Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çocuklar ile velayet sorumluluğuna sahip olan anne arasında çıkar çatışmasının bulunduğu nazara alınarak çocukları davada temsil etmek üzere kayyım atanması için (TMK m. 426/2) yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması, atanacak kayyımın duruşmaya çağrılması, göstermeleri halinde tarafların ve kayyımın delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik hasım ve eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.05.2017 (Çrş.)...

    Çocuklar ile velayet sorumluluğuna sahip olan anne arasında çıkar çatışmasının bulunduğu nazara alınarak çocukları davada temsil etmek üzere kayyım atanması için (TMK m.426/2) yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması, atanacak kayyımın duruşmaya çağrılması, göstermeleri halinde tarafların ve kayyımın delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik hasım ve eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 31.05.2017(Çrş.)...

      Çocuklar ile velayet sorumluluğuna sahip olan anne arasında çıkar çatışmasının bulunduğu nazara alınarak çocukları davada temsil etmek üzere kayyım atanması için (TMK m. 426/2) yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması, atanacak kayyımın duruşmaya çağrılması, göstermeleri halinde tarafların ve kayyımın delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik hasım ve eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.01.2017 (Salı)...

        Sayılı kararı ile en büyük mal memuru ilgili şahıslara kayyım atanmış olduğunu, 3561 sayılı Kanun kapsamında kayyım atanması ve kayyımlıkla ilgili yürütülecek işlemler hususunda Mili Emlak Genel Müdürlüğü'ne verilmiş bir görev veya yetki bulunmadığından, Milli Emlak Genel Müdürlüğünün Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devri ile kayyımlık dosyalarının devrinin gerçekleşmesinin yürürlükteki mevzuata göre sorun oluşturacağı değerlendirildiğinden, bu aşamada vesayet makamınca verilen kayyımlık kararı değişmedikçe kayyım olarak illerde defterdarın ilçelerde ise malmüdürünün kayyımlıkla ilgili iş ve işlemleri yürütmeye devam etmesi gerektiği, diğer yandan devam eden kayyım atanması taleplerine ilişkin işlemlerde de mevcut mevzuat hükümlerine göre kayyım olarak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlerinin atanmasının mümkün olmadığı Hazine ve Maliye Bakanlığı (BAHUM)'un 08.01.2019 tarih ve 713 sayılı yazıları bildirildiğini, bu nedenlerle davalı taraf Kayyımın Mersin Defterdarı olarak değiştirilmesi...

        kayyım tarafından raporların süresinde dosyaya ibraz edildiği anlaşıldığından bu talebin reddine karar vermek gerekmiş, yine aynı dilekçe ile şirket araçlarının özel amaç ile kullanılıp kullanılmadığı hususunda rapor düzenlenmesinin istenmesinin talep edildiği, bu talebin dava konusu ile alakası olmadığından yerinde görülmeyerek reddine karar vermek gerekmiş, davacı vekillerinin duruşmada kayyımın görevinden alınarak yerine başka kayyım atanmasını mahkeme aksi kanaatte ise şirkete yönetici kayyım olarak ek kayyım atanmasını talep etmiş, dosya kapsamı ve toplanan deliller doğrultusunda davacı vekillerinin kayyımın değiştirilmesi talebinin somut verilere dayanmadığı anlaşıldığından bu taleplerinin reddine, ek kayyım atanması taleplerinin ise dava niteliği ve gelmiş olduğu nokta bakımından bu aşamada reddine ..." gerekçesiyle davacı vekilinin ticari defter ve kayıtların istenmesi talebinin dışındaki tüm taleplerin reddine karar verilmiştir....

        Yine davada çocuğa kayyım atanması yasal olarak zorunlu değilken, kayyım atanması ve kayyım duruşmaya gelmediğinden bahisle kayyım yönünden dosyanın ilkinde işlemden kaldırılması ikincisinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalı olmuştur. Yine mevcut dava yazılı yargılama usulüne tabu olmasına rağmen ikinci kez takipsiz bırakıldığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalı olmuştur. Öncelikli olarak yenileme harçlarının alınması, 04/10/2022 tarihinde dosyanın hatalı olarak işlemden kalktığı anlaşıldığından davaya devam edilmesi, çocuğunun isminin düzeltilmesi yönünden görev hususunun değerlendirilmesi, eldeki davada yazılı yargılama usulü dikkate alınarak yargılamaya devam edilmesi, dosyada taraf olmayan kayyım hakkında karar verilip verilmeyeceği hususlarının değerlendirilerek karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....

        Hemen belirtmek gerekir ki; tapu iptal ve tescil davalarının kayıt maliklerine yöneltilmesinin zorunlu olduğu, kayıt malikinin kim olduğu belirlenemiyor ise, kayyım atanması ve kayyımın görev ve sorumluluklarıyla ilgili 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun Kanun hükümleri dikkate alındığında, ilgililerin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla davanın kayyıma yöneltilmesinde zorunluluk bulunduğu açıktır. ./.. Bilindiği gibi; kayyımın kayıt maliki yerine geçip onu temsil etme yetkisini haiz olduğu, onun aleyhine açılan davanın da görülebilir olduğu kuşkusuzdur....

          Nitekim, Tük Medeni Kanunun 588.maddesinde de, belirli mal varlığının yönetiminden bahsedildiğine göre, belirtilen kayyımın yönetim kayyımı olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda kendilerine kayyım tayin edilen kişilerin de dahil olduğu taşınmazlar hakkında tapu kaydında düzeltim davası açılması üzerine Ali Osman ve Saadet'e anılan davada ulaşılamadığından kayyım tayini davası açıldığı, talep edilen kişiler yönünden açılan dava sonucunda kendilerine kayyım atandığı anlaşılmaktadır. TMK'nın 477/1.maddesinde temsil kayyımlığının, kayyımın yapmakla görevlendirildiği, işin bitmesi ile sona ereceği düzenlenmiştir. Bu durumda dava konusu taşınmazlara yönetim kayyımı atandığını söylemeye imkan bulunmamaktadır....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/388 esas 2016/773 karar sayılı dosyasında; Aydın İli, Cuma Mahallesi 220 Ada 11 Parselde kayıtlı Hacı Hafız Kızı Saliha'nın 2/168, Hacı Hafız oğlu Rıza'nın 4/168, Hacı Hafız oğlu Ahmet'in 4/168 hissesinin iptali ile bu hisselerin Halil Paşa Vakfı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, dolayısıyla kayyımın işlevinin ortadan kalktığı, davanın konusuz kaldığı" gerekçesi ile kayyım yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde Aydın 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/456 esas 2010/1251 karar sayılı dosyasında atanan kayyımın yönetim kayyımı olduğu, kayyımın Hacı Hafız Kızı Saliha'nın, Hacı Hafız oğlu Rıza'nın, Hacı Hafız oğlu Ahmet'in paylarının Aydın 1....

          Sulh Hukuk Mahkemesinin 1997/1075-1110 sayılı kararıyla kayyım tayin edildiğini ve taşınmazın 10 yıl boyunca resmen kayyım tarafından idare edildiğini ileri sürerek, bu kişinin gaipliği ile taşınmazın hazine adına tescilini istemiştir. Dava hasımsız olarak görülmüştür. Mahkemece, gaipliği istenen kişinin kim olduğunun belirli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava; Türk Medeni Kanununun 588. maddesine dayalı gaiplik, iptal ve tescil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, gaipliği istenen kişinin kim olduğunun belli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 63 ada 27 parsel sayılı taşınmazın 1997 yılından beri kayyım ile yönetildiği, davanın hasımsız olarak görülüp karara bağlandığı anlaşılmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu