nin ödenmeyen vergi borçları nedeniyle ortağı olduğu davacı şirketteki ortaklık, kar payı gibi hak ve alacaklarına haciz konulması amacıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 79. maddesi uyarınca kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen davacının süresinde itiraz etmemesi üzerine borç zimmetinde sayılarak davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir....
olduğunu, müvekkilinin bu zamana kadar şirkete karşı olan bütün borçlarını ifa etmesine rağmen şirketten herhangi bir şekilde kar payı almadığını, davalı şirket müdürü ve %51 hisseli ortağı olan ..., müvekkiline her yıl sözlü olarak şirkettin kar etmediğini ve kar dağıtımı yapamayacağını beyan ettiğini, bir Limited şirketin yegane amacının ticari faaliyet sonucu gelir elde etmek ve ortaklarına elde edilen gelirden kar payı dağıtmak olduğunu, ancak ne müvekkiline ne de devreden hissedar ...'...
Dolayısıyla davalının bu işe ilişkin olarak alacağı kar payına ilişkin yazılı bir anlaşma bulunmamaktadır. Davalı daha önce yapılan başka bir işe ilişkin kar paylaşım oranını gösteren bir belge sunmuş ve taraflar arasında tüm işlerde aynı oranın uygulanması yönünde teamül oluştuğunu savunmuş ise de, önceden yapılan tek bir işe ilişkin uygulamanın ticari hayatta teamül olarak kabul edilemeyeceği açıktır. Bilirkişi raporunda da davalının talep ettiği kar payı oranının yüksek olduğu, %25 oranın bu iş için uygun olduğu tespit edilmiştir....
Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, dava konusu taşınmazın eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı kadın adına edinildiğine, katkı payı alacağı istenebilmesi için, mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerektiğine; bu katkının ziynet, miras veya bağış yoluyla vs gibi elde edilen başka malvarlıklarının kullanılması ile toplu olarak yapılabileceği gibi, çalışan eşin gelirleriyle de yapılması mümkün olduğuna, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2021/647 KARAR NO : 2022/249 DAVA :Şirketin Fesih ve Tasfiyesi, Şirket Ortaklığından Çıkma, Kar Payı Alacağı DAVA TARİHİ : 08/11/2021 KARAR TARİHİ : 28/03/2022 YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Şirketin Fesih ve Tasfiyesi, Şirket Ortaklığından Çıkma, Kar Payı Alacağı davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 03/11/2006 tarihinden bu yana davalı şirketin %20 hisseli ortağı olduğunu, müvekkilinin, ortaklığın başladığı tarihten bugüne kadar şirketin iş ve işleyişiyle ilgili olarak diğer ortaklardan ve şirket yetkililerinden bilgi alamadığını, toplantılara çağrılmadığını, noter ihtarı sonrasında şirket kayıtlarında yapılan kısa ve yüzeysel bir incelemede dahi fiilen şirkette olmayan stokların kayden gözüktüğünün, şirketin finansal tablolarının gerçeği yansıtmadığının, şirketin defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığının izlendiğini, müvekkiline şirket ortağı...
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı alacağı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır(4721 sayılı TMK 227 m). Denkleştirme(TMK 230 m) hariç, tasfiyeye konu malvarlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır(TMK 227/1 m). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler(TMK 227/2 m). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır....
Dava dilekçesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin herhangi bir beyan bulunmadığı gibi dava dilekçesine arabuluculuk anlaşamama tutanağının eklenmediği, Uyap'ta yapılan kontrolde arabuluculuk dosyasının ilgili dosya bağlantısının yapılmadığı, buna göre arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açıldığı sabit olmakla, davacı tarafça açılan eldeki dava kar payı alacağı ve şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat davası olup bir miktar paranın ödenmesi talebine ilişkin olması nedeniyle TTK'nın 5/A-1 maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu davalardan olduğu, bu nedenle dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından HMK'nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Dava, kar payı alacağına ilişkin alacak davasıdır. Tüm dosya kapsamından; davacıların davalı şirkette paydaş olduğu, davalı şirketin 31.05.2012 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında alınan kararla paydaşlara kar payı dağıtmama kararı aldığı, Genel Kurul Kararının iptali için dava açıldığı ve genel kurul karının 7. maddesinin iptaline karar verildiği, tarafların davalı şirkette olan 1,19'luk payına isabet eden 158.038,64 TL'lik kar payı alacağının tahsili talebiyle işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davacı ... vekili 08.04.2022 tarihli dilekçesi ile dava konusu iddia ve taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiş, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır. Feragat, 6100 sayılı HMK'nın 307 vd. maddelerinde davaya son veren tek taraflı usul işlemlerinden sayılmış olup, tahkikat aşamasında iken davacı ... yönünden davadan feragat edildiği görülmektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna yaptıkları itirazda bu ödemenin 2019 yılında yapıldığı ve 27/11/2014- 09/01/2018 tarihleri arasındaki muhasebe kayıtlarında yer almadığını bu nedenle ancak 2019 ve sonraki yıllarda yapılacak olan kar payı dağıtımında gider ve masraf kalemi olarak hesaplanabileceğini mahkemeye bildirildiklerini mahkemece itirazlarının göz önüne almadan hatalı bir şekilde 2019 yılında yapılan ödemeyi önceki yıllarda dağıtılmış olması gereken ama dağıtılmayan kar payından mahsup etmiş ve netice itibari ile davanın reddine karar verdiğini kararın kaldırılmasını 30.950,54 TL üzerinden kar payı alacağını kabulünü talep etmiştir. DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan kar payı alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verildiği kararın davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, her ne kadar davacı taraf haklı nedenlerin varlığını ileri sürerek davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile kar payının ödenmesini istemiş ise de, davacının haklı neden olarak kendisine şirketten kar payı ödemesi yapılmadığı hususunu belirttiği, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, şirketin sadece 2011 yılında kar elde ettiği, diğer yıllarda sürekli zarar ettiği, 2011 yılında elde edilen karın ise şirket zararlarının kapatılmasında kullanıldığı, diğer ortaklara da herhangi bir kar payı dağıtımının yapılmadığının anlaşıldığı, ayrıca şirketin faaliyetlerine devam ettiği ve ödenmiş sermayesinin de korunduğu, fesih için haklı sebeplerin oluşmadığı, şirketin zarar etmesi nedeniyle dağıtılacak kar payı da bulunmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....