Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar davacı baba, annenin kişisel ilişki konusunda sıkıntı yarattığını, icra marifetiyle 4 kez çocuğu almaya gittiğini, 3 seferinde çocuğun hazır bulundurulmadığını, bu şekilde kişisel ilişkinin engellendiğini ifade etmiş ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere mevcut koşullar altında kişisel ilişki sağlanmasında annenin ihmalkar davrandığı görülmekte ise de; boşanma kararının 25.06.2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 15.02.2021 tarihide açıldığı, davacının 20.08.2019 tarihinde icra takibi başlattığı, kişisel ilişkinin sağlanamadığı 23.01.2021 tarihinde annenin çocuğu faranjit nedeni ile hastaneye götürdüğü, daha sonra tanık beyanına göre kendisi bizzat babaya teslim etmek istediğinde babanın cenaze sebebi ile çocuğu teslim alamadığı anlaşılmaktadır....

Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....

Hukuk Dairesince 28.05.2019 tarih, 2018/1360 esas ve 2019/1014 karar sayılı kararla davalının tedbir nafakasına ve velayete yönelik istinaf talepleri esastan reddedilmiş, kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebi kısmen kabul edilmiş, ortak çocuk ... ile davalı baba arasındaki kişisel ilişki kaldırılarak tekrar düzenlenmiş ve velayet ile nafaka yönünden kesin, kişisel ilişki yönünden temyiz yolu açık olarak karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Velayetin tedbiren düzenlenmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m. 362/1-ç). Kişisel ilişkinin düzenlenmesine yönelik açılan davalar ise, bağımsız olarak açılırsa bu davalarda verilen kararlara karşı temyiz yolu açıktır....

    yeni eşine karşı doldurarak olumsuz yönde etkilediğini, babanın ekonomik ve sosyal durumunun davalıya göre daha iyi olduğunu ileri sürerek, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, bu mümkün olmadığı takdirde mevcut kişisel ilişkiye ek olarak her yıl yarı öğrenim dönemi boyunca ve yaz ile sömestr tatilinin tamamında, bunun mümkün olmadığı takdirde ise yine mevcut kişisel ilişkiye ek olarak yaz ve sömestr talillerinin tamamında yatılı olarak bu da mümkün olmaz ise mahkemenin uygun göreceği şekilde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmesini istemiştir....

    Baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygusunun tatminini sağlamaktan uzak olup, ortak çocuğun ayın belli hafta sonları, bayram, yarı yıl ve yaz tatillerinde baba yanında yatılı kalmasına olanak sağlayacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekir. Ayrıca değişen koşullar, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişki düzenlemesi ileriki yıllarda her zaman yeniden istenebileceğinden ortak çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde ileri ki yıllardaki ilişkinin ne şekilde gerçekleştirileceğinin belirlenmesi de doğru olmamıştır. 5-Davacı kadının davası kabul edildiğine göre, davalı erkeğin bir davası bulunmamasına rağmen, davalı erkek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırıdır....

      Davacı-davalı anne kişisel ilişkinin kaldırılması, olmadığı taktirde azaltılmasını, iştirak nafakasının artırılmasını istemiş, davalı-davacı baba ise velayetin değiştirilerek kendisine verilmesini, olmadığı taktirde kişisel ilişkinin arttırılmasını talep etmiştir. Mahkemece kişisel ilişkinin azaltılmasına karar verilerek babanın taleplerinin reddine karar verilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

        Tarafların kişisel ilişkiye yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; Çocukla, velayet kendisine bırakılmayan ebeveyn arasında düzenli kişisel ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürdürme çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişkiyi elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Bu hak, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği taktirde, kısıtlanabilir veya engel olunabilir. Kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu gelişimi için tanınmıştır. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını TMK'nın 324/1. maddesinde gösterilen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa kişisel ilişki hakkı kendilerinden alınabilir (TMK'nın 324/2. maddesi)....

        HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davacı erkek vekilinin, kişisel ilişki süresine, velayetin değiştirilmemesine ve iştirak nafakasının kaldırılmamasına yönelik istinaf taleplerinin, davalı kadın vekilinin ise yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve erkek lehine yoksulluk nafakası yönünden yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davacı erkek vekilinin yoksulluk nafakasının tümüyle kaldırılmamasına, davalı kadın vekilinin ise yoksulluk nafakasının indirilmesine yönelik istinaf taleplerinin HMK'nın 352. maddesi gereğince REDDİNE, C-Davalı kadın vekilinin kişisel ilişkinin genişletilmesine yönelik istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4.bendinin KALDIRILARAK yeniden hüküm tesisine, BUNA GÖRE; 4.bent yerine geçmek üzere; Davacı erkeğin kişisel ilişkinin genişletilmesi talebinin reddine, Ç-Davacı erkek vekilinin yargılama...

        Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK md. 181/1- 2). (1) Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. (2)Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK md. 324). Çocuklar ile ana veya baba arasında düzenlenen kişisel ilişki ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır....

        Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. TMK'nın 331 maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler....

        UYAP Entegrasyonu