Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas sayılı dosyasından görevsizlikle geldiğini ve mahkemenin 27.05.2022 tarihli tensip tutanağının 15. maddesinde davacı vekilinden arabuluculuk son tutanağının ibrazı talep edildiği ve kesin süre verildiğinin anlaşıldığını, davanın açıldığı esnada arabuluculuk görüşmesinin yapılmış olması ve anlaşmama son tutanağının düzenlenmiş olması gerektiğinden, davanın açılmasından önce zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin maliki olduğunu, müvekkili ...'...

    CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının dava dilekçesi taraflarına tebliğ edilmediği, UYAP ortamından yapılan incelemede dava dilekçesine eklenen arabuluculuk tutanağının müvekkil ile bir ilgisi olmadığı tespit edilmiş, bahse konu -------------- kaza tespit tutanağında yer alan ve --------- plakalı aracın sahibi ile gerçekleştirildiği, bu sebeple müvekkile ilişkin talep ve iş bu huzurdaki davanın ikame edilmesinden evvel usul hukukuna ilişkin kurallara ------- edilmediğinden ------ davanın usulden reddini, kaza tespit tutanağına göre sorumlu -------------- yokluğundan davanın reddini, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davaya konu edilen kazaya ilişkin --------- kaza tespit tutanağının ibraz edilmesini talep etmiş olup, iş bu belgeye karşı her türlü itiraz ve beyan haklarının saklı kalmak kaydı ile, davacının davasının reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

      Dosya içerisinde 23.02.2015 tarihli makine mühendisinden alınan raporda, hasarın trafik kaza tespit tutanağında anlatılan olayın oluş biçimine göre uygun olduğu kanaatine varıldığı,davacıya ait araç sürücüsünün kusursuz olduğu belirtilmiştir. 24.04.2015 tarihli sigorta eksperi tarafından alınan raporda ise,yaralamalı trafik kazalarında, anlaşmalı tutanak tutulmayacağı ve yaralanmalı kazalarda polis ya da jandarma tarafından tutulması gerektiği, 18.02.2013 tarihli kazası ile 24.04.2013 tarihli kazası oluş şekilleri itibari ile aynı olduğu, olayın mizahsen olup davacının hasar talebinde bulunma hakkı olmayacağı açıklanmıştır. 13.07.2016 tarihli ATK raporunda ise Hazine Müsteşarlığı 28.12.2007 tarihli ve 2007/27 sayılı Kaza Tespit Tutanağı Uygulaması hakkında genelgesinin istisnalar hakkında maddesine Anadolu Sigorta Maddi Hasarlı Trafik Kaza Tespit Tutanağının arka yüzündeki yazıya ve kazaya karışan ... plakalı otomobilin ZMSS Poliçesine göre, trafik kazası ölüm veya yaralanma veya bedeni...

        Davacı taraf, davaya konu kazaya ilişkin olarak düzenlenen kaza tespit tutanağı ile, kazaya karışan karşı araç sürücüsünün asli ve davacıya ait araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunun saptandığı gerekçesiyle davalılara husumet yöneltmiştir. Mahkeme tarafından, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi bakımından iki ayrı rapor alınmış ve alınan bu raporlardaki değerlendirmelerin bir kısmına itibar edilmiş; kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığı ve kazaya dava dışı meçhul aracın sebep olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca, bilirkişi raporları ile kazanın oluş biçimi saptandığı için de kaza tespit tutanağını düzenleyen tutanak mümzilerinin dinlenilmesine gerek görülmediği belirtilerek, karşı araç sürücüsü ile davacıya ait araç sürücüsünün kazada kusuru olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece hükme esas olunan raporun karar vermeye elverişli olmadığını, bilirkişinin sürücünün beyanı çerçevesinde bir başka aracın sıkıştırması ile kazanın meydana geldiğini kabul ederek rapor tanzim ettiğini, davalının ilk defa cevap dilekçesinde dayandığı iddiaya istinaden kazanın davalının beyanı gibi olduğunun kabulünün hatalı olduğunu, kaza tespit tutanağının aksi ispatlanıncaya kadar olayın oluşunu belirleyen kanıt olduğunu, kaza tespit tutanağında da aracın 900 kg istiap haddinin aşıldığını tespit ettiğini, aksi kanıtlamadığına göre kazanın istiap haddinin aşılmasından kaynaklandığının kabulü gerektiğini, raporun çelişkili olduğunu, mahkeme gerekçesindeki sürücünün aksi ispat edilemeyen savunmasına göre başka aracın sıkıştırması ile şerit ihlali nedeniyle kazanın meydana geldiğinin kabulü edilmesinin de hatalı olduğunu, dosya içerisinde başka bir aracın sıkıştırmasına dair delil bulunmadığını belirterek...

