Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre; 1- Eşlerden T1 tarafından açılan boşanma talepli davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına dair Burdur Aile Mahkemesinin 14/06/2021 tarih, 2019/319 Esas-2021/308 Karar sayılı kararı taraflarca istinaf edilmediğinden boşanma hükmü kesinleşmiş olmakla bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilirken bu dava yönünden harç,yargılama gideri ve vekalet ücretine dair düzenlemenin hükümden çıkartılması gerekmiştir. 2- Erkeğin davasında velayet, kişisel ilişki düzenlemesi ve çocuk malları hususunda değerlendirme yapılmadığından; Ortak çocuğun yaşı, psiko-sosyal gelişimine yönelik menfaat ve ihtiyaçları ile çocuğun fiili yaşam şekli gözetilmek suretiyle velayet anneye verilirken istinaf tarihi itibariyle çocuğun yaşı ve gelişimi durumu da dikkate alınmak suretiyle çocuk ve baba arasında kişisel ilişki düzenlenerek çocuk mallarının korunması hususlarında aşağıdaki şekilde düzenleme yapılması uygun görülmüştür. 3- Eşlerden T4 tarafından açılan karşı davada boşanma...

Taraflarca özellikle bu konuda bir talep olmadığı halde, günümüz ulaşım koşulları da dikkate alındığında kişisel ilişki tesis edilirken, aynı yer-farklı yer ayrımı yapılması doğru olmamıştır. Ayrıca kişisel ilişkinin cuma gününden başlatılması, dini bayramlarda tüm günleri kapsayacak şekilde kişisel ilişki kurulması, yaz tatilinde kurulan kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş günlerinin belirlenmemesi de hatalı olup, kurulan kişisel ilişki, okul çağında bulunan çocukların eğitim durumunu engelleyici nitelikte olduğu gibi annenin velayet görevini de engelleyici niteliktedir. Bu sebeple velayeti anneye verilen ortak çocuklar ile baba arasında aynı şehir-farklı şehir ayrımına gidilmeksizin daha uygun süreli kişisel ilişki kurulmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

    Bu düzenlemeye göre talepler hakkında açık ve tereddüde yol açmayacak şekilde infazı kabil karar verilmesi gerekir. Yapılan incelemede; müşterek çocuk Berfin Buğlem ile velayet kendisine bırakılmayan davalı baba arasında “her ayın son haftası hafta sonu cumartesi sabah 09:00’dan akşam 17:00’a kadar, Ramazan Bayramının 1. günü sabah saat 10:00’dan 2. günü akşam 17:00’a kadar, Kurban Bayramının 3. günü sabah 09:00’dan 4. günü akşam 17:00’a kadar, sömestr tatilinin 2. haftası pazartesiden itibaren 7 gün ve temmuz ayının ilk 10 günü kişisel ilişki tesisine” karar verilmiştir. Ancak “ sömestr tatili ile temmuz ayındaki” kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş saatleri hükümde gösterilmemiştir. Bu haliyle kişisel ilişki yönünden hüküm infazda tereddüt yaratacak nitelikte olup, karar infazı kabil değildir. Aynı zamanda da kişisel ilişki süreleri yetersizdir....

    bu çocuk için davacı annenin nafaka talebinin tümden reddinin de yerinde olduğu,mahkemece yeterli-denetime açık-hükme elverişli-dosya içeriğine uygun gerekçe ile belirtilen şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Velayet hususu kamu düzeni ile alakalı olduğundan mahkememiz tarafından yapılan resen inceleme, dosya kapsamına alınan sosyal ve ekonomik durum araştırmaları, sosyal inceleme ve uzman raporları, müşterek çocuğun Mahkememizdeki beyanı ve isteği, davacı vekilinin kişisel ilişkinin artırılması talebi hep birlikte değerlendirildiğinde; müşterek çocuğun velayetinin davalı babaya verildiği, çocuğun 2014 yılından beri kardeşi ve babası ile kaldığı, şiddete ve baskıya maruz kalmadığı, babası ile yaşamaya devam etmek istediği, sadece tatil dönemlerinde annesi ile birlikte kalmak istediği, babanın velayete ilişkin görevlerini yerine getirdiği, çocuğun çevresi, isteği, üstün yararı ve çocuğun psiko sosyal gelişimi de dikkate alınarak velayet değişikliği davasının reddine, ancak; küçüğün yaşı, davacının ve küçüğün talebi dikkate alındığında kişisel ilişkinin süresinin aşağıdaki şekilde artırılmasına, usulüne uygun açılmış bir iştirak nafakası davası olmadığından...

