Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nitekim davalı taraf da kayyım adına davaya cevap vermiştir. Ancak, dava kayyıma karşı açıldığı ve kayyım tarafından cevap verildiği halde Mahkemece gerekçeli karar başlığında davalı taraf “Siirt Valiliği Defterdarlığı” olarak gösterilmiş ve görevsizlik kararı verilmiştir. Ancak, davacı T1 ile davalı Defterdarlık makamı arasında herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı, davacı ile kayyım arasında kayyımlık kararın kaldırılması hususunda uyuşmazlık olduğu, “kayyım”ın şahsının 3533 sayılı Kanun’un kapsamında bulunmadığı ve davacının hasımsız olarak verilen kayyımlık kararının kaldırılmasını talep etmesi nedeniyle, dava konusu olayda 3533 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması mümkün değildir....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kayyım Tayini Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle taşınmazda 125/2400'er oranda pay sahibi olan Mehmet ve ...'in tapuda "soyisimleri" bulunmadığına göre bu paylara en büyük mal memuru kayyım tayin edilmekle, atama kararının 3561 sayılı Yasa ve Türk Medeni Kanununun 427/3.maddesi çerçevesinde ittihaz edildiğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 08.06.2011 (Çrş.)...

    Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler göz önüne alındığında; kayyım atama (üye görevlendirme) talebi yönünden ise sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğuna dair kanunda açıkca aksine bir düzenleme bulunduğu için asliye hukuk mahkemesi görevli değildir. Davada, usulsüz yönetim kurulunun dava süresince göreve devam etmemesi yönünden kayyım atanması da (üye görevlendirilmesi) istenmiştir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler göz önüne alındığında kayyım atama (üye görevlendirme) talebi yönünden sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu dikkate alınarak, tefrik kararı verilek ayrı bir esasa kayıt edilmesi ve dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, kayyım atanması isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının sunduğu veraset ilamındaki T6'in tapu kaydındaki malik T6 olup olmadığının davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, kayyım ataması yapılan davada mahallinden kolluk kuvvetleriyle başta olmak üzere resmi belge ve kayıtlara dayalı gerekli tüm araştırmalar yapıldıktan sonra kayyım atama kararı tesis edildiğini, mevcut kayyımlık kararının kaldırılması için geçerli bir hukuki nedenin bulunmadığını, davacının davasını ve iddiasını, kendisinin tapuda malik gözüken şahsa mirasçılığını ispatlaması gerektiğini, tapulama tutanağının incelenmesi sonucu kayyım tayin edilen ölü T6'in Şile Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/357 E - 2006/508 K sayılı veraset ilamında bahsi geçen ölü T6 olmadığını, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:Davanın reddine,karar verildiği anlaşılmıştır....

      İlk Derece Mahkemesince özetle; kayyım atanan Mehmet kızı Mevlüde'nin gerçek kimliği Mehmet kızı TC nolu Mevlüde Daşıyan olarak belirlenerek Diyarbakır ili Sur İlçesi Alipaşa Mah. 273 ada 23 parsele ait kayıtlarda Mehmet kızı Mevlüde kaydının Sur Tapu Müdürlüğünün 03.03.2017 tarih ve 1255 yevmiye nolu işlemi ile Mehmet kızı TC nolu Mevlüde Daşıyan olarak düzeltilmiş olmakla TMK 477/2. maddesi uyarınca kayyımlık kararının gerekçesinin ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Diyarbakır 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 17/11/2016 tarih 2016/185 Esas, 2017/49 Karar sayılı dosyası ile Diyarbakır ili, Sur ilçesi, Alipaşa mahallesi, 273 ada 23 parsel sayılı taşınmazda hissedar olan Mevlüde Mehmet kızı için verilen kayyım atama kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Kayyım vekili, mahkeme kararının yeterli araştırma ve incelemeye dayanmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek somut istinaf gerekçesi ileri sürülmeden istinaf isteminde bulunmuştur....

      Somut olayda; davalı ... genel kurula götürmek üzere kayyım atanması istenmiş, mahkemece kayyım atanması koşulları oluşmadığı gerekçesiyle bu talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler göz önüne alındığında; kayyım atama talebi yönünden sulh hukuk mahkemesi görevli olduğundan asliye hukuk mahkemesince kayyım atama davasına bakma görevinin kendisine ait olmadığı kabul edilerek dava dosyasının tefrik edilip ayrı bir esas numarası üzerinden dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken kayyım atama talebinin esastan incelenerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı müdahil tarafa iadesine, 23.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Kayyımlık kararının kaldırılması, tapuda malik görünen İsa oğlu Tevfik ve İsa kızı Feride ile veraset belgesi sunulan “ T15”ın aynı kişiler olduklarının ve davacıların da adı geçenin mirasçısı olduğunun her türlü tereddütten uzak duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ile mümkündür.(Yargıtay 8.HD.2017/17108 E., 2018/9393 K.) Her ne kadar bir kısım tanık beyanlarında aynı kişi oldukları beyan edilmiş ise de ve diğer araştırmalarla bu husus desteklenmemiş ve bu dosya ve kayyım atama dosyası tanığı Gülşen İnal tarafından kayyım atama kararı temyiz edilmiş ise de karar onanmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün talep eden/kayyım vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, esasen... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 14.11.2002 gün, 2002/464 Esas, 2002/505 Karar sayılı kayyım atama kararının... 1....

          yerine getirdiğini, sermayeyi azaltacak bir işlem yapılmadığını, şirketin pirim ve vergi borcu bulunmayıp, kâr durumda olduğunu, iddia olunanın aksine şirketin sadece bir aracının, o da sık sık arızalandığından ve masrafa yol açtığından satıldığını, parasının da şirket kayıtlarına intikal ettirildiğini, kayyım atanmasını getirtirecek haklı bir neden bulunmadığını, kaldı ki husumetin şirkete de yöneltimesi gerektiğini ileri sürerek, kayyım atanmasına ilişkin tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

            ü kayyım olarak ataması kararının yeniden incelenerek kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. ......

              UYAP Entegrasyonu