Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişki-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Vekaletname aslı ya da onaylı suretinin her dosya için ayrı ayrı sunulması zorunludur. (HUMK.67/son) Davalı-davacı vekili Av. ...’in velayet ve kişisel ilişki kurulması isteğiyle açılan dava dosyasında vekaletnamesi bulunmamaktadır. Vekaletnamenin temin edilerek dosya içine konulması, temin edilemez ise asıl davaya ilişkin karar yönünden karar ve temyiz dilekçesinin davalı-davacı asil ...’e tebliği ile tebligat parçasının dosya içine konulması, eksikliğin ikmalinden sonra dairemize gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 14.09.2009 (Pzt.)...

    Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md. 4/b)'dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Şartların değişmesi halinde küçüğün menfaati gerektirdiği takdirde velayet ve kişisel ilişkinin de değiştirilmesi söz konusudur....

    1. ve 3. hafta sonu tesis edilen kişisel ilişkinin Cuma gününden başlatılması okul çağındaki çocuğun eğitim ve sosyal hayatını olumsuz etkileyeceği gibi, annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesini de engeller....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafaka, velayet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Hükmü temyiz eden davalı... 14.9.2009 tarihli dilekçesiyle temyizden feragat ettiğinden, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz dilekçesinin REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi. 05.10.2009 (Pzt.)...

        Davalı taraf davaya yasal süre içerisinde cevap vermemiş, süreden sonra verdiği dilekçesinde, dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, davalı annenin babanın nafaka ödememesi nedeniyle baba aleyhine nafaka davası açması sonrasında babanın velayetin değiştirilmesi ve şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi talepli dava açtığını, davacıların da kişisel ilişki davası açtıklarını, davalının eski eşi Hakan Ceviz'in "nafaka davasını çekersen tüm davaları geri çekerim" diye teklifte bulunduğunu, asıl amacın davalı tarafça açılan nafaka davasının geri çekilmesini sağlamak olduğunu, velayeti davalı annede bulunan çocuklar ile babaları Hakan Ceviz arasında boşanma davasında düzenlenen kişisel ilişki bulunduğunu, babaanne ile dedenin bu sürede çocukları görebildiğini, kanun gereği aranan olağanüstü hal koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkindir. Taraflar daha önce boşanmış, velayet anneye verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Dava ise 04.10.2013 tarihinde açılmıştır. Davacı anne, kişisel ilişkinin değiştirilmesini gerektirir yeni bir neden ve maddi olgunun varlığını kanıtlayamamış, çocuğun menfaatinin bunu gerekli kıldığına ilişkin bir olgu da ortaya konulmamıştır. Öte yandan davacı annenin velayeti kendisine verilen müşterek çocuk ... ile davalı baba arasındaki kişisel ilişkiyi fiili ayrılıkları döneminde ve boşanma kararının kesinleşmesinden sonra da engellediği anlaşılmaktadır....

          Gerçekleşen bu durum karşısında psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, her iki ebeveyn ve çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için baba ile kişisel ilişki kurulmasına engel bir hal bulunup bulunmadığının, kişisel ilişki kurulabilecek ise yatılı veya yatısız mı olması gerektiği ve davalı tarafından İzmir 20.Aile Mahkemesi'nin 2019/267 E.sayılı dosyası ile açılan velayet değişikliği davasında düzenlenen rapor ve işbu dosya da pedegog tarafından düzenlenen 27.08.2019 tarihli rapor birlikte değerlendirilerek çelişki bulunması halinde çelişkinin giderilerek diğer deliller de dikkate alınmak suretiyle kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerekirken tek rapor ile yetinilerek yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

          Dosya kapsamında alınan PDR raporu, çocuğun yaşı, anne bakım ve sevgisine olan ihtiyacı, boşanma tarihinden itibaren geçen süre, annenin velayet görevini istismarı, ihmali olmadığı, velayet görevini yerine getirdiği, TMK'nın 183, 349 ve 351/1. maddelerinde düzenlenen velayetin değiştirilmesini gerektirir yasal şartların bulunmadığı sonucuna varıldığından, ilk derece mahkemesince asıl davada velayet değiştirme talebinin reddine ilişkin karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Davacı-davalı erkeğin asıl davada velayetin değiştirilmesi talebinin reddine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kişisel ilişkin düzenlenirken çocuğun yaşı, velayet verilmeyen ebeveynin ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek; çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir....

          Mahkemece anne ile çocuk arasında, boşanma davasında kararlaştırılan ve devam eden kişisel ilişkinin tarihlerini değiştirmeksizin 2015 yılı yaz ayında müşterek çocuğun İzmir'deki akrabalarının nezaretinde akrabalarının evinde üvey baba ile yalnız kalmaksızın annesi ile kişisel ilişki kurmasına, ilerleyen yıllar için kişisel ilişkinin sınırlandırılmasına yönelik davanın reddine karar verilmiştir. Boşanma ilamında yer alan kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun tehlikeye girdiğine veya annenin bu hakkını çocuğun bakım ve eğitimi ve yetiştirilmesine ilişkin yükümlülüklerine aykırı olarak kullandığına dair dosyada bir delil bulunmadığı gibi, mevcut kişisel ilişkinin değiştirilmesinin çocuğun menfaatini gerekli kıldığına ilişkin de bir delil bulunmamaktadır. Bu durumda davanın tümünün reddi gerekirken; yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

            Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Dosyada annenin çocukla kişisel ilişki kurma hakkını amacına aykırı kullanacağına veya kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararlarına aykırı düşeceğine ilişkin bir delil bulunmadığına göre, velayet hakkı kendisinden alınan davalı ile çocukları .... arasında uygun sürelerle kişisel ilişki tesisi gerekirken, bu hususun gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

              UYAP Entegrasyonu