Aksi düşünce ile sermayeye iştirak nispetinin esas alınması halinde, dava konusu olayın tersi bir durumla karşılaşıldığında, çok düşük bir kar payı alan kuruluş için yüksek olan sermayeye iştirak payı nedeniyle, alınacak kar payının çok üzerinde bir istisnadan yararlanılması sonucunu doğuracaktır ki, bu da istisnanın getiriliş amacına aykırı olmaktadır. Bu durumda, istisna hesabında sermayeye iştirak nispeti esas alınarak bulunan matrah farkında ve bu tarhiyata karşı açılan davanın reddinde isabet görülmemiştir. Bu nedenle, ... Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının istisnaya ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, fon iadesine yönelik temyiz iddialarının reddine 13.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2017/6052 Esas sayılı dosyasında; a) Kurumsal finansmandan kaynaklanan 4.945.451,72 TL asıl alacak, 335,18 TL gecikme tazminatı kar payı olmak üzere toplam 4.945.786,90 TL alacak için davalılar tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, 4.945.451,72 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 11,79 oranında gecikme tazminatı kar payı mahrumiyeti ve bunun % 5 gider vergisi uygulanmak suretiyle, b) Kurumsal finansmandan kaynaklanan 10.956,52 USD asıl alacak için davalılar tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, 10.956,52 USD asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 3,03 oranında gecikme tazminatı kar payı mahrumiyeti ve bunun % 5 gider vergisi uygulanmak suretiyle, c) Kurumsal finansmandan kaynaklanan 272.781,50 EURO asıl alacak, 33,98 EURO gecikme tazminatı kar payı olmak üzere toplam 272.815,48 EURO alacak için davalılar tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, 272.781,50 EURO asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 3,64 oranında gecikme tazminatı kar payı mahrumiyeti ve bunun...
Dava, taraflar arasındaki kar payı paylaşım sözleşmesinden kaynaklı komisyon alacağı talebine ilişkin olup, Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK'nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta HSK'nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12, 13, 14 ve 43. Hukuk Dairelerine aittir. Bu itibarla, HMK m. 352 uyarınca Dairemizin görevsizliğine ve dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12, 13, 14 ve 43. Hukuk Dairelerinden birine gönderilmesine karar vermek gerektiği kanaatine oybirliğiyle varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/10/2015 gün ve 2012/539-2015/722 sayılı kararı onayan Daire’nin 10/06/2016 gün ve 2016/190 - 2016/6454 sayılı kararı aleyhinde davalılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, davalılar tarafından her istendiği an geri ödeneceği ve yatırılan paralar karşılığı faizsiz kar payı verileceği garantisiyle müvekkilinden 1993 yılında 24.732TL, 1994 yılında 55.017 TL, 1995 yılında 26.982 DM, 1999 yılı başında 13.000 DM alındığını, 1999 yılına kadar müvekkiline zaman zaman kar payı adı altında, ihtiyaç duyduğu takdirde de anaparanın iadesi şeklinde ödemeler yapıldığını, bu şekilde müvekkilinin 23.06.1999 tarihinde 15.000 DM, 01.11.2000 tarihinde 70.000 DM, 17.03.2000 tarihinde...
Tanımlar başlıklı maddesi altında Akdi Kar Payı ve Gecikme Cezasının, " 3.1. Kar Payı(Kar ya da Akdi Kar Payı): Her bir kredi/finansman veya mevzuatın kredi sayıldığı işlemde, tarafların mutabakatı ile belirlenen oran veya işbu sözleşme ya da eklerine istinaden belirlenecek oran esas alınarak hesaplanıp anaparaya/maliyete ilavesi gereken tutar." 3.2....
