Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda icra müdürlüğünce borçlunun itirazında kabul ettiği asıl alacak ve yasal faiz oranına göre takibe devam edilmesi ve kapak hesabının da bu kurallar çerçevesinde düzenlenmesi gerekir. İcra müdürlüğünce 14/01/2021 tarihi itibariyle dosya kapak hesabı yapıldığı, borçlu tarafından takipte faize ve oranına itiraz üzerine takibin kısmen durmasına rağmen takibin kesinleşmeyen duran kısmına ilişkin alacaklar da dahil edilerek kapak hesabı yapıldığı iddiasında bulunulup, kapak hesabının tümden iptali istendiğine göre takibin itiraza uğramayıp kesinleşen kısmı yönünden istem üzerine dosya hesabı yapılarak takibe devam edilebilir ise de, duran kısım kapak hesabına dahil edilemez....

iki ayrı kapak hesabında ise dosya borcunun 180.832,42 TL ve 179.911,61 TL olduğunu, müvekkili dosyadaki kapak hesaplarının doğruluğu konusunda tereddüt ettiğinden 25.10.2021 tarihinde yeniden kapak hesabı talep edildiğini, dosyadaki kapak hesaplarının hatalı olabileceğini, özellikle yapılan ödemelerin tarihleri dikkate alınarak ve faize faiz işletilmemesine dikkat edilerek hesaplama yapılmasını talep ettikleri dilekçe üzerine, müdürlükçe 26.10.2021 tarihinde yapılan kapak hesabında ise dosya borcunun 239.451,38 TL olarak hesaplandığını, hal böyle olunca bir yıl önce yapılan kapak hesabında dosya borcu 76.737,34 TL gözükürken, 1 yıl sonra neredeyse, yasal yıllık faiz uygulanıyor olmasına rağmen, son kapak hesabının 3 katından fazla borç hesaplanmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinde haklı olarak kapak hesabının hatalı ve yanlış yapılıyor olması kanaatini oluşturduğunu, dosyada alınan son kapak hesaplarının kendilerine tebliğ edilmediğini, haricen 25.10.2021 tarihinde haberdar...

Şikayetin konusu, 02/11/2022 tarihli kapak hesabına ilişkin olup, söz konusu kapak hesabında bakiye borç miktarı 76.858,90 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı - borçlu itirazında 02/11/2022 tarihli kapak hesabına itiraz etmiş olup, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda 06/06/2013 tarihi itibari ile asıl alacak ve işlemiş faiz hesabı yapılmış, mahkeme tarafından da bilirkişi raporu doğrultusunda 06/06/2013 tarihi itibari ile asıl alacağın 43.752,14 TL, işlemiş faizin de 1.476,44 TL olarak tespitine karar verilmiştir....

Takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça 31.12.2021 tarihli kapak hesabına göre borcun ödendiği ancak, icra müdürlüğünce 04.01.2022 tarihinde yeni bir kapak hesabı yapıldığı görülmüştür. Bu durumda, "olayları anlatmak tarafa nitelendirmek hakime aittir." kuralı çerçevesinde davacı vekilinin talebi açıklattırılıp, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un, 3678 sayılı Yasa ile değişik 4/a maddesindeki düzenleme nazara alınarak talep içeriğine göre davacı vekilinin % 9 faiz istenilemeyeceğine yönelik talebi de değerlendirilmek ve gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile hasıl olacak sonucuna göre yeni bir karar verilmesi gerekirken, yazılı kararın verilmesi isabetsizdir....

İcra Müdürlüğünün 2020/16436 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip kapsamında düzenlenen kapak hesaplarının hatalı olduğunu, son olarak 02/12/2020 tarihli son kapak hesabında da mükerrer faiz işletildiğini, takip tarihinin yanlış belirlenmesi nedeniyle fazla borç çıkarıldığını, takipte kesinleşen miktar olarak esas alınan miktarın içinde takip tarihine kadar işlemiş faiz bulunduğunu, ancak bu tutarlar üzerinden mükerrer olacak şekilde faiz işletildiğini, takip dayanağı ilamın bozulmasından sonra yeni ilama göre 11/02/2020 tarihinde takibe geçilmesine rağmen kapak hesabında ilk takip tarihi olan 10/08/2015 tarihinin esas alındığını bildirerek, kapak hesabının düzeltilmesine, hatalı kapak hesabına istinaden ödenen fazla tutarın iadesine karar verilmesini istemiştir....