    Aile Mahkemesi'nin 16/06/2020 tarih, 2019/337 Esas 2020/240 Karar sayılı ilamında özet ile; davacının velayetin değiştirilmesi ve ortak velayet talebinin reddine, davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulü ile, davacı T1 ile müşterek çocuk Zerda Demirci arasında yeniden kişisel ilişki kurulmasına, davacının nafakanın kaldırılması talebinin reddine karar verildiği, davalı lehine, davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği, verilen kararın taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı tarafça İstinaf Kanun Yoluna başvurulmadığı, yasal süresi içerisince davacı tarafça istinaf kanın yoluna başvurulduğu anlaşılmış, davacı vekili istinaf dilekçesinde özet ile; İlk Derece Mahkemesince verilen karar da velayetin değiştirilmesi ve nafakaların kaldırılması talebinin reddi ilişkin kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının yaşadığı ortamın müşterek çocuğun yaşadığı ortamın uygun olmadığı, davalı annenin 72 yaşında annesi ve iki erkek...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından, velayet talebinin reddi, kişisel ilişki süresinin kısaltılan bölümleri, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden, davalı anne tarafından ise, kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, velayeti annede bulunan ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilerek, “aynı şehirde oturmaları hali" ve “farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir...

      Davalı vekili cevap dilesinde özetle; boşanmaya ilişkin verilen mahkeme kararının tanınması ve tenfizini kabul ettiklerini, davaya konu yabancı mahkeme kararının velayet, nafaka ve kişisel ilişki yönünden tanınması ve tenfizi talebini kabul etmediklerini, bu yönden Türkiye Mahkemelerince karar verilmesini, velayet, nafaka ve kişisel ilişki yönünde verilen yabancı mahkeme kararının tenfiz yolu ile kabul edilemeyecek olduğunu belirterek, yabancı mahkeme kararının boşanma yönünden kabulüne, velayet, nafaka ve kişisel ilişki yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....

      Sayılı dosyasıyla açılan ve mahkememizin 2021/37 E. Sayılı dosyasıyla birleşen T5 tarafından açılan velayet değişikliği davasına yönelik davanın REDDİNE, Birleşen davada davacı T5'ın velayet değişikliği talebi reddedildiğinden iştirak nafakası talebinin de REDDİNE, Mahkememizin 2021/37 E. Sayılı dosyasıyla davacı T1 tarafından açılan kişisel ilişkinin daraltılması davasının KISMEN KABULÜ ile ; Velayeti babada olan müşterek çocuk Hilal ile davalı anne arasında şahsi ilişki tesisine, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-davacı anne; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

      nin 11/02/2014 tarihli, 2013/861 Esas, 2014/68 Karar sayılı ilamı ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine, davacının müşterek çocuk Hira Nur ile davalı baba Mehmet Şirin arasındaki kişisel ilişkinin sınırlandırılması talebinin kabulü ile Mersin 2. Aile Mah.'nin 11/02/2014 tarihli, 2013/861 Esas, 2014/68 Karar sayılı boşanma ilamı ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılarak yerine müşterek çocuk 12/10/2013 d.lu müşterek çocuk Hira Nur ile davalı baba Mehmet Şirin arasında şimdilik her ayın 1. Ve 3....

      UYAP Entegrasyonu