Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık, ödenmeyen kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteğine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu hakkında başlattığı icra takibinde üç aylık 356.229,27 şer TL'den ödenmeyen 2008 yılı Ocak, Nisan ve Temmuz vadeli toplam 1.068.687,81 TL kira alacağı ile 105.998,87 TL işlemiş faizin tahsilini istemiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu vekili, alacaklının tek taraflı olarak kira artışı yaptığını,, bu konuda kiracıya bildirim yapılmadığını, kira bedeli konusunda ihtilaf bulunduğundan yargılama gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin ve miktarının belli olmadığını, borçlunun da alacaklıdan takip öncesine ait alacağı bulunduğunu, bu alacağı ile takas ettiğini, bu nedenle borcunun kalmadığını bildirerek borca ve faiz oranına itiraz etmiştir....

    Ancak takip dayanağı kira sözleşmesinde kiralananın işyeri olarak mı, yoksa konut olarak mı kiralandığı hususunun çelişkili olması nedeniyle, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK'nin 344. maddesi hükmünün tarafları bağlayıp bağlamayacağı ve 15.08.2012 tarihinden sonraki aylık kira miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, yalnızca 15.08.2012 tarihinden sonraki kira farkı alacakları yönünden davanın reddine karar verilmesi ve bu tarihe kadarki kira alacağı yönünden ise sözleşmedeki artış şartına göre kira miktarının tespiti ile eksik kalan kira alacağı yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru değildir....

      Bu nedenle kira sözleşmesine ve aylık kira miktarına itiraz etmeyen davalı kiracının, talep konusu yapılan kira bedelinin tamamını ödediğini İİK.nun 68. maddesinde sayılan belgelerle kanıtlaması gerekir. Davalı takip talebinde talep edilen kira borcunun ödediğine ilişkin ödeme dekontları sunmuştur. Mahkemece ödenen kira bedellerinin hesaplanması için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Konusunda uzman bilirkişi, denetime elverişli raporu ile; 2020 yılı Mart ayına ait 1.048,20 TL kira alacağı ile 2020 yılı Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarına ait olmak üzere 1.314,75 TL aylık kira parası alacağı tespit edildiğini, tespit edilen birikmiş faiz alacağı miktarının ise 106,09 TL olduğunu, toplam miktarın faizleri ile birlikte 6.413,29 TL alacak olduğunu belirlemiştir....

      Dava, ödenmeyen kira alacağı, hor kullanma bedeli, erken tahliye nedeniyle yoksun kalınan kira alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesi ile davalının 01.02.2006 başlangıç tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracısı olduğu kiralananı erken tahliye ettiğini, kiralananın halen kiraya verilmediğini, 2008 yılına ait eylül, ekim ayları ile kasım ayından on sekiz günlük kira bedellerinin ödenmediğini, kiralananda zarar ve ziyana sebep olduğunu, sözleşmede öngörülmeyen eklentiler yapıldığını belirterek 12.862,00 TL hor kullanma bedeli, 4.056,00 TL ödenmeyen kira alacağı, 5.304,00 TL dava tarihine kadar olan yoksun kalınan kira bedeli olmak üzere toplam 22.222,00 TL'den 5.000,00 TL depozito bedelinin düşülmesiyle kalan 17.222,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

        kira sözleşmesi sona ermesine rağmen davacının isteği ve davalı ile karşılıklı anlaşma gereği kira bedelinin belirsiz dönem olarak uzadığını, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin belirsiz kira sözleşmesi haline geldiğini, taraflar arasındaki kira sözleşmesi devam etmesine rağmen davacının, yasa gereği kira sözleşmesini sonlandırdığına dair 6 ay öncesinden davalıya herhangi bir ihtarname göndermeden aralarındaki kira sözleşmesini fesh edemeyeceğini ve tahliye talebinde bulunamayacağını, davalının taşınmaza özen yükümlülüğünü ihlal etmediğini, sözleşmeye aykırı davranmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir....

        K A R A R Davacı, 12.2.1997 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile davalıya ait taşınmazda kiracı iken, sözleşmenin ... şartlar bölümünün 7.maddesine göre 6.2.2001 tarihinde tahliye ettiğini bildirerek, iade edilmeyen 4150 DM depozito bedelinin tahsili için başlattığı icra takibine yönetilen itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddi ile karşı davasında; 2001/Ocak-Şubat ayları kira alacağı ile, hor kullanma ve taşınmazdaki hasar tazminatı ile kiraya verememekten dolayı mevcut kira alacağı olmak üzere toplam 10.000 YTL'nin davacı-karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir....

          Davalı kira ilişkisi ve talep edilen kira miktarına itiraz etmediğine ve dosyaya tahliyeye ilişkin usulüne uygun anahtar teslimi yapıldığını gösterir belge de ibraz etmediğine göre taşınmazın 10.06.2015 tarihinde tahliye edildiğinin kabulü gerekir. Takipte talep edilen alacak kabul edilen tahliye tarihinden önce olduğuna göre 31.150,00 TL asıl kira alacağı ve ferileri yönünden itirazın kaldırılarak takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi doğru değildir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki kira alacağı ve tahliye talepli icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada ... 3. Sulh Hukuk ve ... Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira alacağı ve tahliye talepli icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin içeriği itibariyle ticari sözleşme niteliğinde olması nedeniyle davaya bakma görevinin Ticaret Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

              Somut olayda, dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olmasına, davacı tarafından da takip dosyasında kira alacağı talep edilmesine göre, mahkemece, yargılamaya devam edilerek, davacının kira alacağı istemine yönelik, davanın esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, HMK'nun 26. maddesine aykırı şekilde taraflar arasında kira sözleşmesi olmadığından bahisle mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Davacıların kira alacağı olarak ıslah ettikleri davaların birleştirilmesine karar verilmiştir. Davalı; davacıların tapu kayıtları ile alakalarının olmadığını beyanla davanın husumet yokluğu sebebiyle reddini, ayrıca kira bedellerinin davacıların talimatı ile yetkilendirilen kişilere ödendiğini belirterek davanın esastan reddini dilemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu