptıkları itirazlarında, binadaki arıza nedeniyle zorunlu olarak taşınmazın 02.10.2010 tarihinde tahliye edildiğini, binada alacaklının talebi ile yapılan tadilat masraflarının düşülerek kira bedelinin yatırıldığını, alacaklıya hiçbir borçlarının olmadıklarını bildirmişlerdir. Mahkemece, aylık 350 TL kira bedeli üzerinden 14 aylık kira alacağı ve 2010 yılı Mayıs ayı bakiye 15 TL olmak üzere toplam 4915 TL kira alacağından, 2714 TL pencere yapım gideri ve icra dosyasına yapılan 250 TL ödemenin mahsubu ile 1951 TL kira alacağı ve 216,18 TL işlemiş faiz yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmiştir. Takibe ve davaya dayanak olan 05.01.2009 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesinde kiracı tarafından yapılan masrafların kira alacağından mahsup edileceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda pencere yapım bedeli olan 2714 TL nin kira alacağından mahsup edilmesi doğru değildir....

                      UYAP Entegrasyonu