Somut olayda, borçlunun icra müdürlüğünce tespiti yapılan araç bedeline ilişkin şikayeti, mahkemece tümden reddedilmiş, ancak kapak hesabına ilişkin şikayeti faiz yönünden kabul edilmiştir. Şikayetin reddedilen değer tespiti kısmına yönelik esas alınan bilirkişi raporlarından, 30.05.2016 tarihli rapora ilişkin delil avansının, mahkemenin 22.05.2015 tarihli ara kararında alacaklı tarafından yatırılmasına karar verildiği ve aynı gün 1.527 TL avansının havale edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, hükmün yargılama giderlerine ilişkin kısmında bilirkişiler için ödenen 1500 TL'nin alacaklı lehine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve söz konusu giderin şikayeti reddedilen borçlu tarafından yapıldığı gerekçesi ile aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Somut olayda, itirazın iptali ile belirlenen asıl alacağın 24/01/2020 tarihli yapılan kapak hesabında asıl alacak miktarının takip tarihindeki kur üzerinden belirlendiği, ancak bu durumun hatalı olması sebebiyle dosya asıl alacak miktarı ve faizlerin hesaplanması için bilirkişiye tevdi edilmiş, 26/06/2020 tarihli aldırılan bilirkişi raporu hükme esas almaya elverişli görülmeyerek, yeniden rapor aldırılmış, dosya yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek aldırılan 08/10/2020 tarihli raporda özetle: "24/01/2020 tarihli kapak hesabı tarihi itibariyle; alacaklı /davacının alacak miktarının takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanması durumunda 381.069,67 TL olarak hesaplandığı, alacaklı davacının alacak miktarının 24/01/2020 tarihindeki kur üzerinden hesaplanması durumunda toplam alacak miktarının 994.816,44 TL olduğu, diğer kalemlerin de eklenmesiyle TL cinsinden kapak hesabı tarihi itibariyle alacak hesabının 1.000,597,9 TL olabileceği" şeklinde kanaat bildirilmiştir....

    Takip dosyasının incelenmesinde; icra mahkemesine şikayet tarihinin 11.11.2019, şikayetten önce yapılan son dosya hesabı tarihinin ise 17.9.2019 olduğu, buna göre bakiye dosya borcunun 164.521,20 TL olarak hesaplandığı, işbu şikayet tarihinden sonra 12.11.2019’da yapılan dosya hesabında ise bakiye dosya borcunun 168.623,71 TL olarak tespit edildiği ve borçlu tarafından aynı tarihte ödendiği anlaşılmıştır. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (itirazın yada şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12-177 esas, 2011/300 karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Borçlunun şikayet tarihinden sonra icra müdürlüğünce yeniden dosya hesabı yapılmış olması, şikayetten açıkça vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi davayı konusuz kılmaz....

      Davacı takip borçlusu belediye vekili şikayet dilekçesi ile takip dosyasında her türlü vekalet ücreti ve icra harçlarının maktu hesaplanması gerektiğini, buna bağlı olarak işlemiş faizin de yanlış hesaplandığını söyleyerek 16/05/2016 tarihli icra emrinin iptalini talep etmişse de şikayet dilekçesi içeriği ve istinaf dilekçesindeki beyanlarına göre 15/05/2019 tarihli kapak hesabına yönelik itirazda bulunduğu anlaşılmış olup, 15/05/2019 tarihli kapak hesabının incelenmesinde, tahsil harcının ve icra vekalet ücretinin nispi olarak hesaplandığı, işlemiş faiz alacağının ilama uygun olarak yasal faiz olarak hesaplandığı, işlemiş faiz alacağı oranında ve miktarında yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak takibe konu ilam imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen paya takdir edilen miktarın artırılmasına ilişkin olup, 6745 Sayılı Kanun ile 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen geçici 12....

      alacaklının takibinde yabancı para alacağının takip tarihindeki kur üzerinden Türk parası olarak ödenmesi yolunu seçtiğinin kabulü ile dosya kapak hesabının buna göre yapılmasına dair karar verilmesi için şikayet yoluna gidilmişse de, mahkemece şikayetin yeterli ve derin inceleme yapılmadan önemli pek çok yasal şartlar gözden kaçırılarak 3 yıl sonra olmadık gerekçelerle zorlama suretiyle uygulama ile reddedildiğini, eksik inceleme sonucu karar verildiğini ileri sürerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu