İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Davacıların, kira borcunun olmadığı iddiasıyla icra takibinden sonra menfi tespit davası açtığı, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği sabit ise de; az yukarıda açıklandığı üzere teminat karşılığında icra veznesine giren paranın alacaklıya verilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine bir engel bulunmamaktadır....
kira paralarının davalıya ödenmemesi, dava konunda müvekkillerine ödenmesi için kira paralarının açılacak bir hesapta toplanması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....
Esasen Yüksek Mahkemenin çeşitli dairelerince verilen kararlarında da ihtiyati tedbir kurumunun bu niteliği vurgulanmıştır. Yine, ihtiyati tedbir kararına konu edilmesi istenen çekin kambiyo senedi vasfında olduğu da uyuşmazlık konusu değildir. İhtiyati tedbir talebinin kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi gözetilerek dava konusu kambiyo senedi ile sınırlı olarak çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafça, ihtiyati tedbir istemine konu edilen senetlerin dayanağını oluşturan kira ilişkisinde pandemi sebebi ile kira bedelinin uyarlanması davası açıldığı iddiasına dayanıldığı, oysa, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olup, soyut borç ikrarı içeriyor olması ve kambiyo senetlerinde hangi konularda itirazda bulunulacağının yasada açıkça belirtildiği bilinmektedir....
İlk derece mahkemesince 20/10/2021 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin %15 teminat karşılığında kabulüne karar verilmiş, davalı vekilince ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karşı yapılan itiraz reddedilmiş bu ara karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1 maddesinde, "İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir." denmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi tarafından verilen 12.08.2021 tarihli ara kararda; "davacı vekilinin talebi ilgili kanun maddesi çerçevesinde değerlendirildiğinde kira bedelini hiç alamayan davalıyı ekonomik olarak daha zor şartlara sokabileceği, talebin kiranın dava sonuna kadar ödenmemesi ve davacının tahliye edilmemesine yönelik olduğu" gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; pandemi sürecinin mücbir sebebe girdiğinden bu süreçte kiracıya tahliye işlemi uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, HMK'nun 389/1 maddesine göre ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkemenin 12.08.2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılarak talepleri gibi ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....
Diğer yasal şartların da bulunması halinde mahkemece ihtiyati tedbir olarak dava sonuna kadar tahliyenin durdurulmasına karar verilebilir. Ancak somut olayda davacı kira borcunun kısmi olarak ödenmiş olduğunu, ödenmeyen bir kısım kira borcu bulunduğunu beyan ettiğine göre ödenmeyen kısım yönünden temerrüt oluşmuş olduğundan bu yönden de ihtiyati tedbir kararı verilerek tahliyenin durdurulmasına yasal olanak yoktur. Davacının ödeme iddiasının takip konusu borcun tamamına yönelik olduğu kabul edilse bile yine ihtiyati tedbir kararı verilerek tahliyenin durdurulabilmesi için davacının davasında haklı olduğunu yaklaşık olarak ispat etmiş olması aranacaktır. Bu halde dahi davacı takip borcunun tamamını ödediğine yönelik olarak deliller sunmalı ve haklılığını yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır....
İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf eden davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararının hatalı olduğunu, kira sözleşmesi bulunmayan taşınmaz için aile mahkemesi tarafından kira sözleşmesinin tarafı olmayan üçüncü kişiye tahsis kararı verilmesi ve tahliye kararı olmaksızın kiracının evden çıkartılmak istenilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, kiracılık sıfatının tespiti ve ihtiyati tedbir talebi ile açılmıştır. İhtiyati tedbir HMK.'nda 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK'nın 389. maddesinde ''Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kira sözleşmesinin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca imzalandığını, sürenin sonunda herhangi bir fesih ihbarında bulunulmasına gerek olmadan kiracının taşınmazı boşaltması gerektiğini, taşınmazın davacıya 25.09.2021 tarihine kadar kiralandığı, kanun gereği ihtara gerek olmasa da 19.08.2021 tarihli ihtarnameyle taşınmazın kira süresinin bitimi olan 25.09.2021 tarihinde boşaltılmasının davacıya ihtar edildiğini, kira sözleşmesi ile öngörülen sürenin sona ermesinden sonra aynı taşınmazın kiralanmasının ancak ihaleyle mümkün olacağını, davacının kira sözleşmesinin uzatılması talebinin uygun görülmediğini, bakanlık genelgesinin tavsiye nitelinde olduğunu, kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin değiştirilmesi talebinin hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kira sözleşmesinin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca imzalandığını, sürenin sonunda herhangi bir fesih ihbarında bulunulmasına gerek olmadan kiracının taşınmazı boşaltması gerektiğini, taşınmazın davacıya 25.09.2021 tarihine kadar kiralandığı, kanun gereği ihtara gerek olmasa da 19.08.2021 tarihli ihtarnameyle taşınmazın kira süresinin bitimi olan 25.09.2021 tarihinde boşaltılmasının davacıya ihtar edildiğini, kira sözleşmesi ile öngörülen sürenin sona ermesinden sonra aynı taşınmazın kiralanmasının ancak ihaleyle mümkün olacağını, davacının kira sözleşmesinin uzatılması talebinin uygun görülmediğini, bakanlık genelgesinin tavsiye nitelinde olduğunu, kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin değiştirilmesi talebinin hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2022 NUMARASI : 2022/902 ESAS DAVA KONUSU : Kira (Uyarlama İstemli) KARAR : İHTİYATİ TEDBİR İSTEMİ VE SAFAHAT : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı belediye arasında akdedilen kira sözleşmesinden belli olduğu üzere müvekkilinin dördüncü beş yıllık kira dönemi içinde olup 07.07.2022 ila 06.07.2023 arası 140.000,00 USD karşılığı TL + KDV olarak çok ağır bir yükün altında olduğunu, bu koşullarda işletmenin faaliyet göstermesinin çok zor olduğunu, sözleşme sonu davalıya devredilecek tesis ile ilgili olarak bu rakamın dava tarihi itibari ile Türk Lirasına çevrildiğinde salt kira bedeli olarak yıllık yaklaşık 2,5 milyon TL'ye ulaştığını, KDV yükümlülüğü de nazara alındığında bu yükün kaldırılamayacağını, kira bedelinin dava sonuçlanıncaya kadar 1.200.000,00 TL olarak uyarlanması hususunda ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir....