Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı yanca davaya konu senetle ilgili olarak davalı aleyhine daha önce girişilen kambiyo yoluyla takibin yenilenmesi istemine karşı davalı tarafından takibe itiraz edildiği, ilgili icra takibinin zamanaşımına uğradığının belirtilmesi üzerine davacı tarafın zamanaşımı itirazının kabulü neticesinde İcra Mahkemesi tarafından kabul beyanı nedeniyle davanın kabulüne, kambiyo yoluyla takibin geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği böylece kambiyo yoluyla girişilen takibin zamanaşımına uğradığı hususunun kesin hüküm haline geldiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır....

    İİK'nun 168/3. maddesi hükmüne göre, borçlunun, takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığına yönelik şikayetini 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Aynı Kanun'un 170/a-1. maddesi uyarınca ise, borçlu, alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip hakkının olmadığını da aynı sürede ileri sürmelidir. Somut olayda, mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihi 25.06.2015 olarak düzeltildiğine göre, alacaklının takip hakkı bulunmadığı yönündeki şikayetinin İİK'nun 168/3. maddesinde öngörülen yasal sürede olduğunun kabulü gerekir. Yasal sürede yapılan başvuru üzerine borçlu, alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip hakkının bulunmadığını İİK'nun 168/3. maddesine göre ileri sürebilir. Bu nedenle, mahkemenin, borca açıkça itiraz edilmediğinden kambiyo hukukuna ilişkin şikayetin dinlenemeyeceği şeklindeki gerekçesi yerinde değildir....

      İİK'nun 168/1. maddesi uyarınca icra müdürü alacaklının dayandığı senedin, kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse borçluya bu madde uyarınca örnek10 numaralı ödeme emri gönderir. Borçlu, takibe dayanak kambiyo senedi aslının itiraz süresi içinde icra kasasında bulundurulmadığını, İİK'nun 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde şikayet yolu ile icra mahkemesinde ileri sürebilir. Takibe dayanak kambiyo senedinin bu niteliği haiz olmadığı dolayısı ile icra takibinin iptali, İİK'nun 170/a maddesinin birinci fıkrası uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesinde yapılabilir. İcra mahkemesi İİK'nun 170/a maddesinin ikinci fıkrası uyarınca süresi içinde yapılma koşulu ile şikayet ile itirazları incelerken dayanak kambiyo senedinin bu niteliği haiz olmadığını re'sen nazara alarak takibi iptal edebilir....

        Diğer taraftan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte borca itirazın düzenlendiği İİK’nın “İtirazın incelenmesi” başlıklı 169/a maddesinin 1. fıkrası; “İcra mahkemesi hâkimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hâkimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir” hükmünü içermektedir. 14. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte ödeme emrine itiraz icra mahkemesine yapılır. Borçlunun icra mahkemesine yaptığı itiraz, borçlunun borcu olup olmadığının ilamsız icra prosedürü içinde tespit edilmesine yarayan bir yoldur....

          İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince icra mahkemesi, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re'sen inceleyerek takibin iptaline karar verebilir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 778/1- b maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 703/2. maddesi uyarınca; çift vadeli olarak düzenlenen senetler bono vasfında sayılamaz. 6102 Sayılı Kanunun 778. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanunun 703/c maddesi gereğince, bononun vade tarihinin "keşide gününden muayyen bir müddet sonraya" ait bulunması zorunludur. Aksi takdirde dayanak belge kambiyo senedi vasfını taşımaz....

          İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Somut olayda, davacı borçlu taraf, borca yönelik itirazını İİK. 'nun 169/a-1 maddesinde belirtilen yazılı belgeler ile ispatlayamamıştır. Sınırlı inceleme yetkisine sahip İcra Mahkemesinde görülen borca itiraz davasında, ceza soruşturması ve menfi tespit davasının sonucu bekletici mesele yapılamayacağı gibi, ileri sürülen sair hususlar da tartışma konusu yapılamaz. Açıklanan nedenlerle davacının kambiyo senedi vasfına yönelik şikayeti ile imzaya ve borca itirazının reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK.'nun 355. maddesi kapsamında Dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....

          Dairemizce yapılan değerlendirmede; İncelenen icra dosyasına göre takibin kambiyo senetlerine mahsus takip olduğu, davacı borçlulardan T1 ödeme emrinin 25/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, diğer davacı T2 ise icra dosyasında ödeme emrinin tebliğ edilmediği, davacılar tarafından takibe konu senetteki imzaya itiraz edildiği, ayrıca senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı, teminat senedi niteliğinde olduğu yönünde itirazda bulunulduğu, İİK'nun 170/a maddesinin 2 fıkrası gereğince icra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip olmadığı hususlarının resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir hükmü karşısında icra mahkemesi hakimi takibe konu senedin kambiyo senedi niteliğinde olup olmadığını resen inceleyecek olup bu madde gereğince taleple bağlılık ilkesi uygulanamayacak olup...

          Somut olayda; Açılan davanın, borca itiraz ve kambiyo şikayetin kabulü olup ve İİK'nun 170/a maddesi gereğince borcun ödenmesi halinde kambiyo şikayetinin geri alındığı, borca itirazın da ödeme nedeniyle kanunsuz kaldığı bu hale göre şikayetlerden farklı olarak şikayet tarihi itibariyle karar verilmesi kuralının borca itiraz ve kambiyo şikayetlerinde uygulanamayacağı ödemenin teminat niteliğinde olmayıp borca itiraza dair olduğu anlaşılmakla kararın doğru istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı nedenle aşağıdaki hüküm kuruldu. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Dosya kapsamı, delil durumu ve takip dosyası içeriğine göre, ŞANLIURFA 1....

          Bu prensibin en üst seviyede uygulandığı senet kambiyo senetleridir ( Öztan, F.; Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2013, s.36). Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir ‘gayeye’ ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye, bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki "kambiyo ilişkisi" olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu "kambiyo taahhüdü"nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır....

            Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacının kambiyo senedi alacağından dolayı davalı hakkında icra takibi başlattığı, davalının icra takibiyle kendisine gönderilen ödeme emrine itiraz ettiği, davacının icra takibine konu ettiği alacağının dayanağı olan kambiyo senedi ile ilgili olarak, mahkememizden daha öncesinde kıymetli evrakın zayi sebebiyle iptaline dair karar aldığı, bu karara dayalı olarak alacağını talep ettiği, kambiyo ilişkisi sebepten mücerret olsa da aslında bir temel ilişkinin sonucu olarak düzenlendiği, lehtarın düzenleyenden, cirantaların kendinden önceki cirantalardan yahut lehtardan kambiyo senedi almasının amacı, karşılıklı hukuki ve ekonomik ilişkiye dayalı bir temel ilişkinin bulunması ve bu temel ilişkiye dayalı olarak ödeme yapmak olduğu, kambiyo senetleri ile ilgili iptal kararı almanın maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden bir husus olmadığı, yalnızca senedi düzenleyenin iptal kararını alana iyiniyetle ödeme yapmakla borcundan kurtulabileceği sonucunu doğuracağı...

              UYAP Entegrasyonu