Davalı kiraya veren tarafından 15.12.2014 tarihinde başlatılan icra takibinde 2014 yılı Aralık ayı kirası olan 2.530,00 TL kira alacağı ve 21,36 TL işlemiş faiz alacağının tahsili istenmiştir....
Taraflar arasında kiralanın tahliyesi ve alacak davası görüldüğü, talep edilen toplam alacak miktarının 3.500 TL olarak gösterildiği ve harçlandırıldığı, yargılama sırasında tahliye gerçekleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulduğu, kira alacağı noktasında davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Toplam alacak miktarına göre davanın reddi ya da kabulü halinde dahi kesinlik sınırının altında kaldığından istinaf yolunun, kira alacağı davası yönünden açık olmadığı görülmektedir. Bu nedenle davacı vekilinin kira alacağına yönelik istinaf istemlerinin karar tarihi olan 2020 yılı için 5.390 TL'nin altında kaldığından reddine karar verilmiştir....
Dava, kiralanan menkullerin teslimi, kira alacağı ve yoksun kalınan kazanç kaybı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile 2.500,00 TL kira alacağı, 9.500,00 TL yoksun kalınan kazanç kaybı bedelinin tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından kiralanan menkullerin teslimine hasren temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile ...'ye vekaleten ... arasında düzenlenen 25.04.2012 tarihli iş anlaşması gereğince davacıya ait toplamda 456 göz 5 adet makinenin davalılara teslim edildiğini, yapılan anlaşma gereğince teslim edilen makineler için kira sözleşmesi akdedileceğinin kararlaştırılmış olmasına rağmen yazılı sözleşme akdedilmesinden davalıların imtina ettiğini, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/72 D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespit sırasında davalı ...'...
Takip talepnamesi ile 2009 Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ayları kiralarından eksik yatırılan 695 TL bakiye kira alacağı, 2009 Eylül ayı kira alacağı 500 TL ve demir kapı ve doğrama kapıların atılması sebebiyle 500 TL hasar bedeli olmak üzere toplam 1695 TL için takip yapılmış, Davalı borçlu süresinde yapmış olduğu itirazında borcunun bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, takibe konu aylar kiralarının ödendiğinin davalı borçlu tarafından ispat edilememiş bulunmasına göre kira alacağı olan 1195 TL yönünden itirazın kaldırılmasında bir usulsüzlük yoktur. Ancak hasar bedeli olarak talep edilen 500 TL yönünden uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....
Bendi gereğince tahliye, akdin davaları ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davaları Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür. Sadece kira alacağı ve tazminat istemi halinde dava konusu alacağın miktarına göre görevli mahkeme belirlenir. Davacı, dava dilekçesinde dava değerini 8.000 TL olarak göstermiştir. Bu davalara bakma görevi genel hükümler çerçevesinde dava değerine göre Asliye Mahkemeleridir. Her ne kadar 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun 4.maddesinde; “...kira ilişkisinden doğan alacak davalarında değerine bakılmaksızın” Sulh Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiş ise de 6100 sayılı HMK'nun geçici 1/1 maddesinde, “bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümlerinin, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış davalarda uygulanmayacağı” düzenlenmiştir. Buna göre uyuşmazlığın Sarayönü Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir....
Dava, kira alacağı ve su bedelinin tahsili için yapılan takipte borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin tüm kira bedellerini ödediğini, kira borcu olmamasına rağmen davalının takip başlattığını, takibin kesinleştiğini belirterek takip dolayısıyla müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Davada ve icra takibinde dayanılan 01.11.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiralayan 20.04.2012 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde, Mart, Nisan 2012 ayları ile muacceliyet şartı gereğince Mayıs-Ekim 2012 ayları kira alacağı ile su bedelinin tahsilini talep etmiştir....