yla adi ortaklık sözleşmesi akdedildiğine ilişkin yazılı bir belge sunulmadığı, bu davalılarla adi ortaklık sözleşmesi akdedildiğinin yazılı belge ile ispat edilemediği, davacının adi ortaklığın feshi, tasfiyesi, ortaklık katılım payı alacağı ve kar payı alacağı talebinde bulunduğu, bu taleplerinin ancak adi ortaklığın tarafı olan davalı ...'na yöneltilebileceği, adi ortaklık sözleşmesinde imzası bulunmayan ... ve ...Ltd Şti'ne karşı bu taleplerin yöneltilemeyeceği anlaşıldığından ; ... ve ...Tic Ltd Şti açısından davanın pasif husumetten reddine, diğer davalı ... aleyhine açılan davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, yargılamaya bu dosya üzerinden devamına, tefrik işlemlerinin davacı vekilince yerine getirilmesine karar vermek gerekmiştir. Davalılar tarafından Mahkememizin 2022/805 E.sayılı 16/11/2022 tarihli ihtiyati haciz kararına itiraz edilmiştir. İİK 257....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın konusunun genel kurul kararlarının iptaline ilişkin olmayıp, davalı şirketin 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ait olağan genel kurul toplantılarının süresinde yapılmaması ve 06/07/2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımı kararının ve tüm genel kurul toplantılarında kar payı dağıtılmaması kararlarının hükümsüzlüğünün tespiti ve kar payı alacağı davası olup içeriği itibariyle bir tespit davası olduğunu, TTK hükümleri gereğince 3 aylık zamanaşımı süresinin genel kurul toplantılarının iptaline ilişkin olduğunu, hükümsüzlüğün tespiti davasında herhangi bir zamanaşımı ya da süre sınırı bulunmadığını, yine müvekkillerinin şirketin kurulduğu günden dava tarihine kadar ortağı olduğundan dava açma hak ve yetkilerinin TTK'da açık biçimde düzenlendiğini, yerel mahkemenin belirtilen hususlarda hukuki yanılgıya düşmüş olup zamanaşımı süresi geçmemiş olduğu gibi müvekkillerinin de dava açma hak ve yetkilerinin bulunduğunu, ayrıca...
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin sadece 2004 dönemi için kar payı dağıtma kararı aldığı, diğer dönemler için ortaklar kurulunun bu yönde herhangi bir kararının bulunmadığı, şirket bilançosundan ise şirketin sadece 2003 yılında kar ettiğinin anlaşıldığı, ancak belirtildiği üzere bu döneme ilişkin kar payının dağıtılmasına yönelik herhangi bir karar alınmadığı, bu haliyle davacının, davalı şirketten isteyebileceği muaccel bir kar payı alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....
payı dağıtımı ile ilgili olarak TTK'nın 470. maddesi uyarınca kar payı sadece safi kardan ve bu amaçla ayrılmış olan yedek akçelerden dağıtılabileceğinden 30.582.869,29 TL tutarındaki 2010 yılı karından TTK hükümleri doğrultusunda 39.592.181,64 TL tutarındaki 2009 yılı zararının mahsup edilmesi gerektiği, genel kurul kararının TTK hükümleri doğrultusunda uygulanması sonucu fiilen dağıtılacak kar bulunmadığından bu hususun ortaklara bildirilmesine" yönünde karar alındığını, genel kurul kararına rağmen yönetim kurulunun bu şekilde karar alamayacağını, kar payı dağıtımının genel kurulun yetkisinde olduğunu, kar payı dağıtımı kararı doğrultusunda müvekkilinin hissesine düşen kar payı alacağının tahsili için ... 26....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02.02.2012 tarih ve 2010/122-2012/28 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette hissedar olduğunu, ancak 2001 yılından itibaren müvekkiline kar payı ödenmediğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirketteki hisselerine tekabül edecek kar payı karşılığı için şimdilik 8.000 TL'nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket vekili, kar payı istenen dönemde şirketin kar elde etmediğini bilançoların genel kurulca ibra edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına dayanılarak, davalı şirketin 2001-2009 yılları...