            CEVAP : Davalı duruşmada alınan beyanında; kaza tutanağının hatalı tutulduğunu, bu tutanağa Araklı'daki adliyede itiraz ettiğim ancak itirazının kabul edilmediğini, kazada kusuru olmadığını, araca arkadan vuran kişinin diğer araç ve diğer aracın sahibi olduğunu, kaza tespit tutanağında çizilen resmin yanlıştır, buna göre düzenlenen raporu kabul etmediğini, davanın reddini talep ettiği görülmüştür....

            Davacının talebi, taraflar arasında gerçekleşen trafik kazasındaki tarafların kusur oranları tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece dava esasa kaydedilerek ve tespit davası olarak görülerek, yapılan yargılama sonucunda tespit hükmü tesis edilmiştir. Tespit davasının şartı, hukuki yarardır. Yani, davacının tespit davasına konu yapılan hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararının bulunması şarttır. Bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu, tespit davası açılabilmesi için tek başına yeterli değildir. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının dava açmada hukuki yararı yoktur. Buna göre eda davası açması mümkün olan davacının, aynı konuda tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Somut olayda, davacı delil tespiti isteminde bulunmuş olup, derhal eda davası açmasının mümkün olmasına göre, tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/451 Esas KARAR NO : 2021/524 DAVA :İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 26/05/2021 KARAR TARİHİ : 17/06/2021 K.YAZIM TARİHİ : 18/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında; TALEP:Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı arasında 07/05/2020 tarihinde araç kiralama sözleşmesi imzalandığı; sözleşme hükümleri uyarınca olası bir kaza durumunda kiralayana derhal bildirim yapılarak polis huzurunda kaza tespit tutanağının düzenlenmesi gerektiği; davalının 02/10/2020 tarihinde kaza yaptığını davacıya bildirdiği ve kazaya ilişkin resimleri davacıya ... kanalıyla gönderdiği, ancak herhangi bir kaza tespit tutanağının tutulmadığı, aracın kira sözleşmesi sonunda müvekkiline teslim edilirken söz konusu hasarların araçta halen mevcut olduğu, teslim anındaki hasarların tutanak altına alındığı, araçtaki maddi hasarlar nedeni ile meydana gelen zararın tazmini...

                , 12- Çekişmeli 102 ada 251 parselde yer alan taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile, 13- Çekişmeli 102 ada 279 parselde yer alan taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile, 14- Çekişmeli 102 ada 306 parselde yer alan taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile, 15- Çekişmeli 102 ada 308 parselde yer alan taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile, 16- Çekişmeli 102 ada 317 parselde yer alan taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile, 17- Çekişmeli 103 ada 70 parselde yer alan taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile, 18- Çekişmeli 111 ada 190 parselde yer alan taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile, 19- Çekişmeli 112 ada 45 parselde yer alan taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile, 20- Çekişmeli 149 ada 18 parselde yer alan taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile, 21- Çekişmeli 168 ada 57 parselde yer alan taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile, 22- Çekişmeli 173 ada 2 parselde yer alan taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile, 23- Çekişmeli 173...

                  Kaza tespit tutanağında sürücü olarak tespit edilen, suç üstlenen davalının dava açılmasına sebebiyet vermesi, kaza tespit tutanağında sürücü olarak tespit edilen davalının arkadaşının suçunun üstlendiğinin davacı tarafından bilenemeyeceği, davacının kaza tespit tutanağının doğruluğuna inanarak dava açması nedeniyle davalı lehine hiç vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olduğu anlaşılmıştır.(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 2013/10570 E. 2014/10824 K. ilamı da bu yöndedir.) Bu itibarla davalı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu