Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı şirketin ana sözleşmesinde kar dağıtımı hakkında özel bir düzenleme olmadığından şirketin elde ettiği net karın, ancak TTK.nın 559. maddesi gereğince ortaklar kurulu kararı ile dağıtılabileceği, nitekim 16/02/2011 tarihli Genel Kurul Kararı ile kar payı dağımına karar verildiği ve davacıya karar verilen dönem için 66.033,17 TL kar payı ödendiği, davacının davalı şirketin sermaye değerinin vs. tespiti taleplerinin yerinde görülmediği, davacının A grubu hissedar olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....
kısıtlanacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığını, genel kurulda kurucuların kar payı alma haklarının kısıtlanmasının hukuka aykırı olduğunu, tarafına ödenmeyen kar paylarının tahsili için yaptığı icra takiplerine davalının itirazlarının haksız olduğunu ileri sürerek, kurucular ile banka hissedarları arasındaki sözleşmede kurucuların kar payı alma maddesine ilişkin yapılan kısıtlama kararının geçersiz olduğuna, davalının 142.553,76 TL borçlu olduğundan icra takiplerine yaptığı itirazların iptali ile takiplerin devamına ve icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; yargılama sırasında yaptığı ıslah ile ... 4....
ye verilen zararlardan kaynaklanan tazminat talebinin 1.323.839,14 TL üzerinden kabulüne, kar payı alacağı talebi yönünden ise reddine dair verilen karar, davacı vekili ile adli yardım talepli olarak davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş, davalılardan R..... E...... temyiz talebinden feragat etmiş, diğer davalıların adli yardım talepleri kesin olarak reddedilmiş, gerekli temyiz masrafının yatırılmaması üzerine temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmalarına karar verilmiş, bu karar davalılar vekilinin, asıl karar da davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır. Bu kez davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir....
Ankara 10.Sulh Hukuk Mahkemesince; talebin kar payı alacağının ödenememesi nedeniyle tevdi mahalli tayinine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Ankara 14.Asliye Ticaret Mahkemesince ise; talebin, ticaret hukukundaki çekişmesiz yargı işleri arasında sayılmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
ye ödenmesine; kar payı alacağı talebinin ise reddine dair verilen karar davacı vekili ile adli yardım talepli olarak davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş, davalılardan ... temyiz talebinden feragat etmiş, diğer davalıların adli yardım talepleri kesin olarak reddedilmiş, gerekli temyiz masrafının yatırılmaması üzerine temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmalarına karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmiştir. Dairemizce davalı ...'in temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine, davalı ... dışındaki diğer davalılar vekilinin mahkemenin hükmün temyiz edilmemiş sayılmaya ilişkin ek kararına yönelik temyiz itirazlarının reddi ile ek kararın onanmasına, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davalılar ..., ..., ... ve ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
-TLyi talep etme hakkı bulunduğu, davacı tarafından (tasfiye payı yanında) talep edilen kar payı olan 35 adet kuzu ve sözleşmede kararlaştırılan senede bir koyun başına 1 Kg peynir için ise, kar elde edildiğine ve davalıda bulunduğuna dair bir delil mevcut olmadığından davalının kardan sorumlu tutulamayacağı, mahrum kalınan karın talep edilebilmesi için bu karın ortaya çıkabileceğinin belirlenmesi gerektiği gibi, sözleşmenin feshinin davalı tarafından haksız olarak yapılmış olması gerekli olduğundan ve davalı sözleşmeyi haksız olarak fesih etmeyip kusurlu olmadığından, davacının mevcut ya da yoksun kalınan kar talep etmesinin mümkün olmadığı değerlendirilmiştir.Mahkemece; yukarıdaki değerlendirme yapılırken, davalının yaptığı toplam masraf kalemi olarak davacının alacağından mahsup edilen kalem, 02.03.2016 tarihli raporda davacının kar payı talebi yönünden takip talebi ile bağlı kalınarak 35 kuzu için davalının yaptığı masraf olarak hesaplanmıştır....
mümkün olmadığını işletmenin banka olmayıp faiz dağıtmadığını, kar varsa kar dağıtıldığını, her ay kar olmadan kar dağıtılmasının söz konusu olmadığını, müvekkillerinin iyiniyetli olduğunu ve yıllarca ödediklerinin kar payından da açıkça anlaşıldığını, katılımcının işletmenin zararlarından da sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini mahkememizden talep ettiği anlaşılmıştır....
Mahkemece, davalının çalışmadığı ve gelir sahibi olmadığının sabit olduğu, murisin katkıda bulunurken karşılık beklediğinin düşünülemeyecğı, yapılan katkının bağış niteliğinde olduğu, 01.01.2002 öncesi edinilen mallar konusunda katkı alacağı koşullarının oluşmadığı; 01.01.2002 sonrası edinilen malların da gizli bağış niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından davanın esası yönünden temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacağı, artık değere katılma alacağı ve değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir. 01.01.2002 tarihinden önceki 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m. 170)....
payı dağıtımının istisnai olarak sınırlanabileceğini, kar payı almanın ortaklığın temel amacı olduğunu, şirketin kurulduğundan beri ortaklara hiç kar dağıtmayıp yüksek huzur hakları ödeyerek bazı yöneticilere haksız kazanç sağlandığının dikkate alınarak kar dağıtılmaması kararının iptali gerekirken aksi yöndeki kararın şirketin fiili durumuna aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın tümden kabulünü istemiştir....
Mahkemece mecburi temettü dışında kalan kısım için kar dağıtım kararı alınmayarak yedek akçeye ayrılmasının yasaya, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı, kar dağıtımının şirket sermayesinin düşmesi sonucunu doğurup doğurmayacağı, kanunda öngörülen kar payı dışında kalan kısmın ortaklığın devamlı gelişmesi ve düzenli kar payı dağıtılmasının temini bakımından uygun ve yararlı olup olmadığı ve kalan kısmın yedek akçeye ayrılmasının afaki iyiniyet kurallarına uygun olup olmadığının tespit edilmesi gerekir....