Dinlenen tanık ifadeleri davalı ve çocuktan duyuma dayalı aktarılan beyanlardır. Yine uzman tarafından düzenlenen sosyal inceleme raporu da davalı ve çocuğun ifadeleri dikkate alınarak tanzim edilmiştir. Bu sebeple, davacı büyük baba ile küçük Ada arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmesi yerindedir. Ancak, kişisel ilişkinin çocuğun ruhsal ve bedensel gelişimi üzerinde olumsuz etki yaratmaması, kurulacak kişisel ilişkinin davalı annenin velayet görevini yerine getirmesine engel olmaması ve çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde düzenlenmesi gerektiği gibi, kişisel ilişki kurma hakkına sahip diğer hısımların da menfaati gözetilerek kişisel ilişki düzenlenmesi gerekir. Bu ilkeler nazara alındığında uzun süredir torununu göremeyen, üstelik oğlu vefat eden davacı ile torunu Ada arasında ilk derece mahkemesince tesis edilen kişisel ilişki azdır....
Davalı taraf davaya yasal süre içerisinde cevap vermemiş, süreden sonra verdiği dilekçesinde, dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, davalı annenin babanın nafaka ödememesi nedeniyle baba aleyhine nafaka davası açması sonrasında babanın velayetin değiştirilmesi ve şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi talepli dava açtığını, davacıların da kişisel ilişki davası açtıklarını, davalının eski eşi Hakan Ceviz'in "nafaka davasını çekersen tüm davaları geri çekerim" diye teklifte bulunduğunu, asıl amacın davalı tarafça açılan nafaka davasının geri çekilmesini sağlamak olduğunu, velayeti davalı annede bulunan çocuklar ile babaları Hakan Ceviz arasında boşanma davasında düzenlenen kişisel ilişki bulunduğunu, babaanne ile dedenin bu sürede çocukları görebildiğini, kanun gereği aranan olağanüstü hal koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir....
Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md. 4/b)'dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Şartların değişmesi halinde küçüğün menfaati gerektirdiği takdirde velayet ve kişisel ilişkinin de değiştirilmesi söz konusudur....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 06/12/2019 tarih, 2019/451 Esas ve 2019/588 Karar sayılı kararda anne ile müşterek çocuklar arasında "Her sene okul tatili dönemlerinde 20 Ocak, 5 Şubat ve 1 Eylül tarihleri arasında şahsi ilişkinin bu şekilde kurulmasına, şahsi ilişki sırasında oluşacak masrafların davacı tarafça karşılanmasına" şeklinde kişisel ilişki kurulmuş ise de, kişisel ilişkinin bu hali ile infaz kabiliyeti bulunmadığı gibi, kişisel ilişkiden beklenen amaç, kişisel ilişkinin mahiyeti, ortak çocukların yaşları, gelişimleri de dikkate alındığında bu şekilde tesis edilen kişisel ilişki babanın velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine de engel olacaktır. Kişisel ilişki kurulmasına ilişkin kararların değişen şartlara göre her zaman değiştirilmesi mümkündür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafaka, velayet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Hükmü temyiz eden davalı... 14.9.2009 tarihli dilekçesiyle temyizden feragat ettiğinden, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz dilekçesinin REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi. 05.10.2009 (Pzt.)...
Gerçekleşen bu durum karşısında psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, her iki ebeveyn ve çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için baba ile kişisel ilişki kurulmasına engel bir hal bulunup bulunmadığının, kişisel ilişki kurulabilecek ise yatılı veya yatısız mı olması gerektiği ve davalı tarafından İzmir 20.Aile Mahkemesi'nin 2019/267 E.sayılı dosyası ile açılan velayet değişikliği davasında düzenlenen rapor ve işbu dosya da pedegog tarafından düzenlenen 27.08.2019 tarihli rapor birlikte değerlendirilerek çelişki bulunması halinde çelişkinin giderilerek diğer deliller de dikkate alınmak suretiyle kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerekirken tek rapor ile yetinilerek yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Dosya kapsamında alınan PDR raporu, çocuğun yaşı, anne bakım ve sevgisine olan ihtiyacı, boşanma tarihinden itibaren geçen süre, annenin velayet görevini istismarı, ihmali olmadığı, velayet görevini yerine getirdiği, TMK'nın 183, 349 ve 351/1. maddelerinde düzenlenen velayetin değiştirilmesini gerektirir yasal şartların bulunmadığı sonucuna varıldığından, ilk derece mahkemesince asıl davada velayet değiştirme talebinin reddine ilişkin karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Davacı-davalı erkeğin asıl davada velayetin değiştirilmesi talebinin reddine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kişisel ilişkin düzenlenirken çocuğun yaşı, velayet verilmeyen ebeveynin ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek; çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir....
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. TMK'nın 331 maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Somut olayda; tarafların Bodrum 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/217 Esas, 2013/308 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, 2010 ve 2012 doğumlu müşterek çocukların velayetinin anneye verildiği, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulduğu, kararın 25.06.2013 tarihinde kesinleştiği, davacının Bodrum 1....
Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. İlk derece mahkemesince yaz ve yarı yıl tatili için düzenlenen kişisel ilişkide kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş saatleri belirtilmediği gibi annenin velayet görevini engelleyecek şekilde sömestir tatilinin tamamı için ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisi de doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkindir. Taraflar daha önce boşanmış, velayet anneye verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Dava ise 04.10.2013 tarihinde açılmıştır. Davacı anne, kişisel ilişkinin değiştirilmesini gerektirir yeni bir neden ve maddi olgunun varlığını kanıtlayamamış, çocuğun menfaatinin bunu gerekli kıldığına ilişkin bir olgu da ortaya konulmamıştır. Öte yandan davacı annenin velayeti kendisine verilen müşterek çocuk ... ile davalı baba arasındaki kişisel ilişkiyi fiili ayrılıkları döneminde ve boşanma kararının kesinleşmesinden sonra da engellediği anlaşılmaktadır....