Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında davada TMK 427. madde hükmüne göre yönetim kayyımı atanması doğrudur. Bu nedenle, kayyım vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, ... yönünden vasinin değiştirilmesi, ... yönünden ise atanan kayyımın değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, kısıtlı ....a vasi olarak atanan ...'ın vasiliğinin kaldırılması ile kısıtlı ...'a kayyım atanan ...'ın kayyımlığının kaldırılarak, tarafsız kişilerin vasi ve kayyım olarak atanması istenilmiş; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararına karşı davacı vekilince, şahsa ilişkin nedenlerle itiraz edilmiştir. Temyiz, vasinin şahsına itiraz niteliğindedir....

    da kayyımı atayan ceza mahkemesine kayyımın şahsı ile ilgili olarak şikayette bulunulmasının önünde bir engel bulunmadığını, şikayeti değerlendiren mahkeme şikayeti geçerli gördüğü takdirde kayyımın görevine son vererek yeni bir kayyım görevlendirebileceğini, CMK 133/3 maddesinde kayyımın işlemlerine karşı gidilecek mahkeme ile ilgili olarak Türk Medeni Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerine atıfta bulunulduğunu, TTKya göre kayyım atamaya asliye ticaret mahkemesi görevli olup kayyım arandığı mahkemenin denetimine tabi olacağından kayyımın işlemlerine karşı şikayet de asliye ticaret mahkemelerine yöneltileceğini, Davalı şirketi basiretli bir tacir gibi idare etmeyen kayyum heyetinin ihtiyati tedbir kararı ile görevden el çektirilmesine ve bu kayyum heyeti yerine sayın mahkemece atanacak yeni bir heyetin görevlendirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar...

      TMK'nın 427.maddesi ile kanun gereği yönetim kayyımı atanması düzenlenmiştir. Davacı ortaklığın giderilmesi davasında tebligat yapılamayan Şenay Collins'e kayyım atanmasını talep etmiş olup, mahkemece TMK'nun 426.maddesi uyarınca kayyım adayları arasından seçilecek birinin kayyım olarak atanması gerekirken T3 kayyım olarak atanması doğru olmamıştır. İlk derece mahkemesince yapılan araştırma ve incelemenin de karar vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. O halde, Karşıyaka 3....

      Maddesi "temsil kayyımlığı, kayyımın yapmakla görevlendirildiği işin bitirilmesiyle sona erer. Yönetim kayyımlığı, kayyımın atanmasını gerektiren sebebin ortadan kalkması veya kayyımın görevden alınmasıyla sona erer." Somut olayda; davanın dava konusu taşınmazlara atanan kayyım kararının kaldırılması talebine ilişkin olduğu, mahkemece davanın kabulü ile kayyımlığın kaldırılmasına karar verildiği, davalı tarafça davacıların tapu maliklerinin mirasçıları olmadığı, kayyımlığın sona erdiğinin tespitinin veraset ilamı ibrazı ile sulh hukuk mahkemesinden isteneceği, eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle istinaf isteminde bulunulduğu , Yapılan değerlendirmede; Kütahya Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2002/1027 esas 2003/619 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazların da bulunduğu çok sayıda parsel hakkında hisse malikleri Ali Edirnelioğlu (Hasan oğlu) ve Hesna (yusuf kızını) temsil etmek üzere Kütahya defterdarının kayyım olarak atanmasına karar verilmiş, Kütahya 2....

      Dava, limited şirkete kayyım atanması talebinden ibaret olup, davacı iş bu davayı hasımsız olarak açmıştır. Davanın, kayyım atanması talep edilen şirket aleyhine açılması gerekir. Limited şirketin müdürünün dahi davacının kendisinin olması bu zorunluluğu ortadan kaldırmaz. Bu surette davanın hasımsız olarak görülmesinin mümkün bulunmadığı, hukukumuzda dahili dava müessesesinin de mevcut olmaması nedeniyle açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

        Hemen belirtmek gerekir ki; kayyımın atanması, görev ve sorumluluklarını düzenleyen 4721 sayılı TMK'nın ilgili hükümleri ile 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun hükümleri dikkate alındığında; ilgililerin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla malvarlığına yönelik bu tür davaların kayyıma yöneltilmesinde zorunluluk vardır. Somut olayda, davanın hasımsız açılması nedeniyle yargılamanın görülebilirlik koşulu olan taraf teşkilinin sağlanmadığı, bu durumda davanın reddi gerekeceği açıktır. Hal böyle olunca, davanın reddedilmesi açıklanan gerekçe ile ve sonucu itibariyle doğru olduğundan davacının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 08.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.02.1953 tarihli ve 1953/45 sayılı kararıyla Halil oğlu Veli’nin mirasçılarının tespit edildiği, ölüm tarihi olan 1907 itibarıyla mirasçılarının belli olduğu, kayyım atanmasının yersiz ve geçersiz olduğundan hareketle davanın reddi yönünde hüküm tesis edilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmaz malikine yönelik kayyım atanması kararının kaldırılması yönünde bir karar bulunmadığı hususu gözetilerek, kayyımın dava açmasında herhangi bir hukuka aykırı durum bulunmadığı gerçeğinden hareketle davanın esası hakkında bir yargılama yapılarak hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            Nitekim, Tük Medeni Kanunun 588.maddesinde de, belirli mal varlığının yönetiminden bahsedildiğine göre, belirtilen kayyımın yönetim kayyımı olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda gaipliği talep edilen kişi hakkında Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/725 E sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, ancak gaipliği talep edilen bu kişiye ulaşılamadığından kayyım tayini davası açıldığı, Gebze Aile Mahkemesi'nin 2004/279 esas 2004/359 karar sayılı kararına konu olan bu uyuşmazlık yönünden mahkemece davanın kabulü ile, Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/725 E sayılı dosyasında belirtilen gaipi temsil etmek üzere kayyım olarak atandığı anlaşılmaktadır. TMK'nın 477/1.maddesinde temsil kayyımlığının, kayyımın yapmakla görevlendirildiği, işin bitmesi ile sona ereceği düzenlenmiştir. Bu durumda dava konusu taşınmaza yönetim kayyımı atandığını söylemeye imkan bulunmamaktadır....

            Şirkete kayyım atanması davasında davanın şirketin yöneltilmesi asıldır. Aksi taktirde davanın husumet yönünden reddi gerekir. Ancak, -------- hissedarlarının davada taraf olması nedeniyle artık davanın husumet yönünden reddine gerek bulunmadığı bu haliyle esasa girilebileceği mahkememizce belirlenmiştir. Davacının şirkete kayyım atanmasını isteme sebebi, şirketin yönetimsiz kalmasıdır.------kaldığında ki, bu şirket yöneticisinin ölmesi halinde ya da şirket yönetim kurulunun toplanmasının imkansız olması halinde mümkündür; şirkete TMK 427/4 maddesi gereğince kayyım atamak gerekir. TTK 427/4 maddesi gereğince atanacak kayyıma ancak organsız ----için--- buna ilişkin işlemleri gerçekleştirmek için kayyım atanması mümkündür. Bu nedenle davacı tarafın ----- tescilli iken ----- tarafından terkin ettirilen markanın ihyası için ve şirket adına kayıtlı iken ----- --- markaların iptali için dava açmak yönünden kayyıma yetki verilmesi taleplerinin kabulü mümkün değildir....

              UYAP Entegrasyonu