Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, kayyım atama karar tarihi ile huzurdaki davanın açılma tarihi arasında 10 yıllık süre geçmediğinden davalı Hazine lehine zilyetlikle edinim koşullarınında oluşmadığı anlaşılmakla yerinde bulunmayan davalı istinafının HMK 353/1- b-1 maddesi gereği esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

'a kayyım atandığına dair karar bulunamadığı gibi, duruşmalarda da kayyım tayin edilmemiştir. Bu nedenle ismi geçen paydaşlar hakkında verilen kayyım atama kararı varsa dosya arasına eklenmesi gerekir. Söz konusu temyiz harcı yatırıldıktan ve kayyım atama kararı dosya arasına eklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 11.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kayyım Atanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle Ali oğlu Süleyman ve Hasan oğlu Hacı adlarına kayıtlı olan paylara İstanbul Defterdarı "kayyım" atandığına göre, atama kararının hem bu payların idaresine, hemde adı geçen pay sahiplerini temsile matuf olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA oybirliğiyle karar verildi.21.11.2012 (Çar.)...

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 1989/75 esas ve 1989/42 karar sayılı kayyım atama dava dosyası dosya içerisine konulup, dosya bulunamadığı takdirde mahkeme kararının kesinleşme şerhli tasdikli bir örneği ve kayyım atama kararının sona erip ermediğinin araştırılarak buna ilişkin belgeler dosya arasına alındıktan, 2- ......

        Sulh Ceza Hakimliği'nin 2016/3664 D.iş sayılı dosyasından atandığı, kayyım atama ve kayyım kararlarına yönelik her türlü istemin kararı veren mahkemeye yapılmasının yasal zorunluluk olduğu, kayyımların asliye ticaret mahkemesince atanmaması nedeniyle asliye ticaret mahkemesinin görev alanına girmediği,taşınmazların satış kararlarının iptali istemlerine bakmaya görev ve yetkinin kayyım atama kararı veren İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliği'ne ait olduğu, H.M.K.'da hukuk mahkemesi ile ceza mahkemesi arasında, davanın ceza mahkemesine gönderilmesine dair bir düzenleme bulunmadığı, dosyanın Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmesine karar verilemeyeceği gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....

          Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler göz önüne alındığında; kayyım atama talebi yönünden sulh hukuk mahkemesi görevli olduğundan asliye hukuk mahkemesince kayyım atama davasına bakma görevinin kendisine ait olmadığı kabul edilerek dava dosyasının tefrik edilip ayrı bir esas numarası üzerinden dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken kayyım atama talebinin esastan incelenerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,aşağıda yazılı bakiye onama harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine 23.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kayyımlığın kaldırılması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar kayyım vekili tarafından istinaf edilmiştir....

            D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kayyımlığın kaldırılması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar kayyım vekili tarafından istinaf edilmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde Dava, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak belirtilen kişinin açık kimliğinin tespit edilemediği gerekçesi ile verilen kayyım atama kararının iptali istemine ilişkindir. Dosyanın istinaf incelenmesinde; Mersin 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/1495 Esas 2018/904 Karar sayılı 23/02/2021 tarihli ek kararında kayyımlık kararı kaldırılması talebinin kayyım dosyası üzerinden yürütülmeyip ayrı bir esas üzerinden harçları yatırıldıktan sonra görülmesi gerekeceğinden davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür. Somut olayda; kayyımlık kararının kaldırılması talebi ayrı bir dava olarak açılmamış, kayyımlık kararının verildiği dosyaya sunulan dilekçe ile talepte bulunulması üzerine talebin usulden reddine ilişkin ek karar tesis edilmiştir....

            Şeklinde bir düzenleme içerdiğini belirterek Sapanca Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 06.10.2017 Tarih ve 2017/179 E. 2017/379 K. sayılı kararı ile kayyım olarak atama kararının kaldırılmasını talep etmiştir . Davalı Kayyım vekili cevap dilekçesinde özetle; Sakarya ili Sapanca İlçesi Memnuniye Mahallesi 132 ada 5 parsel sayılı taşınmazın muhtar ve bilirkişi beyanları ile Memnuniye nüfusuna kayıtlı 23 cilt 46 sayfa 02/04/1934 doğumlu Kazım kızı T1 adına tescil edildiğini, davacının nüfus kaydının incelenmesinde ise 54 cilt 42 hane nolu olduğu ve 01/01/1966 doğumlu olduğunu ve baba adının Kazim olduğu görülmekle davacı ile kayım tayin edilen kişinin aynı kişi olmadıklarından dolayı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu