DAVA : İflas (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İflas (İİK 173)) DAVA TARİHİ : 31/03/2022 KARAR TARİHİ : 23/06/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan İflas (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İflas (İİK 173)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında ödenmeyen kambiyo senedine dayanarak Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yolu İle icra takibi başlattığını, İİK 167/1 madde hükmü gereğince davacının kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takipte bulunma hakkı tanındığını, davacının bu madde gereğince davalı hakkında icra takibi başlattığını, davalıya kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalının, ödeme emrine karşı herhangi dava açmadığını, takibin kesinleştiğini davalının, iflas yoluyla aleyhine icra takibi başlatılmış olmasına karşın dava tarihine kadar...
esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, takibin itiraz olmaksızın kesinleştiğini, daha sonra takip türü değiştirilerek kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takibe çevrildiğini, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, gönderilen ödeme emrine davalı tarafça itiraz edildiğini, takibin durduğunu, takibe konu çekin ... lehine düzenlendiğini, ...’in müvekkiline olan borcuna istinaden çeki müvekkiline ciro ettiğini, imza itirazında bulunulmuş ise de çekteki imzanın şirket yetkilisi ... ’ye ait olduğunu belirterek davanın kabulü ile itirazın kaldırılmasına ve davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kambiyo senedinin hukuka aykırı şekilde elde edildiğini, Bakırköy ......
İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince icra mahkemesi, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re'sen inceleyerek takibin iptaline karar verebilir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 778/1- b maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 703/2. maddesi uyarınca; çift vadeli olarak düzenlenen senetler bono vasfında sayılamaz. 6102 Sayılı Kanunun 778. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanunun 703/c maddesi gereğince, bononun vade tarihinin "keşide gününden muayyen bir müddet sonraya" ait bulunması zorunludur. Aksi takdirde dayanak belge kambiyo senedi vasfını taşımaz....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; İncelenen icra dosyasına göre takibin kambiyo senetlerine mahsus takip olduğu, davacı borçlulardan T1 ödeme emrinin 25/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, diğer davacı T2 ise icra dosyasında ödeme emrinin tebliğ edilmediği, davacılar tarafından takibe konu senetteki imzaya itiraz edildiği, ayrıca senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı, teminat senedi niteliğinde olduğu yönünde itirazda bulunulduğu, İİK'nun 170/a maddesinin 2 fıkrası gereğince icra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip olmadığı hususlarının resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir hükmü karşısında icra mahkemesi hakimi takibe konu senedin kambiyo senedi niteliğinde olup olmadığını resen inceleyecek olup bu madde gereğince taleple bağlılık ilkesi uygulanamayacak olup...
Somut olayda; Açılan davanın, borca itiraz ve kambiyo şikayetin kabulü olup ve İİK'nun 170/a maddesi gereğince borcun ödenmesi halinde kambiyo şikayetinin geri alındığı, borca itirazın da ödeme nedeniyle kanunsuz kaldığı bu hale göre şikayetlerden farklı olarak şikayet tarihi itibariyle karar verilmesi kuralının borca itiraz ve kambiyo şikayetlerinde uygulanamayacağı ödemenin teminat niteliğinde olmayıp borca itiraza dair olduğu anlaşılmakla kararın doğru istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı nedenle aşağıdaki hüküm kuruldu. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Dosya kapsamı, delil durumu ve takip dosyası içeriğine göre, ŞANLIURFA 1....
İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Somut olayda, davacı borçlu taraf, borca yönelik itirazını İİK. 'nun 169/a-1 maddesinde belirtilen yazılı belgeler ile ispatlayamamıştır. Sınırlı inceleme yetkisine sahip İcra Mahkemesinde görülen borca itiraz davasında, ceza soruşturması ve menfi tespit davasının sonucu bekletici mesele yapılamayacağı gibi, ileri sürülen sair hususlar da tartışma konusu yapılamaz. Açıklanan nedenlerle davacının kambiyo senedi vasfına yönelik şikayeti ile imzaya ve borca itirazının reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK.'nun 355. maddesi kapsamında Dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....
Bu prensibin en üst seviyede uygulandığı senet kambiyo senetleridir ( Öztan, F.; Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2013, s.36). Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir ‘gayeye’ ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye, bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki "kambiyo ilişkisi" olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu "kambiyo taahhüdü"nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır....
Aynı durum, kambiyo senedinin tedavülü hâlinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Bu sebeple taraflar arasındaki temel borç ilişkisindeki bozukluklar kambiyo ilişkisini etkilemez. Temel borç ilişkisinden doğan def’îler, temel borç ilişkisi ile kambiyo ilişkisinin taraflarının aynı olması ve bile bile borçlu zararına hareket edilmesi hâlleri dışında, kambiyo ilişkisinde ileri sürülemez. Zira temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir. Borçlu, kambiyo senedi nedeniyle alacaklıya karşı, genel olarak, ya kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ya da temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunabilir....
İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince icra mahkemesi, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verebilir. Somut olayda, takip dayanağı çekin muhatap bankaya ibraz edilmediği görülmektedir. Bu durumda, bankaya ibraz edildiğine dair ibraz şerhi taşımayan bu belgenin kambiyo vasfı bulunmamaktadır. O halde mahkemece, takibe dayanak senedin kambiyo senedi vasfını haiz bulunmadığı re'sen nazara alınarak İİK'nun 170/a-2. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacının kambiyo senedi alacağından dolayı davalı hakkında icra takibi başlattığı, davalının icra takibiyle kendisine gönderilen ödeme emrine itiraz ettiği, davacının icra takibine konu ettiği alacağının dayanağı olan kambiyo senedi ile ilgili olarak, mahkememizden daha öncesinde kıymetli evrakın zayi sebebiyle iptaline dair karar aldığı, bu karara dayalı olarak alacağını talep ettiği, kambiyo ilişkisi sebepten mücerret olsa da aslında bir temel ilişkinin sonucu olarak düzenlendiği, lehtarın düzenleyenden, cirantaların kendinden önceki cirantalardan yahut lehtardan kambiyo senedi almasının amacı, karşılıklı hukuki ve ekonomik ilişkiye dayalı bir temel ilişkinin bulunması ve bu temel ilişkiye dayalı olarak ödeme yapmak olduğu, kambiyo senetleri ile ilgili iptal kararı almanın maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden bir husus olmadığı, yalnızca senedi düzenleyenin iptal kararını alana iyiniyetle ödeme yapmakla borcundan kurtulabileceği sonucunu doğuracağı...