Davacılar tarafından, davalı aleyhine sözlü kira akdine dayalı olarak, 01.08.2012 tarihinde başlatılan haciz ve tahliye istekli icra takibi ile ödenmediği iddia olunan 3.000,00.-TL. kira alacağının tahsili istenmiştir. Davalı borçlu yasal sürede, icra takibine itiraz ederek, sözlü anlaşmaya göre borcunu ödediğini, şahıslara borcunun bulunmadığını beyan etmiş, sözlü kira ilişkisine, kira alacağı miktarına itiraz etmemiştir. Bu durumda taraflar arasında kira sözleşmesinin varlığı ile takibe konu kira alacağı miktarının İİK.nun 269/2. maddesine göre kesinleştiğinin kabulü gerekir. Ayrıca, davalı icra takibindeki itirazlarını yargılama sırasında değiştiremiyeceği gibi genişletemeyeceğinden, mahkemece işin esasının incelenerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
Dava, kira alacağının tahsili için yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.01.2011 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli aylık 1500 TL bedelli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı kiraya veren bu sözleşmeye dayanarak aylık 500 TL den 2011 yılında ödenmeyen 11 aylık kira farkı alacağı toplamı 5500 TL ile 2011 yılı 12. ay kira alacağı 1500 TL ve işlemiş yasal faiz alacağı 226,12 TL olmak üzere toplam 7226,12 TL'nin tahsilini istemiştir. Ödeme emrinin davalıya tebliği üzerine davalı borçlu kira farklarının 23/02/2011 tanzim 01/05/2011 vade tarihli 2400 TL bedelli ve 07/05/2011 tanzim 07/06/2011 vade tarihli 3000 TL bedelli senetlerle alacaklıya ödendiğini ileri sürerek borca itiraz etmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1037 E sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, tarafların 2008 yılında yıllık 12.000- TL kira bedeli üzerinden 7 yıllığına kiralanması konusunda anlaştıkları, davalının yaptırmış olduğu çelik konstriksüyon yapının değerinin 302,400- TL olduğu ve bunun kira getirisinin 30.000- TL olduğu, yazıhane olarak kullanan kısım ile arsanın yıllık kira getirisinin 5.000- TL olup, taşınmazın tamamının 7 yıllık kira dönemindeki kira getirisi hesaplanmış, taraflar arasında yapılan 7 yıllık kira sözleşmesine göre yıllık 12.000- TL'den 7 yıl kira süresinde 84.000,00- Tl kira alacağı olduğu, 7 yıllık kira müddeti sonunda 302,400- Tl olarak tespit edilen davalıca yapılan çelik yapıda kalacağından kira müddeti sonunda davacıya yaklaşık 84.000- TL kira+302,400- TL davalı tarafından yapılan yapı değerinden oluşan 386.400,-Tl bir meblağ kalacağı bununda taşınmazın 7 yıllık kira rayici olarak tespit edilen 297.572,00- TL meblağın üzerinde olduğu, yıllık kira bedelinin 12.000-...
Davacının dayandığı kira sözleşmesinde uzayan dönem için kefilin sorumlu olduğu süre ve kefalet miktarı açıkça kararlaştırılmadığına göre, yenilenen döneme ait kira parasından kefilin sorumlu tutulması doğru olmadığından kefil hakkındaki davanın reddi gerekir. 3-Davalılar vekilinin davalı kiracı yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; Takipte dayanılan ve karara esas alınan 01.10.2011 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Takip ile 2014 yılı Haziran ayından Aralık ayına kadarki kira alacağı ve damga vergisinin işlemiş faiziyle birlikte tahsili talep edilmiştir. Davalı borçlular itirazında 2014 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ayları kira bedellerinin ödendiğini bildirerek takibe konu kira alacağının 6.150,00 TL’lik kısmına ve damga vergisine ilişkin alacak talebine itiraz etmişler, geri kalan 2014 yılı Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ayları kira alacağı 8.815,00 TL üzerinden takibi kabul etmişlerdir....